Viyana kapılarından dönüp idamla biten hazin bir son

25 Aralık 1683… Sultan’ın, canını alması için gönderdiği celladın elindeki kemende boynunu uzatan orta yaşlı bir adam… Merzifonlu Kara Mustafa Paşa… Çoğu tarihçi tarafından Osmanlı Devleti’nin talihinin tersine döndüğü iddia edilen II. Viyana Kuşatması’nda Osmanlı ordusunun başındaki isim. Dolayısıyla bozgunun en önemli müsebbibi…

merzifonlu-kara-mustafa-pasa.jpg

Dr. Metin Aydar, “Kızılelma’ya Adanan Bir Ömür / Merzifonlu Kara Mustafa Paşa” adlı kapsamlı çalışmasında, yedi yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin sadrazamlık mührünü taşıyan ve devlete sayısız hizmetler yapmış olmasına rağmen II. Viyana Bozgunu nedeniyle devletin talihini tersine çeviren isim olarak damgalanan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın hayatını tüm yönleriyle ortaya koyuyor. İlk olarak Paşa’nın çocukluk yıllarına ve Köprülü ailesinin himayesine girişine değinen bu eser, sonrasında Köprülüler sayesinde Osmanlı devlet mekanizmasının basamaklarını hızla tırmanışını konu ediniyor. Köprülüler sayesinde bir nebze rahat nefes alan Osmanlı Devleti’ni eski şaşaalı günlerine döndürmek için sadrazam olarak yoğun çaba harcayan Kara Mustafa Paşa’nın bu yoldaki çabaları da elinizdeki çalışmada etraflıca inceleniyor. Tabii, Paşa’nın Türk tarihinde yer edinmesini sağlayan II. Viyana Kuşatması da bu çalışmada oldukça detaylı bir şekilde ele alınıyor. Kuşatmanın öncesi, kuşatma sırasında yaşananlar ve sonrası bütün ayrıntılarıyla gün yüzüne çıkarılıyor. Dr. Metin Aydar, Paşa’yı siyasi ve askerî yönlerinin yanı sıra bir Osmanlı eliti olarak da ele alarak farklı bir bakış açısıyla biyografik bir eser meydana getirmeyi başarıyor. Bu eser, Türk tarihinin en tartışmalı şahsiyetlerinden biri olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın hayatını tüm safhalarıyla gözler önüne seriyor. II. Viyana Bozgunu'nun baş sorumlusu olarak kabul edilen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın hayatını ele alan bu eser, Paşa'nın yaşamının ve dönemin Osmanlı dünyasının pek çok bilinmeyenlerini farklı bir bakış açısıyla gözler önüne koyuyor. Dr. Metin Aydar bu önemli çalışmasıyla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor:

viyana-kusatmasi.jpeg

Bazı tarihî şahsiyetler en çok bir önemli savaşla tanınırlar. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın hayatı incelenirken daha çok 1683 Viyana Kuşatması üzerinden bir değerlendirmeye bağlı kalındığı görülmüştür. Bununla birlikte, 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren isminden sık sık söz ettiren bu devlet adamının farklı yönünü ele alan çalışmalar da olmuştur. Ne var ki bu sınırlı çalışmalar, kapsamlı bir tarihsel biyografi açısından yetersiz kalmaktadır. Onun hayat öyküsünü incelemek aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin 17. yüzyılın ikinci yarısındaki siyasî, askerî ve diplomasi tarihini ele almak demektir. Paşa'nın hayatı ve faaliyetleri üzerine yaptığımız derinlemesine incelemeler, onun hayat öyküsüne dair hevesimi canlandıran ve derinleştiren ilgi çekici bir bilimsel deneyim oldu. Ayrıca belirtmek gerekir ki, bu çalışmanın öncelikli hedefi Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’yı temize çıkarmak ya da itibarsızlaştırmak değildir. Doğumundan ölümüne kadar geniş bir incelemeyi kapsayan bu çalışmanın temel amacı hem Osmanlı Devleti hem de Avrupa tarihinde önemli rol oynayan bir tarihî bireyin hayatının dinamik bir tasvirini ortaya koyma çabasıdır. Bu bağlamda, hayatında meydana gelen askerî, siyasî vb. olaylara dikkat çekmeye, görünüşte birbirinden farklı olan bu olayların nasıl birbiriyle bağlantılı olduğunu göstermeye ve bunu yaparken de siyasî ve askerî faaliyetlerini daha geniş bir çerçeve içine oturtmaya çalışıldı. Nihayetinde, bunu yaparken dönemin resmî arşiv kaynakları ve çağdaş tanıkların notları tahlil edilerek, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın hayat öyküsünün sadece siyasî ve askerî faaliyetleriyle sınırlı olmadığı, görünenin dışında da farklı bir hayata sahip olduğu ortaya konuldu. Bu minvalde, Paşa’nın bir yaşam örgüsünün oluşmasına ve kötü şöhretli birisi olarak tanınmasına sebep olan eylemlerine vurgu yapılarak hayatı kronolojik bir sıra dâhilinde ele alındı.

