Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, "Suç duyurusunda bulunacağız. Meclis Başkanlığı, Meclis'in hükmü şahsiyetini koruyacak. Terörü övmek, teröristi övmek, teröristliğine slogan atmak şu anda suçtur. Bu hükümet, Meclis'inde evlatlarının katiline slogan attıran, evlatlarının katilinin posterlerini astıran, evlatlarının katili olan bu terör örgütüne efendim dil pazarlığı yaptıran, anayasasını konuşturan, kimliğini konuşturan bir koalisyon olarak tarihe geçmiştir. Bu utanç bunlara yeter" dedi.

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Sözcü TV’de Haber Saati programının canlı yayın konuğu oldu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ağıralioğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi:

"KENDİ SEÇMENLERINIZIN HAYAL KIRIKLIĞINA SEBEP OLACAK ŞEKILDE SEÇMENLERINIZI HALELDAR ETTINIZ"

Ağıralioğlu'ndan Meclis'teki skandal slogana suç duyurusu - Resim : 1

Artık görülüyor ki müttefiklerini koruyup kolluyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı da zikretmişti: ‘DEM, MHP, biz hep beraber yürüyeceğiz bu yolda. Birlikteyiz, beraber yürüyoruz’ diye ifade etmişti. DEM, MHP ve AK Parti müttefik oldular. Bu müttefikliğin bir ayağı Kandil oldu. Bir ayağı da İmralı oldu, oraya da promter cihazı gönderildi, mesajlar taşındı. Mesajlar uluslararası ölçekli hale getirildi. Şimdi görülüyor ki PYD bölgesinde Mazlum Abdi’nin mesajları da Öcalan’a iletiliyor.

Meclis’ten de bir komisyon tertip edilebilir. Onlarda gidebilir gibi birtakım sözler iletiliyor. Bu arada dünyanın en şerefli meclisinde; evlatlarımızın katili lehine sloganlar atılıyor. Bu utancı protesto etmekten bile imtina eder hale geldik. Ne haliniz varsa görün. Ben hükümetin kurmaylarına da hükümete de bu koalisyona da sözümü söylüyorum. Sizi sandıkların başında bekleyeceğiz biz. Görülüyor ki Meclis'i kirlettiniz, Meclis'i çocuklarınızın katilinin ismiyle kirlettiniz. Siyaseti kirlettiniz. Kendi seçmenlerinizin hayal kırıklığına sebep olacak şekilde seçmenlerinizi haleldar ettiniz. Meclis'in iradesine leke sürdünüz. 15 Temmuz’da başarılamamış başarılsa bile cesaret edemeyecekleri çirkin işlere alet ettiniz Meclis'i.

"TBMM’NIN HÜKMÜ ŞAHSIYETINE YAZIK OLDU"

Müsavat Başkan açıklama yapmış 'yazıklar olsun' diye. Yazıklar olsun değil, yazıklar oldu. Meclis’e yazık oldu. Devletimizin vakarına yazık oldu. 40 yıllık mücadelemize yazık oldu. Şehide, şühedaya, verdiğimiz emeğe, geride kalanımıza yazık oldu. Türk milletine yazık oldu. Geçen seçim bunlara, PKK ile mücadele edecek diye güvenen AK Partili seçmene yazık oldu. Ülküsünün mürüvvetini görememiş 40 yıldır milliyetçi Türkiye hassasiyetiyle mücadele etmiş, ülkücü milliyetçi camiaya yazık oldu. Devlete yazık oldu. Vatana yazık oldu. TBMM’nin hükmü şahsiyetine yazık oldu.

