Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

İsveç’in üyeliği ve F-16 Projesi

İsveç’in NATO üyeliğinin sadece bir NATO projesi olduğunu söylemek oldukça zordur. Bu proje ABD’nin Çin’i çevreleme ve Rusya’yı sıkıştırma stratejisinin, NATO’nun genişlemesi projesi adıyla hayata geçirilmesidir. Sovyetlerin dağılmasıyla ortaya çıkan devletlerin NATO ittifakına katılmasıyla kontrol altına alınması politikası, günümüze kadar devam etmiş, genişleme, Ukrayna’nın NATO ittifakına katılması girişimi Rusya açısından doyum noktasına ulaştığı için Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasına sebep olmuştur.

Bu gelişme Ukrayna’nın NATO üyeliğini şimdilik durdurmuş, ancak Gürcistan’ın NATO üyeliğinin gündeme gelmesi, yeni gelişmelerin ortaya çıkması ihtimalini güçlendirmiştir.

Bu durum, ABD’nin uzun bir süredir Karadeniz’de etkin olma isteğinin Montrö nedeniyle gerçekleşememesinin NATO vasıtasıyla delinmesi düşüncesini ortaya çıkarmıştır. Gürcistan’ın NATO üyesi olması, Karadeniz’deki istikrarın bozulmasına fırsat yaratacak ve Türkiye’nin egemenlik haklarını da sıkıntıya sokabilecektir.

Türkiye, NATO genişleme stratejisini, ittifakta sıkıntı yaratmamak için benimsemiş ve karşı çıkmamaya özen göstermiştir. Ancak bunun sınırlarının zorlamasının da, aleyhinde olduğu bilincindedir.

İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka katılması aynı zamanda, ABD’ye NATO üzerinden Kuzey Buz Denizi’nin kontrolü ve doğal kaynaklarına ulaşma imkânı vermektedir.

Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in

ittifaka üyeliğini onayladı

Türkiye’nin, Finlandiya ve İsveç’in ittifaka üyeliğini geciktirme sebebinin, genişlemeye karşı olma düşüncesinden değil, bu ülkelerin teröre destek vermesinden kaynaklandığı açıktır. Bu ülkelerle teröre desteğin sonlandırma kapsamında bir mutabakata varılmıştır. Finlandiya bu konuda, zaten aşırı olmayan uygulamalarını düzelttiği için Türkiye’den daha önce onay almış, ancak İsveç bu konuda zorlanmıştır.

ABD, NATO, hatta AB, İsveç’in bir an önce ittifaka kabul edilmesi hususunda Türkiye’ye baskıda bulunmuş, ancak Türkiye de mutabakatta yer alan uygulamaların yerine getirilmesinde, özellikle kendi güvenliği açısından hassasiyet göstermiştir.

ABD, İsveç’in NATO üyeliğinin Türkiye tarafından onaylanmasıyla, F-16 satış projesi arasında bir ilişki olmadığını ifade etse de, bu konunun Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanıldığını herkes bilmektedir. Zaman geçtikçe bu husus artık açıktan ifade edilmeye başlanmış, hatta sonunda ortaya şart olarak konmuştur. İsveç’in ittifak onayının TBMM süreciyle, ABD Kongresi’nin F-16 projesi kabul sürecinin eş zamanlı olması hususunda karşılıklı görüşme dahi yapılmıştır. Fakat ABD, önce Türkiye’nin bu konuda sonuca varmasını beklemiş, hatta ABD basınında; “F-16 alım projesi pazarlığında, Washington yönetiminin, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini Ocak 2024 sonuna kadar onaylamaması hâlinde, F-16 satışına izin verilmeyeceğini, buna mukabil Yunanistan’ın F-35 alım isteği sürecinin başlatılacağını Türkiye’ye bildirdiği” yazıları çıkmıştır.

F-16 satış projesi hız kazanıyor

İsveç’in NATO üyeliğinin TBMM tarafından onaylanması, Cumhurbaşkanı’nın imzalaması ve Resmî Gazetede yayınlanmasından sonra, resmî belgenin, biraz yadırgansa da, fiziken ABD yönetimine ulaşması beklenmiş, bu işlemin tamamlanmasıyla da F-16 projesi onay süreci hız kazanmıştır.

