İkinci Cumhuriyet başlıyor...

                Binali Yıldırım değişince sadece başbakan değişmiyor ülkede... Rejim değişiyor, rejim...

                Binali meselesi, başbakanlık yetkilerinin ve işlevlerinin tek adama, bir üste devredildiğinin göstergesi.

Binali meselesi, etkili ve yetkin başbakanlığın son bulup, yerine tanımı AKP'liler tarafından yapılan "düşük profilli" başbakanlık döneminin başlaması demek.

Yani?

Öteden beri sürüp gelen etkili ve tam yetkili Başbakanlığın rafa kaldırılıp, tüm yetkilerin kanunda yazılmasa bile uygulamada Cumhurbaşkanına devredilmesi demek.

Bu durum yeni bir başlangıcın ilanı değilse nedir?

Öyle ise "hoş geldin İkinci Cumhuriyet" diyebilirsiniz...

Ne şaşırıyorsunuz?

"İkinci Cumhuriyeti Mehmet Altan söyledi. O da unutuldu gitti" mi diyeceksiniz. Yoksa "onun anlattığı İkinci Cumhuriyet ile bu farklı" mı diyeceksiniz?

İstediğinizi söyleyin..

Aradaki tek fark; o, liberal ve fakat Atatürkçü olmayan bir İkinci Cumhuriyet beklentisi ve önerisi içindeydi. Şimdiki, tek adama dayalı, hâkim parti düzeni içinde formüle edilen İkinci Cumhuriyet'i kurmakla meşgul... Her ikisinin ortak paydası "Kemalizm'e hayır" fikri.

Arslan Bulut kardeşim kaç kere yazdı. Ben de izninizle bir kere daha tekrarlayayım. İkinci Cumhuriyet fikri, ABD tarafından destekleniyor. ABD'nin Kemalizm'in tasfiye edileceği yeni bir Türkiye kurulması fikrini söylediği yıllar, çok geride değil.

Ergenekon ve Balyoz'u boşuna mı yaşadık sanıyorsunuz...

Ege adalarının gidişini kimsenin umursamaması da boşuna değil...

Türk basınının el değiştirmesinin amaçsız boş bir eylem mi olduğunu düşünüyorsunuz?

Bakın...

İşte yandaşlar ortada.

Ne yazıyorlar?

Daha dün, sadece altı ay evvel Davutoğlu için yazdıklarının benzerini Binali için yazıyorlar. Demokrasi şöleninden bahsediyorlar. Dikkatlerimizi, göçüklere değil, ürettikleri yeni figürlere çekiyorlar...

Sonra hep bir ağızdan haykırıyorlar: Algı yanılması vaar!

Sahi mi?

Hani nerede?

Kim yapıyor?

Şimdi söyleyin lütfen. MHP yönetimi taraftarlığı adına geçen hafta Ahmet Hakan'ın programında konuşan arkadaş sizce yalan mı söylüyor?

"Ne dedi" diyecekler için hatırlatayım.

CNN'de katıldığı programda MHP genel merkez taraftarı arkadaş diyor ki: "Diyelim ki genel başkan değişti yüzde 20 oy aldık, ne olacak yani iktidar mı olacağız, bizim iktidar olmak gibi bir çabamız yok. Genel başkanımızın bir çizgisi var o çizgiden yürüyoruz..."

Bence doğru söylüyor...

Gerçekten iktidar olma çabalarının olmadığını çoktan beri tahmin ediyordum... Onlar "bir çizgide yürüyorlar" Biz de oy verip iktidar olacak diye bekliyoruz...

Böylece hepimizi bütün ülkücüleri o çizgide tutuyorlar. Biz çizgide olduğumuz için de ötekiler sistemi değiştiriyor, ülkeyi talan ediyor, millî değerlere sövüyor, Türklüğü anayasadan siliyor...

Aynı programda konuşmasının bir yerinde AKP'yi engellemek gibi bir görevlerinin olmadığını da söylemişti.

Buna mevcut MHP genel başkanının AKP'ye hitaben "gerekirse hukuken destek veririz" sözünü de ilave ederseniz, Türkiye'de herkes sanki tek merkezden yönetiliyormuş hissi doğmaz mı?

MHP krizi bunu doğruluyor... Konuşmalar buna "evet" diyor.

Bütün bunları yan yana, üst üste koyduğunuzda Binali Yıldırım dönemi, İkinci Cumhuriyet'e geçişte pasif başbakanlık sürecinin başladığını anlatıyor...

Yazarın Diğer Yazıları