"BİZ SİZİ TÜRK MİLLETİ OLARAK SANDIKLARIN BAŞINDA BEKLEYECEĞİZ"

Biz, protestocu başı falan da değiliz. Hükümetin yaptıklarını da kınamıyorum. Kendinize yakışanı yapıyorsunuz. Siz, Öcalan ile kirletilmiş bir Meclis'te bulunmayı kendinize yakıştırıyorsunuz. Çocuklarınızın katillerinin isminin anılmasına, isminin methüsena edilmesine, Meclis'in onları komisyonla eşitlemesine imkân vermekten mahcup olmuyorsunuz. Bizde sizi bu yapıp ettiklerinizle, müttefiklerinizle, tarafında durduklarınızla, yeni dostlarınızla sandıkların başında bekleyeceğiz. Hükümeti, koalisyonları hepsini uyarıyorum. Sizi sandıkların başında bekleyeceğiz. Meclisinizin vakarıyla bekleyeceğiz. Sizi sandıkların başında bekleyeceğiz. Siz yanına alın bu müttefiklerinizi, İmralı’daki caninizi de katın; mektup mu yazdırırsınız, önüne prompter cihazımı koyarsınız, Kandil’deki katilleri de yanınıza katın biz sizi Türk milleti olarak sandıkların başında bekleyeceğiz. Devleti bekler gibi, vatanı bekler gibi, bayrağı bekler gibi nöbet yerinde duru gibi namusumuzla, şerefimizle bekleyeceğiz.

"PKK'YI BİZE DEĞDİREN BİZİM HASMIMIZDIR"

Biz, Kürt deyince PKK, Öcalan deyince de Kürt demeyiz. Çünkü PKK bir terör örgütüdür. Öcalan da terör örgütünün kurucusudur. Onları Kürtlere değdirmeyi hakaret sayarız. Bu kadar zamandır da PKK ve Öcalan, Kürtleri Türk milletinden koparmasın diye hassasiyet gösteririz. Özellikle bu hassasiyetimizin de en büyük alameti olarak, biz 40 yıldır evlatlarımızı şehit vermiş bir millet olarak, asla Kürt deyince PKK, Öcalan deyince Kürtler demeyiz efendim. Şimdi bu siyasete, siyaset kurumuna ne olduysa, Kürt deyince Öcalan, PKK deyince Kürtler demeye başladılar. Kürt sorunu deyince, PKK’yı, Kürt sorunu çözeceğiz, demokratik çözüm deyince de İmralı'yı adres göstermeye başladılar. Şimdi bu arada bir sorumluluk düşüyor Kürtlerimize. Biz evlat veriyoruz, ay yıldızlı al bayraklara sarılı alıyoruz evlatlarımızı. Bir gün Kürt’e kem söz etmiyoruz. Kürtleri PKK bizden almasın diye kuru ekmeklerle büyüttüğümüz evlatlarımızın şehadetine rağmen bir gün aklımıza gönlümüze Kürt’e PKK'lı demeyi getirmiyoruz. Kürtler kardeşimiz, Öcalan düşmanımız diyoruz. PKK düşmanımız diyoruz. Şimdi bir sorumluluk düşüyor. Kürtler, bizim hassasiyetimize, bu beraberliğimize, bin yıllık varlığımıza, nice bin yıllar boyu sürecek beraberliğimize şöyle katkı sağlamak zorundalar. Bizim dediğimiz gibi Kürt vatandaşlarımız da diyecekler ki Öcalan bizim temsilcimiz değildir. PKK'yı bize değdiren bizim hasmımızdır. Kimse bize PKK'yı, kimse bize Öcalan'ı değdiremez kardeşim. Bizim birtakım sorunlarımız vardır. Biz sorunlarımızı kendimiz konuşuruz. Bizim sorunlarımıza adres olarak PKK'yı, özne olarak Öcalan'ı gösteren, devletin, milletin düşmanı olduğu kadar Kürtlerin de düşmanıdır diyecekler. Kürtlerimiz böyle diyecekler artık. Taraf olmak zorundalar, taraf olduklarını beyan etmek zorundalar. Aksi halde bu memlekette siyasetin ilkesizliğinden memleket birliği, beraberliği zarar görecek.

