Başkanlık BOP'un da isteği

         Tarih yeniden Türk Milliyetçilerinin önüne ülkenin kaderini ilgilendiren seçenek koydu... Başkanlık sistemine geçip Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında Amerikan projesine geçit mi vereceğiz, yoksa BOP'u Türkiye sınırları içinde yenerek milliyetçi ulus devlet olarak dur mu diyeceğiz?

Hatırlatırım...

Türkiye'yi bölmek ve ülke topraklarından bir Kürdistan çıkarmak isteyenlerin birinci hedefi, Türkiye'de "milliyetçiliğin ayaklar altına alındığı", Mustafa Kemal'in dışarıda bırakıldığı ve hepsinden de önemlisi "etnik grupları özgürleştiriyoruz" denilerek "birlikte yaşama projesi" adı altında Türkiye'nin bir bölümünü önce federasyonlara sonra da ayrılmaya götürüp ve hiç gerçekleşmeyecek Sevr'i uygulamaktı.

Bunun farkında olan MHP içinden bir grup milletvekili, önceki gün tavrını belli etti. Herkesin anlayacağı dilden açıklama yaparak endişenin ana noktasını dile getirdi ve gelişmeler karşısında nerede duracaklarını net olarak açıkladı. Ümit Özdağ ve beraberindekiler: "Başkanlık sistemi Türkiye'yi parçalar" dedi.

Bu ne demek?..

Başkanlık sistemi ile "Türkiye'yi parçalama" arasında nasıl böyle bir ilişki kurdular?

Sebebi, az evvel açıkladığım Büyük Orta Doğu Projesi'nin amaçlarında yatıyor. Kaç kere bölünmüş Türkiye haritası yayınlayan Amerikalıların ne yaptığı ve yapmak istediği artık sır değil...

Bu sebepledir ki Türk milliyetçileri içeriden darbe almanın derin açmazı altında olsalar da sağduyunun sesi galip gelecektir. MHP, tarihi yanılgısını "siyaset tıkandı. Siyasal krizlerin kapısı aralandı" mealindeki açıklamalarla haklılandırmaya çalışsa da durum onların söylediği gibi değil.

               Ortada somut, elle tutulur bir kriz de yok, derin açmaz da. Birkaç yıl sonra olacakları da şimdiden kimse bilemez.

Öyle ise mesele kriz ve sistemin rahatlaması meselesi değil. Asıl mesele MHP yönetiminin tarihsel hatası...

MHP "milliyetçi Türkiye" davasını terk etmiş ve başkanlık sistemine odaklanarak AKP'nin öteden beri arzuladığı başkanlık sistemini adeta mevcut konjonktürü de göz önünde tutarak "altın tepside sunmak" istemektedir.

Neden?

Ve...

Niçin?

Bunu şimdilik bilemiyoruz. Açıkladıkları gerekçeleri de haklı da yeterli de bulmuyoruz.

Kaldı ki AKP'nin yönetiminde gelecek bir başkanlık sistemi kesinlikle istikrar değil, istikrarsızlık getirir.

Sosyal barış yerine çatışma getirir.

Adalet yerine haksızlık üretir, adaletsizlik getirir.

Nereden biliyorum...

Şimdiye kadar yaptığı uygulamalardan ve kendi kendilerini tersyüz eden onlarca davranıştan...

Hepsi de somut.

Hepsi de kendi sesinden ve kendi beyanlarından.

Hepsi de yaşadığımız binlerce gerçeğin ta kendisi...

En son birkaç tanesini söyleyeyim gerisini siz getirirsiniz.

15 Temmuz sonrası Lozan neydi? Kahramanlık ve haklılığımızın tescili.

Peki şimdi?

Mağlubiyet ve hezimet...

15 Temmuz sonrası Balyoz ve Ergenekon soruşturmaları neydi?

FETÖ'nün kumpası...

Peki şimdi?

"Gerçeklik."

Siyasi geçmişi kendi kendini tersyüz edip tezat ve ikilem olan bir partinin başkanlıkla bizi huzura kavuşturacağını iddia etmek, "çatışmaları ortadan kaldıracağını var saymak, istikrar sağlayacağını beklemek" ham hayaldir...

Kaldı ki, başkanlık sistemi BOP'un da istediği bir durum... Huzuru ve istikrarı kendisinin olsun.

Yazarın Diğer Yazıları