Timaş Yayınları

Tel:(0212) 511 24 24

+++++++++++

kendi-kendimize-kocluk.jpg

Kişisel gelişime farklı bir bakış

-------

Yazarı Osman Güzelgöz koçluk eğitim ve tecrübelerini “Kendi Kendimize Koçluk” adıyla pratik bir koçluk kitabına dönüştürdü. İsmi, mottosu, kapak tasarımı ve arka kapak yazısı ile hemen dikkat çeken kitap, içeriğinde yer alan uygulama, test ve bilgilerle bireysel farkındalık üzerinde duruyor ve bu farkındalığı bilinçli farkındalığa dönüştürebilmenin kapılarını açıyor okuyucusuna. Osman Güzelgöz kitabın önsözünde okuyucusuna nasıl bir kitap sunduğunu “Peşin Peşin Söyleyelim!” başlığı ve konuşma diliyle aktarıyor:

Kendi Kendimize Koçluk" Kitabı Giriş, Gelişme ve Sonuç başlıklı 3 bölümden oluşuyor. Giriş bölümü koçluk bilgilendirmelerini kapsıyor. Gelişme bölümünde kişinin “kendiliği, potansiyeli, kaynakları ve sahip oldukları üzerinde duruluyor. Sonuç bölümü ise kişinin kendi kendine koçluk yapabilmesi ile ilgili pratik uygulamalar anlaşılabilir bir dille okuyucuya aktarılıyor.”

Kişisel Gelişim alanının temel kitaplarından birisi olmaya aday “Kendi Kendimize Koçluk” kitabı insanın bedensel, zihinsel ve ruhsal anlamda dengesinin KENDİSİ olması gerektiğini örneklerle sunan kendi alanının özgün bir çalışması…

İmpala Yayınları

Tel:(0532) 494 06 86

++++++

karganin-gozbebekleri.jpg

HAFTANIN KİTABI

Azmin zaferi

Anadolu topraklarında ağa bir babanın kızı olarak dünyaya gelen, birey olma mücadelesindeki bir genç kızın 11 yaşında evini terk ederek başladığı yatılı okul hayatıyla, 18 yaşında henüz üniversite öğrencisiyken, Türkiye’nin en genç ‘Kadın Girişimci’ kredisi alarak bir eğitim kurumu açan, maceralarla dolu girişimcilik yolculuğu… Begüm Özdoğularlı Pandır, zorluklarla verdiği büyük mücadeleleri ve eğitimci olarak yaptığı toplumsal gözlemleri “Karganın Gözbebekleri” adıyla otobiyografik roman olarak okurla buluşturdu.

Tel:(0555) 812 50 50

++++++

kulhan.png

Okumayan eksik kalır

Mumdan bir gemi limanda ateş denizine açılmak üzere son yolcularını bekliyordu. Onlar ateş denizindeki mumdan gemiye binmek ve yanmak için ateşe doğru koşuyordu. Önlerindeki duvarı zafer takı zannedip süratle duvara doğru koştukları gibi, karanlıkta kendilerine uzatılan yılanı ip zannedip tutundukları gibi, ateşin yaydığı ışığı da yollarını aydınlatacak şehrayin sanıyorlardı.

Mumdan gemilere binmişler, ateş denizinde ilerliyorlardı. Yanmak, erimek ve ateş denizinde kor olmak mukadderattı onlar için…

Adnan İslamoğulları, Külhan’da yalnızca ülkücü-milliyetçi camianın röntgenini çekmekle kalmıyor, aynı zamanda “Yeni Türkiye”nin parke taşlarının nasıl döşendiğini de gözler önüne seriyor. Kuyu’nun karanlığı ile Külhan’ın ateşi arasında bırakılan Türk milliyetçiliğinin dramatik siyasal serencamını tıpkı uzun metraj, siyah-beyaz bir film gibi yine ustalıkla işlerken, büyük bir özenle ördüğü romanının sahici karakterlerine yine ustalıkla ruh üflemeyi ihmal etmiyor. Zengin Türkçesi ve şahane üslubuyla okurunu bir dil şöleninin içerisinde ağırlıyor âdeta.

Ötüken Neşriyat

Tel:(0212) 251 03 50

++++++++

turkiye-tarimi-uzerine-notlar.jpg

KÜTÜPHANEMDEN

Türk köylüsüne ve tarımına böyle kıydılar

Bu hafta, Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı'nın 14 yıl önce yazdığı ve Türk tarımı hakkında kırmızı alarm niteliği taşıyan "Türkiye Tarımı Üzerine Notlar" kitabını dikkatinize getirmek istiyorum. Prof. Mustafa Kaymakçı bu kitabında AKP iktidarı döneminde uygulanan dışarıya bağımlı yanlış politikalarla çöken Türk tarımı konusunda hayati tespitlerini ve çözüm yollarını sunuyor. Tarımın hemen her konusuna değinildiği kitap 285 sayfa ve Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Yayınları arasında 2009'da yayınlanmış. Türkiye tarımı zor günler yaşıyor. 12 Eylül 1980 askerî darbesinden sonra uygulanagelen tarım politikaları Türkiye'yi yeterince üretemez duruma getirdi. Çiftçi, giderek yoksulluk sınırının altında bir yaşam savaşını sürdürüyor. Borçlarını ödeyemeyen çiftçiler, topraklarını yabancı bankalara bile satmaya başladılar. Kentlere göç hızlandı. Kentte yaşayanlar da çiftçinin ucuza kapatılan ürünlerini en yüksek fiyata tüketiyor. Ülke gıda egemenliğini yitirdi ve tarım ürünleri ithalatçısı oldu. Gıda egemenliği için toplumdaki bütün bireylerin tarım ve köylü sorunlarına yabancı kalmaması gerekiyor. Çünkü açlık, sofuluğu bozacak. Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı; "Türkiye Tarımı Üzerine Notlar" kitabında, tarımımızın içinde bulunduğu durumu açıklayan nedenleri gün ışığına çıkartıyor ve sorunları günlük gelişmelerle açıklıyor. Ancak salt sorunları değil, çözüm yollarının neler olabileceği konusunda önermelerde de bulunuyor. Kaymakçı, Türkiye'de tarımın çökertilmek istenmesinin arkasındaki gerçeğin, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde uygulanan tarım politikalarından kaynaklandığını belirtiyor.

Yazarın Diğer Yazıları