"MECLİS'DE EVLATLARININ KATİLİNİ ANANA BU MİLLETİN BİR KURUŞU HARAMDIR"

Şimdi ben çözüm teklif ediyorum, vaadim de budur. Türk milleti duysun sesimizi. Biz kanunlu, kurallı ülkeyiz. Biz medeni bir ülkeyiz. Mağaralarda idare edilmiyoruz. Mağaralarda devlet hayali kurmadık biz. Biz insanların sinesinde kurduğumuz devlet hayalini 3 kıta 7 iklime taşıyabilmiş şerefli bir milletiz. Devlet nasıl kurulur dünya bizden öğrenmiştir. Biz ihtişamlı devletler kurabilmiş bir milletiyiz. Bizim siyasi yelpazede bugün heves edilen alanın dışında, PKK bizim muhatabımız, dengimiz, DEM bizim şımarıklığına cümle kuracak, aynı mevkide durduklarımız falan değildir. Daha önce aşina olduğumuz, uluslararası organizasyonların heveslerine maşa olmuş, her kalkışmanın öznesi olabilen, daha önce de binlercesini bu anlamda ağırladığımız, uğurladığımız, teröriste gömdüğümüz, düşmansa yendiğimiz, pusuysa bozduğumuz işlerin özneleridir bunlar. Ama şunun bilinmesini isteriz. Bizim iktidarımız, milletimiz teveccüh gösterirse önümüzdeki dönem kanunun, çerçevesi şudur. Çocuklarımızın katilinin adını Meclis'te anan milletvekili olamaz. Diyelim ki milletvekili oldu da andı. Milletvekili olarak kalamaz. Diyelim ki kaldı. Özlük haklarıyla yaşayamaz. Emekli olamaz. Bunu anan parti seçim yardımı alamaz efendim. Kanun çıkacak. Bakalım ne kadar delikanlılarmış. Bakalım kaç kuruşluk delikanlılarmış. Kendi evlatlarının katilini, Meclis'te sloganlarla anılmasına müsaade eden bir devleti ayakta tutamazsınız. Dünyanın hiçbir devleti evlatlarının katiline, katilini övene, katili için slogan atana maaş vermez. Dolayısıyla Anahtar Parti söz veriyor namus sözü. Meclisinde evlatlarının katilini anana bir kuruşu haramdır bu milletin. Seçim yardımı da verilmeyecek. Emekli de olamayacaklar. Meclisimizde her şey konuşulabilir. Teröre bulaşmadan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin her sorunu her tonlamada konuşulabilir. Burası Meclis'tir evelallah. Bu Meclis'te her şey konuşulur. Bu Meclis'te teröristler konuşturulmaz. Bu Meclis'te her türlü sorun konuşulur ama bu sorunlara sebep olan terör örgütlerinin adı anılmaz. Hem vaadimizdir hem de irademizdir.

"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ. TARİHE NOT OLARAK GETİRECEĞİZ"

Hükümeti kınamıyoruz. Kendilerine yakıştırdıkları işi yapıyorlar. Müttefik olduklarıyla beraber kendi gruplarında da slogan attırsınlar. Bu arkadaşlara ricam şudur. Eğer rahatsız olmuyorsanız kendi gruplarınıza da çağırın, slogan attırın. Biz; sizi milletimizle beraber, milletimizle beraber sandıklarda bekleyeceğiz, görüşeceğiz. Ondan sonra da teveccüh görürsek, Meclis nasıl idare edilirmiş göreceğiz. Şu anda kanunen suçtur yapılan. Suç duyurusunda bulunacağız. Meclis Başkanlığı Meclis'in hükmü şahsiyetini koruyacak. Terörü övmek, teröristi övmek, teröristliğine slogan atmak şu anda suçtur. Uygularlar uygulamazlar. Tarihe not olarak getireceğiz. Bu hükümet, Meclis'inde evlatlarının katiline slogan attıran, evlatlarının katilinin posterlerini astıran, evlatlarının katili olan bu terör örgütüne efendim dil pazarlığı yaptıran, anayasasını konuşturan, kimliğini konuşturan bir koalisyon olarak tarihe geçmiştir. Bu utanç bunlara yeter.

