İki kahkaha bir pirzolaya bedelse; gülmeye devam

340f38c0-63c4-49a4-8968-19d924d1261e.jpg

Fiyatlarının füze gibi fırlamasıyla sofralarında et görmesi zorlaşanlar için “İki kahkaha bir pirzolaya bedeldir” sözü çare olur mu?.. Bilemem ama araştırmacı yazar Azem Sevindik, “Kahkahanın Kültür Tarihi” adlı kitabıyla konuya farklı bir bakış açısı getiriyor:

“Kahkaha gizli gizli şaka maskesiyle kurbanların insanlar olduğu korkunç oyunlar tasarlar, pusu kurar. Onun oyun bozucu yasaları mekanikleşen, rayından çıkan eylemleri, duruşları ve düzeni temelinden sarsar. Kimi zaman anlamı büsbütün anlamsızlığında, durumları ters yüz etmesinde gizlidir. Dünyayı tahammül edilebilir kılan, eğlenceli, ciddi ve korkunç bu paradoksal eylem kimi zaman karşı tarafa diş gösteren ağır hakaret, saldırı ve düşmanlık biçimidir. Kahkaha çürüklerin kokusunu alır, kıyafetlerin yamalı kısımlarını bilir, uyanıkların zayıflıklarını ve tüm kurnazlıkların korkusunu hisseder; sonra insancıl bu yeti bir virüs gibi şekilden şekile girer, saldırısını farklı biçimlerde tasarlar.”

Azem Sevindik’in bu çalışmasıyla cevabını aradığı sorulardan bazıları şöyle:

*Gülmek insani midir? *Neden, ne zaman, hangi durumlara, kime/neye güleriz? *Arenalarda seyirciler ölümüne mücadele eden gladyatörleri izlemekten neden keyif alırlar? *Başkalarının talihsizlikleri niye diğerlerini keyiflendirir? *Baskı altında ve hata anında gülünmesinin sebebi nedir? *Niçin en ciddi hitaplarda dahi sunum arasına birkaç espri sıkıştırılma ihtiyacı hissedilir? *Çok güzel bir haber alınca sevinçten ağlayan insanoğlu neden hiç beklemediği kötü bir durum karşısında ‘şok’ bir gülümseyişle tepki verir? Ortak şeylere gül(ebil)me becerisi grupların imajı açısından bir uyum, güven, bağlılık ve süreklilik göstergesi midir? *Kendi kendine gülenler niçin deli yaftası yemekten kurtulamazlar? *Çiftler neden şakalarla birbirlerini sürekli “yapay veya doğal” olarak güldürmeye çalışırlar? *Gülme negatif bir eylem midir? *Gülme bulaşıcı mıdır? *Gülmenin bir ekolojisi var mıdır?

Ötüken Neşriyat

Tel:(0212) 251 03 50

1cdafc71-a492-4ad2-a84a-27094fd3c7b9.jpg

Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktalarının kronolojisi

Cumhuriyet dönemi siyasi ve sosyal tarihi hakkında araştırmalar yapan Prof. Dr. Ali Satan tarafından kaleme alınan “100 Soruda Millî Mücadele” Cumhuriyet tarihi ile ilgili kıyıda kalmış bilgileri derliyor ve yeni bir tarih penceresi açıyor. Kurtuluş Savaşı’nın safahatının kronolojik olarak anlatıldığı kitapta Ali Satan, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan Mudanya Mütarekesi’ne kadar Türkiye’nin panoramasını çıkarıyor. Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan Millî Mücadele dönemi hakkında piyasada mevcut hamaset dolu kitapların aksine akademik bilgi ve belgelere dayanarak hazırlanan bu kitap özenle seçilmiş ve merak uyandırıcı 100 soru ve bunlara verilen dikkat çekici ve doyurucu bilgileri içeren cevapları akıcı bir üslupla okuyuculara aktarıyor.

Millî Mücadele'yi kronolojik, herkesin merak ettiği sorulara tatminkâr cevaplar vererek ve birbirinden değerli, bilinmeyen fotoğraflar eşliğinde anlatması, dönemin iyi anlaşılmasını sağlıyor. Kitaptaki konu başlıklarından bazıları şunlar:

* Millî Mücadele nasıl ve ne zaman başladı? * Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkması Osmanlı Genelkurmayı’nın operasyonu muydu? * Mondros’ta verilen gizli mektupta neler yazıyordu? * Müdafaa-i hukuk cemiyetlerini kimler kurdu? * Sultan Vahdeddin ile Mustafa Kemal Paşa arasındaki telgraf trafiğinin içeriği neydi? * Erzurum, Sivas Kongreleri ve Amasya Görüşmelerinin arka planı nedir? * TBMM’nin açılması III. Meşrutiyet’in ilanı mıdır? * Sakarya Savaşı neden dönüm noktasıdır? * Alevilerin, Bektaşilerin ve Mevlevilerin Millî Mücadele’deki rolü neydi? * Mudanya Mütarekesi öncesinde İzmir’e gelen arabulucu mason kimdi? * Millî Mücadele’de Türkistan ve Kıbrıs Türklerinin katkıları nelerdir?

Timaş Yayınları

TEL: 0511 24 24

f4097538-0e01-4375-9c96-e1c2e035dd4c.jpg

Geyiklerin kıtalar arası yolculuğunun izinde…

Fransız yazarlar Jeanne-Pierre Laurant ve Thierry Zarcone’nin kaleme aldığı, Goncagül Artam’ın dilimize kazandırdığı, “Geyik / Bir Hıristiyan ve Müslüman Simgesi” ilginç bir araştırma. Sibirya Şamanlarıyla pagan Kelt tanrılarının, büyücü Merlin’le Anadolulu veli Geyikli Baba’nın ortak noktası olan, Pagan dünyadan Hıristiyan ve Müslüman dünyaya, kutsallığından ve gizeminden hiçbir şey kaybetmeyen geyik, Orta Asya bozkırlarından Atlas Okyanusu’nun ötesine kadar belki de hayvanlar âleminin en sembol yüklü üyesidir. Her yıl boynuzlarını yeniden yapan bu ehlileştirilemez hayvan, bir ruh rehberi, iki dünya arasında bir aracıdır. Geniş bir alana yayılan geyik, tarih öncesi dönemlerden bu yana zamanın ilerleyişine eşlik eder. Antik Hint-Avrupa mitolojilerini işgal etmeden önce paleolitik Avrupa’nın mağara duvarlarını doldurur; Sibirya Şaman ibadetlerinin merkezinde yer alır, Doğu Hıristiyanlığının ikonalarını süsler ve aynı zamanda Japonya’da Miyazaki’nin çağdaş animasyon sinemasına ilham olur. Yazarlarının belirttiği üzere bu kitabın amacı, […] geçiş kavramı çerçevesinde anlam taşıyan ve geyiği, Hıristiyanlaşmış Avrupalılar ile Orta Asya’nın kademeli olarak İslamı benimsemiş Zerdüşt, Şaman veya Nasturi inançlarına mensup Türkçe konuşan toplumları gibi birbirinden farklı halkların hayal gücünün büyük besleyicisi kılan bu şaşırtıcı kültürel melezliğe has birkaç özelliğe ışık tutmaktır.

Kırmızı Kedi Yayınevi

Tel:(0212) 293 44 47

Yazarın Diğer Yazıları