Kütüphane haftası...

Bu yılki “Kütüphane haftası”nın (30 Mart -05 Nisan 2015) ana teması “kültürlerarası diyalog” olarak belirlenmiş. Biz bu ana temayı “nesillerarası diyalog” şeklinde yorumlayarak “şairler meclisi” ni topladık, “kitap” konusunu tartışacağız...
İlk söz tabii ki Hz. Mevlanâ’nın:
-Kitaplardan önce kendimizi okumaya çalışalım.
Ben, “niçin?” diye soracaktım ki Koca Yunus söz aldı.
-Çünkü dört büyük kitapta (Tevrat, Zebur, İncil, Kur’ân) anlatılanların hepsi insan vücudunda vardır:
“Tevrât ile İncil’i Zebûr ile Fürkân’ı//Bunlardaki beyânı cümle vücûdda bulduk”
Abdülahad Nûri söz istiyor, buyurun efendim.
-Âlem ve insan Allah’ın nuru ile donatılmıştır. Dört büyük kitap onun güzel sıfatlarının zikri ile doludur:
“Âlem ü âdem müzeyyen nûr-ı zâtınla senin//Zikr-i evsâf-ı cemâlin ile dolu dört kitâb”
Şeyhî (Abdülmecid Sivasî) söze şöyle dâhil oldu:
-Can u gönülden ene’l-hak dersine talip olanlar cemalin gibi bir kitap bulamazlar:
 “Cân u dilden tâlip olanlar ene’l-hak dersine//Hiç bulurlar mı cemâlin nüshası gibi kitâb”
Âgah Paşa, Şeyhî’yi uyarma ihtiyacı duydu:
-Sözün doğru olsa bile ene’l-hak demekten sakın. Zira Hallâc-ı Mansur gibi seni de darağacına çekerler:
“Haksan da ene’l-hak demeden eyle tevakkî//Mansûr gibi sonra seni dâra çekerler.”
Abdülahad Nûri, Mansur’un yanlış anlaşıldığını, ene’l-hak tabirinin sakınılması gereken bir ifade olmadığını söyleyerek tekrar tartışmaya dâhil oldu:
-Hz. Musa’ya Tur dağında bir ağaçtan ene’llah nidası gelmişti. Bir gönülden ene’l-hak hitabı gelmesi niye caiz olmasın?
 “Mûsâ’ya şecerden dediği gibi ene’llâh//Bir dilden ene’l-hak dese olmaz mı ki âyâ?”
Konu biraz dağıldı, her halde Nâbi Efendi toparlayacak:
-Medresenin kîlükâlinden (kuru bilgi) kurtulmadan sevgi kitabının terimlerini anlayamayız, boşuna tartışmayalım:
“Tâ geçmeyince medrese-i kîl ü kâlden//Anlanmaz ıstılâhı kitâb-ı mahabbetin.”
Ali Emîrî Efendi’yi biraz beklettik, buyurun üstadım.
-Düşüncemin tükenmez bir hazinesi, yeni fikirlerimin kaynağıdır kitap:
“Bir mutalsam kenz-i lâ-yefnâsıdır endîşemin//Kâ’inâta vâridât-ı nev-zemînimdir kitâb.”
Kitap konusundaki hassasiyetinizi biliyoruz, devam edebilirsiniz efendim.
-Dînî hükümler, birlik ve beraberlik (duygusu) hep ondadır. Övüncüm, sığınağım ve yardımcımdır kitap:
“Andadır esrâr-ı vahdet andadır ahkâm-ı dîn//İftihârım ilticâgâhım mu’înimdir kitâb.”
-Kitabın her sayfası dünya ve âhiret sırlarına tutulan bir aynadır. Kısacası, dünya ve dinin sermayesidir kitap:
“Sırr-ı kevneyne birer âyînedir her safhası//Hâsılı sermâye-i dünyâ vü dînimdir kitâb.”
Son sözü Koca Ragıp Paşa’ya veriyorum.
-Gam hücresinde başka bir dost, arkadaş yok. Bunun için sohbetim hep kitapladır:
“Çünki yokdur enîs-i hücre-i gam//Râgıbâ sohbetim kitâb iledir.”
Bir başka “şairler meclisi” programında görüşmek üzere... 51. kütüphane haftanız kutlu olsun..

 

Yazarın Diğer Yazıları