Safahat'ta din ve hurâfe

Mehmet Akif, büyük bir şair olmanın yanında samimi bir Müslüman, dini doğru anlamış ve doğru anlatmaya çalışmış bir düşünürdür. O "SAFAHAT" adlı eserinde gerçek dinin ne olduğunu, bir hayat dini olan İslâm''ın cahil insanlar elinde nasıl hurâfeler manzumesi haline getirildiğini içi sızlayarak anlatır.
Din ve cemiyet
Din cemiyet içindir. Allah''ın emir ve yasakları incelendiğinde hepsinin arka planında cemiyet hayatının hedeflendiği görülür. Evet, Allah adaletli olmamızı emrediyor, çünkü adaletin olmadığı, zulmün hüküm sürdüğü bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir. Allah israf etmememizi emrediyor, çünkü hazıra dağ dayanmaz. Allah ölçü ve tartıda hile yapmamamızı emrediyor, çünkü doğruluk ve dürüstlük helâl lokmadan vücut bulur. Allah "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" buyurur. (Bkz. Zümer sûresi [39], âyet: 9) Elbette bir olmaz. Çünkü bilenler medenî olur aya gider, bilmeyenler cahil kalır yaya gider. Oysa biz dini sadece âhirete hasretmiş ve onu cennete gitmenin bir aracı olarak görmüşüz. Mehmet Akif, haklı olarak buna itiraz eder:
"Eğer maksudu ancak âhiret olsaydı Yezdân''ın//Ne hikmet vardı ibdâ''ında hiç yoktan bu dünyanın?"
Din sadece âhiret için olsaydı C. Hak "Ey Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, öteki dünyada da (âhiret) iyilik ver" (Bkz. Bakara sûresi [2], âyet: 201) diye dua etmemizi ister miydi? Müfessirler dünyadaki iyilikten (hasene) maksadın "ilim, ibadet ve insanlığa faydalı işler yapmak" olduğunu söylemişlerdir. Nitekim Peygamberimiz de "İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olanıdır" diyor.
Çalışmak
İlim tahsil etmek, insanlığa faydalı işler yapmak tabii ki çalışıp çabalamakla olur. Esasen çalışmak da bir ibadettir. Yüce Allah "İnsan için kendi sa''yinden (çalışmasından) başka bir şey yoktur" ( Bkz. Necm sûresi [53] âyet: 39) buyurmuştur. Fakat biz Akif''in ifadesiyle, dinimizin "çalış" emrini kulak ardı ederek tembellik yaptık sonra da işin kolayına kaçarak kurtuluşu hurâfelerde aramaya başladık:
"Çalış dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun//Onun hesabına birçok hurâfe uydurdun."
*
"Hurâfeler, üfürükler, düğüm düğüm bağlar//Mezar mezar dolaşıp hasta baktıran sağlar."
*
"İnmemiştir hele Kur''ân bunu hakkıyla bilin//Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için."
Mehmet Akif haksız mı? Özellikle dînî bayramlarda mezarlıklardaki manzarayı canlandırın gözünüzde. Mezar başlarında "Yasin" okuyan insanlar… Ve saf Müslümanları kandırıp parasını almak için elinde balon "taze Yasin var" diye bağıran din bezirgânları… Bitmedi, türbelere, ağaçlara çaput bağlayan, yatırlardan imdat bekleyen yığınlar…
İşte Mehmet Akif''in:
"Bakın ne hale getirmiş ki cehlimiz dîni//Hurâfeler bürümüş en temiz menâbiini" derken işaret etmeye çalıştığı Müslümanların hâl-i pür-melâli…
Ne yazık ki, insanlık için bir hidayet rehberi olan yüce dinimiz İslâm, cahilliğimiz yüzünden tembellik ve meskenet dini haline getirildi. Keşke Mehmet Akif''in 100 yıl önceki şu feryadına kulak vererek gerekli tedbirleri alabilmiş olsaydık:
"Âh o din nerde, o azmin, o sebatın dîni//O yerin gökten inen dîni, hayâtın dîni."
***
ACZİMİN GİRYESİ:
ÇALIŞMA DİNİ ve SEFALET
Din bize hem dünya hem de âhiret için çalış dedi,
Yobazlarsa boş ver dünyayı, sefalete alış dedi.
                                                      (Li-müellifihî)
 

Yazarın Diğer Yazıları