Batı'yla kavga siyaseti

          Davutoğlu'nun meşhur "kazan kazan" stratejisinden şimdilerde "dövüş-dövüş" stratejisine mi geçtik? Yunanistan hariç herkesle kavga ettik ve Rusya ile barıştan sonra yeniden kavganın eşiğindeyiz.

Tüm Avrupa ile fiilî dil kavgamız sürüyor.

Amerika hakeza..

Lakin Amerika ile toz konduramadığımız Müslümanlara onca çirkin sözlerden sonra hemen temas kurmaktan geri kalmadık. Trump meğer acilen ülkemizde görmek istediğimiz adammış...

Davet ettik..

                Bu kavgada onca ada ve adacığı Lozan-mozan dinlemeden, II. Abdülhamit'in bile hatırasına aldırmadan teker teker bayrak dikerek sahiplenen Yunanistan karşısında neden hiç sesimiz çıkmıyor anlayabilmiş değilim...

Anlayan var mı?

                Bu işte bir gariplik var.. Acaba Yunanistan ile gizliden gizliye bir anlaşmamız var da kamuoyu bilmiyor mu?

Öyle ya... Başımızdakiler bir taraftan Lozan'ı 12 Adaları dillendiriyor. İnönü'nün 12 Adaları bir imza ile Yunanistan'a verdiği imasında bulunuyor -ki vermedi- diğer taraftan da Ege'deki bütün irili ufaklı adalara bayrak diken Yunanistan'a "ne oluyor" diye sormuyor...

Niçin sormuyor?

Bizim bilmediğimiz özel bir sebep mi var?

Henüz anlayamadık..

Ancak mesele Avrupa'ya geldi mi milliyetçi ruhumuzu okşayan kükremelerle karşı karşıyayız.

Adalar giderken tık yok, AB'den biri demeç verince ortalık toz duman.

Bu nasıl bir anlayış?

Diyeceksiniz ki AB'ye ve ABD'ye hatta yeri geldiğinde BM'ye söylediklerinde haksız mı?

Haklı..

Ancak burada haklılık ve haksızlık kadar, bu siyasetin Türkiye'yi nereye götüreceği ya da götürmekte olduğu da önemli.

                Türkiye nereye sürükleniyor?

İşte bakın.

Almanya'ya görünürde çok haklı olduğumuz konularda yüksek perdeden laflar ettik. Ama bir de arka perdeye, yani salt gerçeğe bakın...

Televizyonlardan haykırıyoruz ama pratikte Almanya millî çıkarlarını bizim üzerimizden gerçekleştiriyor. Buna itiraz edecek bir tek ses yok..

                Buyurun Ümit Özdağ'ın sözlerine kulak verin. İşte haber: Twitter hesabından AKP'yi hedef alan açıklamalarda bulunan Özdağ, "Ülkemize hakaret eden Alman Dışişleri Bakanı Ankara'da. Alman uçakları İncirlik'ten uçmaya devam ediyor. AKP, Berlin önünde diz çökmeye devam ediyor" diyor..

                Biz de soruyoruz: Arkadaş bu nasıl bir iş?

Bir taraftan verip veriştiriyorsun, öteden adamlar malı götürüyor sesin çıkmıyor... Şimdi biz hangi tarafınıza inanacağız?

Verip veriştirirkenki milliyetçi tarafınıza mı, yoksa Alman uçaklarının İncirlik'ten dilediğini yapması karşısındaki sus-pus oluşunuzdaki gamsızlığınıza mı? Hangi davranışınız güven verici ve samimi?

Kim bilir...

Belki de sırf bunun için esip gürlemektedir. "Bizden çıkarları var. Nasıl olsa vazgeçemezler. Bana katlanmak zorundalar" gibi.. Bu durumda öfke siyasetinin bir ucu içe oynamaktır. Bir yönüyle "başkanlık sistemine geçiş için yaşasın milliyetçilik" sloganıdır bu. Bu politikanın her hâlükârda Yunanistan tarafı eksiktir.

Yazarın Diğer Yazıları