İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından İsmet Bozkurt tarafından hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Sızıntı dergisi ile başlayan veZaman gazetesiile birlikte hızla büyüyen FETÖ-PDY medyasının, örgütün gayrimeşru faaliyet, beklenti ve hedeflerinin meşrulaştırılarak geniş kitlelere ulaştırılması noktasında son derece önemli misyona sahip olduğu, ilkesel bir yayıncılık yerine tamamen stratejik olarakörgüt amacı doğrultusunda yayın politikası izlediğikaydedildi.

İddianamede, 2012 yılı sonlarına doğru özel dershanelerin kapatılmasına dair düşüncelerin gündeme gelmesiyle bu kurumlardan yüksek gelir elde eden ve insan kaynağını devşiren FETÖ/PDY medyasının, elebaşı Fetullah Gülen'in talimatları doğrultusunda devlet adamlarınabasın yayın özgürlüğünün sınırlarını aşacak şekilde hakaret ve saldırılar yönelttiği, akabinde örgütün komplo ve kumpaslarla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, hükümetini ve anayasal kurumlarınıortadan kaldırmayı hedeflediği, örgüt medyasının da bu amaçlar doğrultusunda asli bir işlev gördüğü anlatıldı.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin örgüt menfaatleri aleyhine aldığı kararlar karşısındarövanşist bir tavır sergileyen FETÖ/PDY ve medyasının harekete geçtiği; eş zamanlı, sistematik, planlı ve programlı bir biçimde yürütülen komplo, kumpas ve kurgu ürünü "MİT tırları operasyonu", sözde "Selam Tevhid-Kudüs Ordusu" ve "17-25 Aralık soruşturmaları" ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetine ve anayasal düzene karşı darbe gerçekleştirmeyi planladığı aktarılan iddianamede, bu noktada örgüt medyasının, hedefe yönelik fonksiyonel bir araç olarak kullanıldığı, örgütle iltisaklı gazeteci ve yazarların başlattıklarıtoplumsal mühendislik çalışmasının özellikleZaman gazetesi ve yazar kadrosunun desteğiyle yürütüldüğükaydedildi.

REKLAM FİLMLERİYLE DARBE ÇAĞRIŞIMI

FETÖ/PDY medyasının nüvesini oluşturan Sızıntı dergisinden itibaren Türkiye'de yapılanantidemokratik darbeleri desteklediği, örgüte yönelik operasyonların ardından yürüttükleri saldırı kampanyalarının başarısız olması ve kamuoyunda taraftar toplamaktan ziyade tepki çekmesi nedeniyle askeridarbe çağrışımı yapacak bir yayın politikasına yöneldikleri,sembolik darbe mesajlarının medya aracılığıyla tabana iletildiği, orduyu tahrik etmeye ve kamuoyunu baskı altında tutmaya yönelik bir yayın politikası izlendiği anlatılan iddianamede, Zaman gazetesinin 2013 yılı Kasım ayı içerisinde "Kardeşlik Zamanı" başlıklı sloganıyla hazırladığı reklam afişinin, Aksiyon dergisinin 2014 yılı Ocak ayı reklamının, 15 Temmuz 2016darbe teşebbüsünden 9 ay 10 gün önce yayınlanan Zaman gazetesi reklam filminin ve Sızıntı dergisinin 2016 yılı Mayıs sayısı için seçilen kapaktaki görselin darbe çağrışımı yaptığı ya da bu yönde mesaj veremeye yönelik olduğu, ayrıca Gülen ve örgütünün bu minvalde medya üzerinden üstü kapalı tehditler yönelttikleri ifade edildi.

KAYYUM ÖNCESİNDE MALVARLIKLARININ USULSÜZ DEVRİ

İddianamede, FETÖ/PDY medyasının bağlı olduğu şirketlerin malvarlıkları 2014 yılına kadar olağan şekilde değişme kaydederken, örgütün 2013-2014 yılında hükümeti devirmeye yönelik teşebbüslerinin başarısız olmasının ardından 2015 yılı içerisinde söz konusu şirketlerin bilançolarında bulunan ve "Maddi Duran Varlık" bölümünde yer alan "bankalar", "binalar", "arsalar", "taşıtlar", "tesis, makine ve cihazlar", "amortismanlar" gibi kalemlerdekimalvarlıklarının olağan dışı ve usulsüz bir şekilde devredildiği, el değiştirdiğinin ya da azaltıldığı anlatılarak, "alınan çekler" ve "diğer çeşitli alacak" kalemlerinin ise olağan dışı bir şekilde arttığının MASAK raporları ile tespit edildiği vurgulandı.

Söz konusu Feza Gazetecilik, Cihan Haber Ajansı, Cihan medya Dağıtım adlı şirketlerin malvarlıklarını sattıkları gerçek ve tüzel kişilerin FETÖ/PDY aidiyetleri, iltisakı ve irtibatları bulunduğu, söz konusu şirketlere kayyum atanmadan önce gerçekleşen bu büyük çaplı değişikliklerin şüpheli olduğu anlatılan iddianamede, bunların örgütün finansmanında kullanılmasının ve örgüt amaçlarına hizmet etmesinin kuvvetle muhtemel olduğunun denetçiler tarafından saptandığı vurgulandı.

İddianamede, kayyumların atanmasıyla FETÖ/PDY mensuplarının harekete geçerek, gazete ve dergi abonelikleri iptal ettirmek ve iade yapmamak suretiyle bir yandan tahsil edilen ücretleri örgüte aktararak örgüte mali kaynak sağlarken, diğer yandan gazete ve dergi tirajlarının düşmesini hedefleyerek kayyumda bu medya organlarının zarar ettiği algısını oluşturmaya çalıştırdıkları belirtilerek, ''Kayyumların atanmasıyla örgüt ile iltisaklı kuruluşların önemli kayıtlarının tutulduğu harddisklerin çalınmış olması da saklanmak istenen bilgiler olduğu yönünde ciddi kuşkulara neden olmaktadır.'' ifadesine yer verildi.