ABD Dışişlerince gerekli işlemler hemen yerine getirilmiş, “Acil ihtiyaç bildirimi” şeklinde Kongre’ye gerekli yazı gönderilmiş, Pentagon memnuniyetini ve satış işlemlerinin hemen başlamasını arzu ettiğini, bu projenin sadece Türkiye için değil, aynı zamanda NATO’nun güçlenmesini de sağlayacağını beyan etmiştir. Temsilciler Meclisi ve Senato Başkanları da, satış onayının Kongre’den geçeceğini söylemiştir.

Kongre’den 15 gün içinde bir itiraz gelmemesi halinde, satış onayı gerçekleşmiş olacaktır. İşin yadırganan tarafı, müttefikler arasında böyle bir satış işleminin, normal olarak sorun yaratmaması gerekirken, bunun ABD tarafından bir pazarlık konumuna sokulması, F-16 projesinin gerçekleşmemesi hâlinde Türkiye’nin Avrupa’dan başka alternatiflere yönelmesinin de, ilgili ülkeler nezdinde (Almanya gibi) telkinlerde bulunarak engellenmesidir.

Yunanistan’ı dengeleme girişimleri

Türkiye’nin F-16 projesinin kabul sürecine girmesi, Yunanistan’ı rahatsız etmiş, zaten bu konuda Yunanistan’a olan desteğini hiç eksik etmeyen ve “7/10” dengesini gözeterek Türkiye’nin Yunanistan’a karşı üstünlük sağlamasına imkân vermeyen ABD, yine bu konuda Yunanistan’ı memnun edecek, hatta zamanla bölgede hava üstünlüğü sağlayabilecek girişimlerini ortaya koymuştur.

Bu kapsamda ABD yönetimi, Türkiye’nin F-16 satış sürecinin başlamasıyla Yunanistan’ın talep ettiği F-35 projesine de onay vermiş, bununla da kalmayıp, elindeki ihtiyaç fazlası olarak nitelendirdiği fırkateynleri, C-130 kargo uçaklarını, tankları, zırhlı araçları ve çeşitli ekipmanları içeren bir paketin de Yunanistan’a hibe edilmesini onaylamıştır.

Projeyi engelleme girişimleri

Rum/Yunan, Ermeni, Hint ve Kürt lobilerinin, ABD Temsilciler Meclisi ve Senato Dış İlişkiler Komiteleri liderlerine mektup göndererek Türkiye’nin F-16 projesini engellemeye veya sakatlamaya çalıştıkları anlaşılmıştır. Bunlara Yahudi lobilerinin de destek vermesi beklenmelidir.

Mektupta Türkiye, "Türkiye'ye silah transferinin insan hakları ihlallerine katkıda bulunacağı ve çatışma olasılığını arttıracağı konusunda ciddi endişelerimiz var. Türkiye daha önce Amerikan F-16'larını Dağlık Karabağ'a saldırması için Azerbaycan'a ödünç vermiş, Suriye'deki Kürt ortaklarımızı bombalamak, Yunan hava sahasını ihlal etmek ve Yunanistan'ın egemenliğini tehdit etmek için kullanmıştır." ifadeleriyle suçlanmıştır.

Diğer taraftan Yunan Kathimeri gazetesinde de, Türkiye'nin ABD'den alacağı F-16 uçakları için, Yunan adaları üzerindeki uçmaması ve yalnızca NATO'nun amaçları doğrultusunda kullanabilme şartı getirileceğini, bu şart ihlal edilirse ABD'nin F-16 programını sonlandıracağını içeren bir mektubun da ABD Kongresi'ndeki komitelere gönderildiğini iddia eden haber çıkmıştır. Haberde, bu şartın Kongre üyelerini ikna etmek için ABD Temsilciler Meclisi ve Senato Dış İlişkiler Komiteleri liderlerine, ifade edildiği yorumu da yer almıştır.

***

Görüldüğü üzere F-16 projesi bir lütuf değil, F-35’ten sonra ABD tarafından utanılarak yerine getirilmesi gereken bir projedir. Bununla beraber onay safhasında “şartlı satış” açmazıyla sakatlanması da mümkün olup, proje süreci içinde hiç olmadık bir zamanda sorunlarla karşılaşılması da mümkündür. ABD Dışişleri tarafından, Yunanistan’ın S-300’e sahip olması göz ardı edilip, Türkiye’nin S-400’e bir çare bularak, F-35 projesine dönmesinin söz konusu olabileceği havucunun ortaya atılması da manidardır. Acaba MMU KAAN Projesi engellenmeye mi çalışılmaktadır?

Yazarın Diğer Yazıları