Sigara, alkol, kötü ağız hijyeni ve yetersiz beslenme gibi alışkanlıklar, ağız kanseri riskini ciddi şekilde artırdı. Uzmanlar, ağız içinde iki haftadan uzun süren yaraların ciddiye alınması gerektiğini belirtti. Bilimsel araştırmalar, erken teşhisin tedavi başarısını yüzde 90’a kadar çıkarabileceğini gösterdi.

Ağız kanseri, dudaklar, dil, yanak içleri, diş etleri, damak ve ağız tabanında ortaya çıkan kötü huylu tümörler olarak tanımlandı.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, dünya genelinde her yıl yaklaşık 400 bin yeni ağız kanseri vakası teşhis ediliyor ve bu kanser türü, kansere bağlı ölümlerin önemli bir kısmını oluşturdu. Türkiye’de de sık görülen bu hastalık, özellikle 40 yaş üstü erkeklerde daha yaygın. Ancak son yıllarda kadınlarda ve gençlerde de artış gözlemlendi.

RİSK FAKTÖRLERİ: ALIŞKANLIKLAR ÖN PLANDA

Ağız kanserinin en büyük tetikleyici faktörleri arasında sigara ve alkol tüketimi başı çekiyor. Amerikan Kanser Derneği’nden (ACS) Dr. Len Lichtenfeld, “Sigara dumanındaki kanserojen maddeler, alkolle birleştiğinde ağız mukozasında ciddi hasar oluşturuyor. Bu, kanser oluşumunu hızlandıran bir kombinasyon” dedi.

Araştırmalar, sigara içenlerde ağız kanseri riskinin içmeyenlere göre 6 kat, alkol ve sigarayı birlikte kullananlarda ise 15 kat daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

İnsan papilloma virüsü (HPV) de ağız kanseri vakalarında önemli bir rol oynadı. Harvard Tıp Fakültesi’nden Dr. Robert Haddad, “HPV ile ilişkili ağız kanserleri, özellikle orofarinks bölgesinde görülüyor ve genç nüfusta artış gösteriyor. Aşılamanın yaygınlaşması bu riski azaltabilir” açıklamasında bulundu.

Kötü ağız hijyeni, yanlış diş protezleri ve sürekli tahrişe neden olan faktörler de riski artırdı.

Örneğin, pürüzlü dişlerin dile sürtünmesi veya kötü oturan protezler, kronik tahrişle kanser gelişimini tetikleyebildi.

Beslenme alışkanlıkları da ağız kanseriyle doğrudan bağlantılı. Dünya Kanser Araştırma Fonu (WCRF) tarafından yapılan bir çalışma, antioksidan ve vitamin açısından zengin meyve-sebze tüketiminin ağız kanseri riskini yüzde 20 azalttığını gösterdi.

Imperial College London’dan Dr. Helen Croker, “Brokoli, ıspanak ve turunçgiller gibi gıdalar, kanser hücrelerinin oluşumunu baskılayan antioksidanlar içeriyor. Ancak fast food ağırlıklı ve işlenmiş gıda odaklı diyetler riski artırıyor” dedi.

BELİRTİLER: İKİ HAFTA KURALI

Ağız kanserinin erken teşhisi, tedavi başarısını dramatik şekilde artırıyor. Ancak belirtiler genellikle hafif başlayıp göz ardı edilebiliyor. Uzmanlar, ağız içinde veya dudakta iki haftadan uzun süren yaralar, beyaz veya kırmızı lekeler (lökoplaki veya eritroplaki), şişlik, kanama, uyuşukluk, yutma veya çiğneme güçlüğü gibi belirtilerde hemen bir kulak burun boğaz (KBB) uzmanına başvurulmasını önerdi.

Uzmanlar, “Alt dudak yaraları, sigara kullanıcılarında sık görülüyor. Eğer yara 2-3 hafta içinde iyileşmiyorsa, biyopsi şart” uyarısında bulundu.

Türkiye’de yapılan bir çalışmada, ağız kanseri farkındalığının düşük olduğu ve hastaların genellikle ileri evrede doktora başvurduğu ortaya çıktı.

TEDAVİ VE KORUNMA: ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR

Ağız kanseri tedavisinde cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemler kullanıldı.

Erken evrede tespit edilen kanserlerde, cerrahi müdahale ile tümörün çıkarılması genellikle yeterli oldu.

İleri evrelerde ise boyun diseksiyonu, rekonstrüksiyon cerrahisi veya kombine tedaviler gerekebiliyor.

Korunmada ise yaşam tarzı değişiklikleri kritik. Sigara ve alkolü bırakmak, düzenli diş hekimi kontrolleri, HPV aşısı ve sağlıklı beslenme, ağız kanseri riskini önemli ölçüde azalttı.

Memorial Antalya Onkoloji Merkezi’nden Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, “Tüm kanserlerin en az yarısı, sağlıklı alışkanlıklarla önlenebilir. Düzenli egzersiz ve sebze-meyve ağırlıklı beslenme, ağız kanseri riskini azaltmada etkili” açıklamasını yaptı.

Uzmanlar, ağız kanserine karşı farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı.