15 Temmuz kanlı kalkışmasından sonra ''Milli Birlik'' oluşturmak için siyasi parti liderlerinin Yenikapı mitingine katılmaları son derece önemli bir adımdı. Recep Tayyip Erdoğan'ın emrivakilerini Başbakan Binali Yıldırım'ın yumuşatmaya çalışması, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli'nin siyaseten risk alıp ''Erdoğan'a teslim oldular'' iddialarına rağmen ''Yenikapı Ruhu''nun oluşumundaki fedakarlıkların uzun sürmeyeceği belli olmasına rağmen, söz konusu olan ruha zarar vermemek için sessiz kalmayı tercih edenlerden olduk.

Dahası ''kaçak saray'a asla gitmem'' diyen Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin Erdoğan ve Yıldırım ile yaptıkları görüşmelerin perde arkasını öğrendiğimizde umutlandık. Dilerseniz Saray'daki zirvenin kulislerini paylaşalım. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin bir araya geldiği toplantı 2 saat 45 dakika sürmüştü. Bu toplantıda Bahçeli'nin sadece 2 dakika nezaket konuşması yaptığının altını çizelim. Kılıçdaroğlu ise çantasındaki notları ortaya koyup, muhtemel hataları, daha sonra gelişebilecek hukuksuzlukları dile getirerek uyarılarını yapmıştı. Binali Yıldırım'ın dikkatle notlar yazdığı, Erdoğan'ın ise merak etmeyin dediği de yansıdı başkent kulislerine...

O gün siyasi partilerde kalkışma ile ilgili komisyonlar oluşturup, birbirleriyle bilgi alış-verişinde bulunulmasında mutabakat sağlandığı da biliniyor. CHP Genel Merkezi bu konuda hassas çalışıyor. İhraçlar, tutuklamalar ve işe son vermelerde gelen müracaatlar titizlikle inceleniyor. Hatta MHP Genel Merkezi'nden yardım talep edenler karşılarında duvar buldukları için çaresiz CHP'ye yöneliyorlar. CHP'deki incelemeler sonunda AKP'nin ilgili birimlerine raporlar gönderiliyor. Ama AKP'den tık yok. Çoğunlukla OHAL sona erdiğinde hukuki olarak haklarını arayacaklar. Yanlış hesap var ise Bağdat'tan döner cevabı veriliyor. Ama geç gelen adalet, adalet değildir...    

***                                                                                                            

 ''Yenikapı Ruhu''nun ayağına ilk kurşunu sıkanın Tayyip Erdoğan olduğunun da altını çizmek zorundayız. Malumunuz TBMM'de CHP'nin teklifi ile 15 Temmuz kalkışmasını araştırma komisyonu kurulmuştu. Rusya'dan dönerken uçakta gazetecilere konuşan Erdoğan ''Bu komisyonlardan somut bir şey çıkacağına inanmıyorum'' sözleriyle Aşil Topuğuna sıkmıştı mermiyi... Yani daha baştan topaldı komisyon... Ardından AKP, uzun süre komisyona isim bildirmedi. Tepkiler yüzünden acele ile Reşat Petek gibi bir ismi Komisyon Başkanı yaptı. Reşat Petek her ne kadar hukukçu olsa da Balyoz ve diğer kumpas davalarında Fetö'nün sözcülüğünü yaparcasına televizyonlarda savcı edalarıyla konuşuyordu. Bir kaç kez ağır tartışmalar yaşadık. Petek'in bu komisyona başkan olarak atanmasının ayağa sıkılan merminin bele uzanıp felç kalmasına sebebiyet vereceğini göremedi AKP'liler... Daha doğrusu ''Reis''e itiraz edemeyerek ''Yenikapı ruhu''nun felç olmasına göz yummuş oldular. Yüksek yargının açılış töreninin Saray'a alınması ile o mermiler pervasızca o ruhun diğer organlarına saplandı.

Yenikapı ruhunun ölüp ölmediğini geçtiğimiz perşembe akşamı Türkiyem Televizyonu'nda  Prof. Dr. Özcan Yeniçeri 'ye sordum. ''Türkiye'nin ihtiyacı olan Yenikapı ruhunu vuranların tarih önünde yargılanacağını, ancak öldürülemeyeceğini, tedavi edilerek yaşatılmak zorunda kalınacağını'' vurguladı. Ne diyelim geçmiş olsun o ruha....