Lav mağaralarında yaşıyorlarmış: 700 yıl sonra ortaya çıktı

Lav mağaralarında yaşıyorlarmış: 700 yıl sonra ortaya çıktı
Bilim insanları, ABD'nin Hawaii adasından alınan örneklerde karmaşık mikrop kolonileri bulduğunu açıkladı. Zor koşullarda bile yaşayabilen bu canlıların bilinen hiçbir türle eşleşmediği belirtildi.

ABD''li bilim insanları dünyanın en küçük canlı organizmalarından mikropların lav mağaralarının soğuk ve Mars''a benzeyen koşullarında bile yaşayabileceğini ortaya koydu.

IndependentTürkçe''den aktarılan bilgilere göre; Mikroplar, bitkilerin ardından gezegenin biyokütlesinin büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Fakat çok küçük oldukları ve ekstrem ortamlarda yaşadıkları için bilim insanları bu yaratıkları genellikle görmezden gelmişti.

Yeraltı mikropları Mars benzeri ortamlarda yaşadıkları için son yıllarda ilgi artsa da bu alanda gidilecek daha çok yol olduğu düşünülüyordu.

Yüzlerce yıl önce Hawaii Adaları''nı meydana getiren volkanik patlama, yeraltı tünel ve mağara ağını da oluşturuyordu. Soğuk ve karanlık bu yerler, zehirli gaz ve minerallerle dolmuştu. Bu nedenle çoğu yaşam formu için uygun değildi.

2006-2009 ve 2017-2019 arasında bölgeden alınan 70 örneği inceleyen bilim insanları, güneş ışığını çok az alan ya da hiç almayan bu ekstrem ortama indi.

21 Temmuz''da Frontiers in Microbiology adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan bulgular, 500-800 yıllık eski lav mağaralarında genellikle mikrop çeşidinin daha fazla olduğunu göstermiş oldu.

Daha yeni mağaralardaysa, mikrop kolonilerinin tür açısından birbirine daha yakın olduğu belirlenmiş oldu. Üstelik bütün bu mikropların, bilinen hiçbir türle eşleşmediği aktarıldı.

Araştırmacılar bu nedenlerle, bu küçük canlıların bazaltta koloni kurmasının daha uzun zaman aldığını düşündüğünü açıkladı.

Yeni lava mağaralarında mikropların birbiriyle yakın olması, daha zorlu ortamlarda rekabetin yaygın ve yakın türlerin yan yana yaşama şansının az olduğunu göstermiş oldu.

Öte yandan Chloroflexi ve Acidobacteria gibi çeşitli bakteri sınıfları hemen hemen bütün bölgelerde mevcuttu. Uzmanlar, diğer mikropları bir araya getirdiği için onlara "merkez" ifadelerini kullandı.

Araştırma ekibinden mikrobiyologu, "Bu, ekstrem ortamların mikroorganizmaların birbirine daha bağımlı olduğu, daha etkileşimli mikrobiyal topluluklar ortaya çıkmasını sağlayıp sağlamadığı sorusuna yönlendiriyor" dedi ve devam etti:

Eğer öyleyse, bunun ortaya çıkmasını sağlayan ekstrem ortamlarla ne alakası var?