E d e p y â h û…

E d e p   y â h û…

Sözlüklerde edep "Utanma duygusu, güzel ahlâkla muttasıf olma, insanı utanılacak durumlardan koruyan meleke" şeklinde tarif edilir. Şairlerse edebi, ayıpları örten bir elbise olarak görür ve edepsiz kişileri çıplak insana benzetir:

"Setr eder aybını insanın hep//Ne güzel câme imiş sevb-i edep."

"Edeptir kişimin daim libâsı//Edepsiz kişiler uryana benzer."

Şâir Nâbî'ye göre edep insanın süsü, edepsizlik de şeytana uymaktır:

"Edep ârâyişidir insanın//Bî-edep tâbi'idir şeytanın."

Bu konuda, edebin Allah'ın nurundan bir tac olduğunu, bu tacı giyenlerin bütün belalardan emin olacağını ifade eden şu beyit de meşhurdur:

"Edep bir tâc imiş nûr-ı Hudâ'dan//Giy ol tâcı emin ol her belâdan."

İnsanı hayvandan ayıran "edep"tir diyen Kenan Rifai'nin (ö. 1950) şu dörtlüğü de çok güzel:

"Ten-i âdemdeki can bil ki edeptir//Dil ü çeşm-i beşerin nuru edeptir//Edebi olmayan âdem, değil âdem//Ayıran âdemi hayvandan edeptir."

Edeple ilgili atasözü ve deyimler

Edeple ilgili teşekkül etmiş olan atasözü ve deyimler de edebin mahiyetini anlamak ve önemini kavramak bakımından dikkate şayandır:

1-Âr çekmekten bâr çekmek evladır.

"Yüz kızartacak bir iş yaparak kazanç elde etmektense ağır işlerde çalışıp rızkını temin etmek daha iyidir" anlamına gelen bu atasözünü şair Sâbit (ö.1712) bir beytinde şöyle iktibas etmiştir:

"Âr çekmekten ey dil-i şeyda//Bâr çekmek hezâr-bâr evlâ."

2-Edebi edepsizden öğren.

İran hükümdarlarından Nûşirevan'ın baş veziri Büzürcmihr'e "Edebi kimden öğrendin?" diye sorarlar. Büzürcmih şöyle cevap verir bu soruya:"Edebi edepsizlerden öğrendim. Zira edepsizlerin kötü hareketlerinden tabiatım incindi, gönlüme hoş gelmedi. Böylece o kötü hareketlerden uzak durdum."

3-Âr damarı çatlamak

"Utanılacak şeyleri utanmadan sıkılmadan yapmak" anlamına gelen bu deyim, Mehmet Akif'in beytine şöyle yansımıştır:

"Bilirsiniz, hani insanda bir damar varmış//Ki yüzsüz olmak için mutlaka çatlarmış."

4-Âr ve hayâ perdesi yırtılmak

"Hayânın çirkinlikleri örten bir perde olduğunu, bu perdenin yırtılmasıyla bütün yüzsüzlüklerin ortaya saçılacağını" şair şöyle dile getirir:

"Hayâ sıyrılmış, inmiş: Öyle yüzsüzlük ki her yerde//Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde." (M. Akif)

Tasavvufta edep

Tasavvuf kültüründe edep "Daima Hakk'ın huzurunda olduğunu bilerek bu huzurun gerektirdiği şekilde davranmak"tır ki:

"Ehl-i irfan arasında aradım, kıldım talep//Her hüner makbul imiş, illa edep, illa edep" beytinde belirtildiği üzere, sofiler arasında edep her şeyden önce gelir.

Rivayet ederler ki Züleyha, uygunsuz bir teklifte bulunmak üzere Hz. Yusuf'u evine çağırır. Ama yaptığı işin edep dışı olduğunu bildiği için utandığından köşede duran, taptığı putun üstünü örter. Bunu gören Yusuf aleyhisselam da Züleyha'ya: "Sen taştan yontulmuş akılsız ve şuursuz bir puttan utanıyorsun da, ya ben her şeyi gören ve bütün gizlilikleri bilen C. Allah'tan utanmayayım mı? Böyle hayâsız bir teklifi nasıl kabul ederim?" der.

Görüldüğü gibi insan edep elbisesini giyebilse bütün belalardan emin oluyor.

Sözün özü; insan edepten, edep de güzel ahlâktan ibarettir vesselam…

ACZİMİN GİRYESİ:

İkilik yoluna gitme,

Edep gözle edep gözle.

Kimse gönlünü incitme,

Edep gözle edep gözle.

(Gaybî)

Yazarın Diğer Yazıları