Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

Afganistan'da Taliban tedirginliği

Taliban, Afganistan''da kontrolü sağlamıştır. Gelişmeler takip edilmelidir. Yeni durum karşısında sağlıklı bir politika oluşturabilmek için Afganistan''ın tarihî geçmişi, Taliban''ın özellikleri ve 1996-2001 yılları arasındaki yönetimi iyi incelenmelidir.

Ancak geçmiş analiz edildiğinde ortaya iç açıcı bir tablo çıkmayacaktır. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Taliban''ın beyanlarına itibar edilmemelidir. Bunu, şimdilik ülkede sistemin çalışmasını aksatmamak, dış dünyayla ilişki kurmak ve meşruiyet sağlamak için yaptığı dikkate alınmalıdır. Ülkede istikrarın sağlandığının söylenmesi ise, karşısında direnen/savaşan olmadığı için ortaya çıkan görüntüdür. Yanıltıcı olmamalıdır.

Korku dağları bekliyor

Taliban ilerledikçe insanların ülkeden kaçışı artmış, tam kontrol sağladığında ise zirveye ulaşmıştır. Biraz olsun özgürlükle tanışan insanlar kaçmak için panik içindedir. Hatta Taliban boyunduruğunda yaşamak yerine, belki kurtulurum ümidiyle ölümü dahi göze aldıklarının görüntüleri hafızalara kazınmış durumdadır.

Kontrol sağlanınca şeriata dayalı anayasal sistemin geçerli olduğu açıklanmış, kadınlar, kız çocukları ve eğitim için kısıtlamalar, ibadetten, kıyafetten saç sakala kadar yasaklar ve mecburiyetler getirilmiştir. Hapis, kırbaçlama, el kesme, idam ve bunların teşhir esasları bildirilmiştir. Ülkede korku iklimi hâkimdir.

Uluslararası etkiler

Taliban; Çin için ham madde kaynağı, Rusya için ABD''ye karşı koyan güç, S.Arabistan ve BAE için din ve anlayış kardeşidir. İngilizler bölgeden ayrılırken Peştunların yarısı Afganistan''da, yarısı Pakistan''da olacak şekilde çizdiği sınırla, iki ülke arasında bir geçirgenlik yaratmış, geriye istikrarsız bir bölgeyi miras bırakmıştır. Bu nedenle Pakistan için de bir kaderdir.

Taliban idaresindeki bir ülke, değişik terör örgütlerinin yeşerebilmesi için uygun bir ortamdır. Taliban''ın yapısı buna müsaittir. El-Kaide''nin, IŞİD/DEAŞ''ın buradan türediği göz önünde tutulmalıdır. ABD çekilince geride, Çin''i ve Rusya''yı etkileyecek şekilde iki ülkenin ortasında, İsrail için tehdit olan İran''ı da rahatsız edecek konumda bir istikrarsızlık adası kalmıştır.

Bu yeni durum, ABD''nin güvenlik politikasında sıklet merkezini kaydırdığı Asya-Pasifik bölgesindeki amacını ve son NATO zirvesinde de kabul edilen Çin''i çevreleme, Rusya''yı sıkıştırma politikasını destekler yöndedir.

Ayrıca Taliban etkisi ve anlayışından, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan''ın da etkilenmesi mümkündür.

Türkiye çok yönlü riskte

Göçmen istilası

Taliban yönetiminden kaçanların çoğu İran üzerinden Türkiye''ye gelmektedir. İnkâr edilse de, bunlardan bir kısmının ABD''yle sağlanan mutabakatla geldiği, uygulanan göç düzeninden anlaşılmaktadır.

Türkiye, resmî/gayriresmî 6 milyonu Suriyeli, diğer ülkelerden gelenlerle birlikte 8 milyon civarında, nüfusunun %10''u kadar geçici koruma statüsünde göç almış, kapasitesini aşmıştır. Demografik yapı, sosyal ve kültürel durum bozulmaktadır.

Türkiye Batı''nın göçmen deposu değildir. Para geliyor diye müsamaha gösterilemez. Vatandaş yapılarak, oy potansiyeli olarak görülemez. Göçmenlerin iadesi anlaşmasından derhal çıkmalı, Batı sınırları açılmalıdır. Gelenler anlaşmalarla gönderilmeli, İran üzerinden gelenler de alınmamalı, gerekirse tampon bölge oluşturulmalıdır. Türkiye göçmen istilasından kurtarılmalıdır.

Etkileşim

İdlip''te, Taliban''ın Afganistan''da kontrolü ele geçirmesi selalarla kutlanmıştır. Etkileşime dikkat edilmeli, yurt içinde de şeriat yanlılarının davranışları kontrol altında tutulmalıdır.

Kabil Havaalanı ve görüşme

Türkiye''nin, hava alanını işletme ve güvenliğini Taliban''a karşı sağlama planı, Taliban''ın kontrolü sağlamasıyla sona ermiştir. Şimdi Taliban''ın "gitme" demesi beklenmektedir. Türkiye, Taliban talep ederse güvenlik ve teknik konularda destek vereceğini söylenmekte, görüşmeye de istekli görünmektedir. Taliban da, uluslararası meşruiyet için, "Türkiye kardeştir" diyerek buna yeşil ışık yakmaktadır.

***

Taliban''ın ülke yönetiminde kalıcı olamayacağı, tarihin tekerrür edeceği dikkate alınmalıdır. Türk askeri en kısa zamanda çekilmeli, ilişkilerde laik ve demokratik bir ülke olma bilinciyle hareket edilmeli, ulus devlet olmanın da kıymeti bilinmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları