Abdülkadir Sevlvi'ye konuşan Bilim Kurulu Üyesi Emre Kayıpmaz'dan zehir gibi açıklama

Abdülkadir Sevlvi'ye konuşan Bilim Kurulu Üyesi Emre Kayıpmaz'dan zehir gibi açıklama
Korona virüs salgınında yaşanan hasta artışı ile birlikte ilk olarak il ve ilçe bazında kısıtlamalar gündeme gelirken Bilim Kurulu üyesi Afşin Emre Kayıpmaz ülke genelinde kısıtlamaya gidileceğine vurgu yaptı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca geçtiğimiz günlerde vaka sayılarına yönelik yaptığı açıklamada "Ankara İstanbul'u geçti" demişti. Bu açıklamanın ardından Ankara'nın Vuhan olduğu iddia edilmişti.

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, salgındaki son durumu ve merak edilenleri Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz'a sordu.  

"Ankara, Vuhan oldu mu?" sorusuna Kayıpmaz, “Son dönemde vaka sayısındaki artışın en yüksek olduğu il, ne yazık ki Ankara oldu. Kontrollü sosyal hayat döneminde Ankara’da yaşayanlar her zamanki kontrollü tavırlarının dışına çıktı. Sadece Ankara’da değil, yurdumuzun genelinde de salgın öncesindeki yaşantımıza hızlı bir dönüş oldu” cevabını verdi.

Bilim Kurulu üyesi, "Her ilde tablo aynı değil, illere göre farklı önlemler alınacak mı?” sorusunu ise "Lüzumu halinde il bazında önlemler alındığı gibi, ülke genelinde de tedbirler masaya yatırılabilir. Kurulumuzda da bununla ilgili tavsiyeler gündeme geldi. Sağlık Bakanımızın da geçtiğimiz günlerde açıkladığı gibi sorunun tamamen ortadan kalkması için yapılması gereken tam izolasyondur. Bununla birlikte ne kadar süreceğini bilmediğiniz bir salgında süresiz bir izolasyona dünyanın birçok ülkesinin sıcak bakmadığı açıktır. Şu anki bilgilerimize göre salgının yayılmasını önlemede en etkili yöntemler, bireysel korunma yöntemleridir” diye yanıtladı.

Yüz yüze eğitimle ilgili soruya da cevap veren Kayıpmaz, “Okulların açılmasına iki hafta kaldı. Vaka sayıları da artış yönünde ilerliyor. Elbette yetkili kurumlar gerekli değerlendirmeleri anlık olarak yapmaktadır. Önümüzdeki günlerde kararın netleşeceğini sanıyorum. Kişisel kanaatim ise yüz yüze eğitimin okuma-yazma aşamasındaki çocuklarla sınırlı kalabileceği yönündedir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin, ayrıca onları yetiştiren öğretmenlerimizin sağlığı öncelikli endişemiz olmalıdır" dedi.