Akşener'den ihraç ve kumpasla ilgili çarpıcı açıklamalar

Akşener'den ihraç ve kumpasla ilgili çarpıcı açıklamalar
MHP Genel Başkan Adayı Meral Akşener, yazarımız Yavuz Selim Demirağ'ın Türkiyem TV'de hazırlayıp sunduğu Başkent Ankara programının konuğu oldu.

MHP Genel Merkezi tarafından ihraç edilen Meral Akşener, yazarımız Yavuz Selim Demirağ'ın hazırlayıp sunduğu Başkent Ankara programında ihracına ve Ülkücü harekete kurulan kumpasa dair açıklamalarda bulundu.

İşte Akşener'in açıklamalarından satır başları:

Madem ki problem benim, guguk kuşluğunu bırakın, bu siyasi mücadelenin neticesinde benim kellem talep ediliyorsa, buyrun buradayım, dolayısıyla ben hazırım. 

Gözaltılar trajikomik

Ergenekon, Balyoz davalarında insanların hakları yendi. Ondan sonra “özür dileriz, biz faka bastık, kandırıldık” dediler.

FETÖ ile mücadele doğru bir mücadeledir. Biz bu mücadelenin yanındayız. Dolayısıyla FETÖ’yle yapılan mücadeleyi sulandıracak, suçsuz insanları suçlayacak hareketler FETÖ mensuplarını mağdur ve mağrur duruma düşürür.

5 dakika Google’a baksalardı, Yavuz Selim Demirağ’ın İmamların Öcü diye kitap yazdığını, FETÖ’yü yerden yere vurduğunu görürlerdi. Gözaltılar trajikomik.

Muhbirlik mevzusunun çok iyi takip edilmesi gerekir

Ülkücü hareketin içinden hiç muhbirin, pişmanlık yasasından faydalanın olmadığını şerefle anlattım. Yılma Durak, Muhsin Yazıcıoğlu, Sami Bal, adını sayamayacağım diğer abilerimiz de dahil o kadar işkenceye rağmen birbirini suçlamadığı bir oluşumuz biz. Bu muhbirleri hassassiyetle takip edeceğiz.

"Ülkücülük ile demokrasi ikiz kardeştir”

Delegeler seçim istediğini söylüyor. 1 Kasım’dan sonra büyük bir mağlubiyet var. Dolayısıyla biz bunu konuşmak ve yönetimi değiştirmek istiyoruz” diyorlar. Yönetimi kantara çıkmaya çağrıyorlar. Mesele bu. Bu bizim iç meselemiz. Ülkücü harekatın şiarıdır bu; “ülkücülük ile demokrasi ikiz kardeştir”.

Öyle bir hale geldi ki, Bahçeli’nin imalarıyla paralelci oldum. Havuz medyası o günden sonra Bahçeli’nin yanında oldular. Bu konuyla ilgili kesinlikle hukuk mücadelesi vereceğim.

'Ülkücü, Ülkücünün kardeşidir' şiarını yok ettiler

Hukukta gizli muhbirliğin değil, imzalı muhbirliğin olması gerekiyor. Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan buna müdahale etmek zorundadır.

Bizim hareketimiz muhbiri, pişmanı olmayan bir harekettir. Ülkücü ülkücünün kardeşidir şiarını yok ettiler.

Bana iftira atmalarının sebebi 17-25 Aralık ile ilgili sözlerim

17-25 Aralık’a kadar her şey mubah, 17-25 Aralık’tan sonraki fasılda o gün hizmet hareketi dediğiniz harekete şimdi FETÖ diyerek işin içinden sıyrılıyorsunuz. Böyle bir aklanma olamaz.

Benimle ilgili iftiraya sebep olan şey 17-25 Aralık’la ilgili söylediğim sözler.

Büyükçekmece ve Amasya'da yaptığım bu iki konuşmaya baktığınız zaman, ben bu sözleri Bahçeli’nin Grup Toplantılarında söylediği sözleri tekrar ettim. Bahçeli'nin söylediği sözler için bana FETÖ'cü yastası yapıştırdılar.

Kendimden şüphem olsa mahkemeye vermezdim. Hiçbir şikayetçi bu konularla ilgili mahkemeye veremedi, ben verdim.

Bahçliye soruyorum şimdi; 17-25 Aralık operasyonlarıyla ilgili düşünceleri değişmiş midir? 17-25 Aralık’ta yapılan operasyonlar Başbakanına bir kumpas mıdır?

Ekmeleddin İhsanoğlu için de paralel dediler. Eğer biz paralelsek, bizi partiye kim aldı? O zaman baş paralel kim oluyor?

Şahsıma, Devlet Bahçeli tarafından ‘kahpelik’ de dahil tam 137 hakaret edildi.

MHP bünyesinde mücadeleye devam edeceğiz

5. parti kurmamız için çok çaba sarf ettiler. Biz bu yola çıktığımızda partimizin içinde böyle bir değişimi gerçekleştirebilir miyiz diye yola çıktık. Biz MHP bünyesinde hukuk ve demokrasi mücadelemize devam edeceğiz.

“Başbakan olacağım” dediğimde insanlar benimle dalga geçebilirdi ama milletimiz bana inandı. MHP içinde muhalif kanat olarak çok güçlü bir kanat oluşturduk. Ve ben bu hareketin sadece sözcüsüyüm.

Delegeler gitmemi istiyorsa gideceğim

Buradan meydan okuyorum. Sayın Devlet Bahçeli Çankaya’da bir salona delegelerimizi toplasın, "Meral Akşener kalsın mı, gitsin mi?" diye oylama yapılsın. Gitsin denirse hukuk mücadelesi başlatmayacağım ve bu işi bırakacağım. Gelin bu işi dürüstçe, mertçe yapalım. 

Cumhurbaşkanı darbecilerin başbakanını açıklasın, hep beraber yüzüne tükürelim

Cumhuriyetin kurucu değerlerinin Türk milliyetçileri olduğunu düşünüyorum. Ben gittiğim her yerde Atatürk için birinci başbuğumuz, Alparslan Türkeş için ikinci başbuğumuz dedim. Ve başbuğlarımızın düşüncelerini şiar edindim. Bu yüzden havuz medyası tarafından darbenin başbakanı ilan edildim.

28 Şubat’a direnen bir kadından darbeci çıkar mı? Böyle bir şey teklif bile dahil edilemez.

Bugüne kadar bütün darbelerin bütün başbakanları, cumhurbaşkanları darbeyi yapanların arasından olmuştur. Buradan Cumhurbaşkanına sesleniyorum, darbenin sivil başbakanı kim olacaktı açıklasın. Hep beraber yüzüne tükürelim.

Ülkücüler bu ülkenin sinir uçlarıdır

Ülkücü hareket mensupları bu ülkenin asli unsurlarıdır. Rahmetli Başbuğ derdi ki, "Türk milliyetçileri Ülkücüler bu ülkenin sinir uçlarıdır". Nitekim bu FETÖ'ye karşı da ilk yazanlar çizenler Ülkücü hareketin mensupları, kalemleridir. 

Şehitlerimizin ailelerine başsağlığı ve sabır, ülkemize ferahlık diliyorum.

Biz bu değişimi sağladıktan sonra Ülkücü hareketle bunu başaracağız, ben buna yürekten inanıyorum.

İlgili Haberler