FETÖ'ye vermedik, size de vermeyiz.

              İstiklal Savaşı'yla cihana meydan okuyan bir Meclisi, ne Bahçeli, ne de Erdoğan sevdası sebebiyle etkisizleştiremeyiz. Neymiş efendim. Bu sistem iki başlılık yaratıyormuş. Geçmişte birçok tartışmaların sebebi olmuş. Bir genel müdür atamak istemişler de Cumhurbaşkanı izin vermemiş.

Öyle mi?

                Yüzlerce genel müdürü, müdürü, öğretmeni, polisi komiseri atadınız da ne oldu?

                Darbeye giriştiler.

                Ve şimdi hepsini FETÖ'cü diye tek tek işten attınız. Ülkenin mali kaynaklarını maaş olarak onlara verdiniz. Hepsi torpilli olduğu için, devletin arabasını, makamlarını, maddi kaynaklarını tepe tepe kullandılar.

Bunları yaparken de ülkenin geleceğini tehlikeye attılar. Şimdi şu an, bizim 'hayır' diyerek korumaya çalıştığımız rejimi, hükümet sistemini, FETÖ'cüler ele geçirip, kendileri yönetmek istemiyor muydu?

                Aynen öyle...

Ancak Türk Milleti,  kanı ve canı pahasına rejimi kurtardı..

Doğru mu?

Doğru!

Şimdi, darbeden kurtardığımız ve uğruna yüzlerce can verdiğimiz rejimi/parlamenter hükümet sistemini, "evet" oyları ile yıkmak istiyorsunuz öyle mi?

İlginç!

                Dün "rejimi kurtardık" diyordunuz, şimdi rejimi yıkarak yerine tek adam yönetimini kurmak için herkesi ite kaka mitingler yapıyorsunuz. Bu millete; "Ey millet, dün FETÖ'cü'lere karşı korurken uğruna canını verdiğin bu sistemi, şimdi benim için yık. Haydi 'evet' ver, her şey bana kalsın." diyorsunuz..

Vallaha bir alemsiniz..

Çok kelime oyunu yapmakta da üstünüze yok. Tutturmuşsunuz, "rejimi değiştirmiyoruz, sistemi değiştiriyoruz" diye bir kelime oyunu.

Kardeşim; siz rejim diye neye diyorsunuz? Serbest piyasa ekonomisine mi? Yoksa Cumhuriyetin kendisine mi?

Özellikle Başbakanın söylemlerinden rejim diye Cumhuriyeti kastettiğini anlıyoruz.

Eğer rejimden kastınız bu ise -ki öyle olduğu anlaşılıyor- siz "bunu kimse değiştirmeyecek" diyorsunuz.

Peki, rejimi değiştirmiyorsanız derdiniz ne diye sorduğumuzdaysa: "Biz hükümet etme sistemini değiştiriyoruz.." demektesiniz.

Ey gözünü sevdiklerim. Asıl olan da bu ya. Bir yönetim biçiminin demokratik, ya da zorba olduğunun önemi tam da burada düğümleniyor ya.

Bakın Kuzey Kore'ye.

Rejimin adı ne?

Cumhuriyet. 

Ama "hükümet etme biçimi" tek kişinin zorba yönetimi.

Keza Saddam yönetimi de cumhuriyetti.

Libya da..

Eski Sovyetler de.

Hepsinin hükümet şekli neydi?

Tek adam yönetimi.

Demek ki neymiş?

Bu anlamda rejimin adının Cumhuriyet olmasının bir önemi yokmuş. Asıl olan hükümet etme şekliymiş.. Herhangi bir cumhuriyet rejimini, demokratik ya da zorba yapan şey, millete "biz rejimi değiştirmiyoruz" deyip, sanki yönetimi alt üst etmiyormuş gibi anlattığınız "hükümet etme sistemi"nin ta kendisiymiş...

Haydi, halkı kandırıyorsunuz. Bu politik ahlakın dibe vurduğu yerdir. Bütün bu kötü niyetlerinize bir de Allah'ın dinini de karıştırmıyor musunuz? Vay halinize...

Anladık uslanmazsınız.. Bu konuda artık tescillisiniz.

Ancak biz, FETÖ'ye karşı şehit vererek koruduğumuz adı Cumhuriyet, hükümet etme şekli parlamenterizm olan sistemi, size, kendi oylarımızla vermemekte kararlıyız.

Yazarın Diğer Yazıları