"PKK'NIN SİLAH BIRAKTIĞI SÖYLEMLERI SURİYE'DE KURULACAK TERÖR ORGANİZASYONUNA AİT BİR TİYATRO"

Ben, tiyatronun bu çerçevede planlandığını düşünüyorum. PKK silah bıraktı falan diye Türk kamuoyunun ikna olması için hükümetin de bir şey başardık diyebileceği bu organizasyonun Suriye'de kurulacak terör organizasyonuna ait bir tiyatro olduğunu düşünüyorum. PYD-SDG-KCK dahil hiçbirisi silah bırakmayacak diyorlardı zaten. Efendim sadece Türkiye'yi kastediyorlar, bizi ilgilendirmez diye açıklamalar yapılıyordu. Bu mevzuda bir dualizm var. Suriye'nin tamamında bir oldu bitti hazırlığı var. Suriye'deki oldu bitti hazırlığı şudur. Yapılan uluslararası toplantılarda, kongrelerde bunların bütün alametleri görülüyor. Güya İsrail, güya Yahudi lobisi Kürtlerle bin yıllık müttefik olduklarına alamet birtakım laflar ediyorlar. Aslında Suriye'deki yapılanma, İsrail'e güvenlik şemsiyesi olacak bir devlet hazırlığıdır. Bu olağanüstü liderliğin PKK'nın silahlarına yetmediği, PYD'nin silahlarına yetmediği, Mazlum Abdi alçağına yetmediği, Suriye'deki stabilizasyona yetmediği, Rum tarafının azgınlığına yetmediği, Amerika'nın NATO hukukunu çiğneyip, bize verilmesi gereken silahları PYD'ye verip, bizi bölgede sıkıntıya sokmasını engellemediği bir süreçte, bizimkiler methüsena edilmeye bayılıyorlar. Methüsena edilirken de bu aslında hakaret saydığım tonlamada konuşuyorlar ama bizimkiler ondan da anlamıyorlar diyorlar ki ya bu çok büyük bir lider. 2 bin yıldır yapılamayanı yaptı diyor falan. Aslında Suriye'yi bu aldı diye cumhurbaşkanımızı gösteriyor.

"İSRAİL’E KARŞI YAPILACAK ŞEY TÜRKIYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ AYAĞA KALDIRMAKTIR"

Limanlarımızdan Sumud Filosu'na coşkuyla merhametimizi uğurlayamamanın mahcubiyeti bize düşmüştür. İspanya'dan çıkmıştır, Japonya'dan çıkmıştır, İtalya'dan çıkmıştır. Bizim şimdi bir yarımadayız, biz Türk'üz. Umut, Türk milletinin ismiyle özdeşleşmiştir, zulüm nerede varsa, her an bir yerden Türk milletinin yardım eli kavuşmuştur. Biz zulmü durduran, biz kurtaran millet olmuşuzdur. Biz dünyada yaşıyoruz da bir yerde zulüm vardır o bizim vazifelerimizi yapmadığımızın alametidir. O yüzden ben Gazze konusunda en ağır yarayı alan millet olduğumuzu düşünüyorum. Kalbi sinesi bu kadar merhametli bir milletin hükümeti limanlarından bir merhamet filosu uğurlayamamıştır. Biz zulmü durdurabilen, zulme engel olabilen, en gür sesle en güçlü iradeyi gösterebilen millet olmak zorundaydık. Bizim hissemize konuşmak düşmüştür. Bizim hissemize slogan atmak düşmüştür. Bizim hissemize eylem yapmak düşmüştür. Biz bunları yapacak millet değiliz. Hamasetle yürünecek yol bitti. Nutukla yürünecek yol bitti. Beyanatla yürünecek yol bitti. Dolayısıyla İsrail’e karşı yapılacak şey Türkiye Cumhuriyeti devletini ayağa kaldırmaktır."