Avustralya Parlamentosunda yerli Aborjin senatör Lidia Thorpe'un Kral Charles’a “Benim Kralım değilsin, burası senin toprağın değil” diyerek tepki göstermesi, ülke genelinde geniş yankı buldu. Thorpe’un bu protestosu, Avustralya'nın hâlâ çözüme kavuşturulmamış sömürge geçmişine ışık tuttuğu kadar, yerli halkın kendi içinde yaşadığı bölünmeyi de gün yüzüne çıkardı.
Yakın zamanda yapılan anayasal tanınma referandumunda, Aborjin ve Torres Boğazı Adalı halkların temsil yetkisini tanıma önerisi geniş bir farkla reddedilmişti. Thorpe bu öneriyi “sahte ilerleme” olarak nitelendirerek “hayır” kampanyasının önde gelen isimlerinden biriydi. Ancak Widjabul Wia-bal aktivisti Larissa Baldwin-Roberts, bu sonucun yerli halk arasında "utanç ve dışlanmışlık" duygusu yarattığını belirtti. Baldwin-Roberts, referandum sürecinde yayılan yanlış bilgilerin toplumda ırkçı söylemleri güçlendirdiğini ve yerli toplulukların bu durumdan olumsuz etkilendiğini vurguladı.
Yerli halkların yaşadığı adaletsizlikler ve toplumsal ayrımcılıklar, Avustralya’da uzun süredir devam eden bir sorun. 1770’te Kaptan James Cook’un kıtaya ayak basmasıyla başlayan İngiliz yerleşim süreci, Aborjin halkı için uzun yıllar süren toprak kayıpları, yaşam kaynaklarının elinden alınması ve zorla asimilasyon çabalarını beraberinde getirdi. Bu geçmişin izleri, günümüzde yerli halkın sağlık, eğitim, yaşam süresi gibi konularda hâlâ dezavantajlı durumda olmasına yol açıyor.
Protestonun ardından Thorpe, Avustralya'daki sömürgeci geçmişle yüzleşmeden gerçek bir uzlaşmanın mümkün olamayacağını savundu. Baldwin-Roberts da Thorpe'un bu cesur eyleminin, yerli topluluklarda yankı bulan konuşmaların bir yansıması olduğunu belirtti. Baldwin-Roberts’e göre, Thorpe’un protestosu, geleneksel uzlaşma yaklaşımlarının yetersiz kaldığına dair büyüyen bir duyguyu temsil ediyor. “Biz hâlâ bölünmüş bir toplumuz” diyerek, bu yaraların sarılabilmesi için daha kapsamlı bir hesaplaşmanın şart olduğuna dikkat çekti.
Ancak Thorpe’un protestosu her kesimde destek bulmadı. Eski senatör Nova Peris, bu hareketi “utanç verici” olarak tanımlarken, Avustralya Senatosundaki diğer milletvekilleri de olayı saygısızlık olarak nitelendirdi. Profesör Tom Calma, Thorpe’un talebinin “ülkenin geri kalan yüzde 96’sını dışlayabileceği” endişesini dile getirerek, uzlaşma sürecinde müttefiklerin önemine vurgu yaptı.
Gelecek yıl yapılması beklenen genel seçim öncesinde siyasi partiler, anayasal tanınma tartışmasını hızla geride bırakmayı hedeflerken, ülkenin yerli halklarının gelecek politikalarla nasıl bir yol izleyeceği konusunda belirsizlik sürüyor. Baldwin-Roberts’e göre, bu hafta yaşanan olay, Avustralya'nın yerli ve yerli olmayan toplulukları arasındaki derin ayrımı bir kez daha gözler önüne serdi.
