112'ye gelen çağrılar komedi skeci gibi. Talepler birbirinden ilginç

112'ye gelen çağrılar komedi skeci gibi. Talepler birbirinden ilginç
Eskişehir'de, acil çağrı hizmetlerini sağlayan 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğü'ne son 5 ayda yapılan toplam 240 bin çağrının 110 bini asılsız çıktı. Özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu gün ve saatlerde dışarı çıkabilmek için çeşitli bahanelerle merkezi arayanlar yoğunluk oluşturdu.

İçişleri Bakanlığı’nın ‘yeni nesil çağrı merkezi’ olan tek numarada acil çağrıları karşılama projesi ‘112 Acil Çağrı Merkezi’ sistemine Eskişehir de katıldı. 110 Yangın İhbar, 112 Sıhhi İmdat, 122 Alo AFAD, 155 Polis İmdat, 156 Jandarma İmdat ve 177 Orman Yangın İhbar acil çağrı hizmetlerini tek numara altında toplayan 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğü, Eskişehir''de hizmete girdi. 112 Acil Çağrı Merkezi''ne gelen aramalar ilk olarak çağrı karşılayıcılar tarafından yanıtlanırken, aynı yerde görev yapan İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, Orman Bölge Müdürlüğü, Afet ve Acil Durum Müdürlüğü görevlilerine olayın içeriğine göre yönlendirme yapılıyor.

240 BİN ÇAĞRININ 110 BİNİ İSE ASILSIZ

112 Acil Çağrı Merkezi''ne 5 ayda yapılan toplam 240 bin aramanın 130 bini gerçek çağrı, 110 bini ise asılsız çağrılardan oluştu. 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Murat Küçük, Eskişehir''deki asılsız çağrı oranının Türkiye ortalamasının altında olduğunu söyleyerek, “4 Kasım 2020 tarihinde faaliyete geçtik. 6 kurumun çağrı numaraları ''112'' adı altında birleşti. Vatandaşlar açısından numara karışıklığı ortadan kalkmış oldu. Bugüne kadar 240 bin acil çağrı aldık. Eskişehir genelinde asılsız çağrıların toplam çağrıya oranı yüzde 46 civarındadır. Asılsız çağrıların Türkiye ortalaması ise yüzde 66''dır. Eskişehirlilerin asılsız çağrılar konusunda daha hassas davranmalarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÇOK İLGİNÇ TALEPLER GELİYOR''

Özellikle sokağa çıkma yasağının uygulandığı günlerde kendilerine çok ilginç çağrılar geldiğini belirten çağrı alıcı Serkan Korel, şunları söyledi:

“Vatandaş ilk aradığında çağrı alıcıların ekranlarına düşüyor. Çağrı alıcılar, vatandaşın talebini dinleyerek derdini anlamaya çalışıyor. Adres bilgilerini girdikten sonra ilgili kurum hangisi ise adres bilgilerini ve görüşmeyi o kuruma aktarıyor. Turist ya da yabancı uyruklu bir kişi aradığında ise Ankara''daki merkezde bulunan tercümanlarımız konferans sistemi ile bağlanıyor. Pandemi döneminde karantinada olan vatandaşlarımız evlerinden çıkamıyor. İhtiyaçlarının alınması gerekiyor. Onların da adreslerini alıp sisteme kaydederek taleplerinin karşılanmasını sağlıyoruz. Vatandaşlardan çok değişik talepler ve asılsız çağrılar da geliyor. Biz bu asılsız çağrıları ilgili kuruma havale etmeden önce adres bilgilerini kontrol ediyoruz ve olayın detayını sorguluyoruz. Eğer asılsızsa ilgili kuruma havale etmiyoruz. Böylece onların iş yükünü azaltmış oluyoruz. Onların dışında bu pandemi döneminde çok fazla asılsız değil de gereksiz çağrılar bizi yoğunluğa boğan çağrılar oluyor. Vatandaş sokağa çıkamadığı ve önceden de ihtiyaçlarını gidermeyi unuttuğu için taleplerde bulunuyor. ''Ekmek almaya çıkabilir miyim?'' diye sokağa çıkmak istiyor. Kedisini veterinere götürmek isteyen oluyor. Hatta sokağa çıkma kısıtlamasında ''Cinci hocaya gitmem'' lazım diye bizi arayan bile var.”

SEVGİLİSİNİ ÖZLEYEN DE ARIYOR 

Merkezde çalışan çağrı alıcı Ezgi Kara ise, sevgilisini özleyip, evden çıkmak isteyenlerin bile kendilerini aradığını ifade etti. Yeni sistem ekiplerin birbiriyle iletişim kurmalarının çağrı sürelerini azalttığını belirten Kara, “Yeni sistem vatandaşlarımız için çok iyi. Çünkü panik anında insanlar bazen arayacakları numaraları unutabiliyorlar. Bir kaza anında biz burada ihbarcıdan ''yaralı var mı, sıkışma var mı?'' gibi bilgileri öğrenip, gerekli tüm ekipleri bir anda çıkartabiliyoruz. Önceki sistemde kurumların, ekiplerin birbiri ile iletişim kurması uzun zaman alıyordu. Gündüz mesailerimiz genellikle yoğun geçiyor. Özellikle yasaklı dönemlerde vatandaşlarımızdan gelen çok fazla soru ile karşı karşıya kalıyoruz. ''Çocuklarımızla dışarıya çıkabilir miyiz?'', ''Yanımızda götürebilir miyiz?'' gibi sorular geliyor. Sevgilisini özleyip evden çıkmak isteyenler, bahane uyduranlar çok oluyor. Akşamları evde sularının kesildiğini iddia edenler çok oluyor. ''Susuz ne yapacağız?, Sabaha kadar duramayız. Ellerimizi yıkamak zorundayız'' gibi isteklerde bulunuyorlar” diye konuştu.