Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’nın 10 yıllık devlet tahvili faizi yüzde 2,7’nin üzerine çıkarak son dört ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu hareket, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Temmuz toplantısında faizleri sabit bırakmasının ardından geldi. Yatırımcılar, ECB’nin bundan sonraki süreçte faiz indirimine gitme olasılığını yeniden değerlendirirken güvenli limanlardan uzaklaşarak daha riskli varlıklara yöneliyor.
Almanya'nın tahvil getirisi, 28 Mart’tan bu yana en yüksek seviyeye tırmandı. Bu yükseliş, aynı zamanda Avrupa ile Amerika Birleşik Devletleri arasında yürütülen ticaret müzakerelerindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle gerçekleşti. ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle yapılan temasların ardından, taraflar arasında belirli Avrupa mallarına yüzde 15 oranında gümrük vergisi uygulanması, bazı kalemlerde ise vergilerin tamamen kaldırılması yönünde bir anlaşmaya yaklaşıldığı bildiriliyor.
Bu gelişmeler, yatırımcıların risk algısını değiştirirken, Euro Bölgesi’nde enflasyonun hedefe yaklaşması da tahvil piyasasında fiyatlamaları etkiliyor. ECB Başkanı Christine Lagarde yaptığı açıklamada, “Euro Bölgesi şu anda iyi bir noktada” diyerek faiz indirimlerinin şimdilik yeterli olduğunu ima etti.
FAİZ İNDİRİMİ UMUDU AZALDI
Piyasalarda gözler artık ECB’nin önümüzdeki aylarda nasıl bir yol izleyeceğine çevrildi. Para piyasalarında işlem yapan aktörler, Eylül ayında faiz indirimi yapılma ihtimalini dörtte bir oranında değerlendiriyor. Bu oran, karar öncesinde daha yüksekti. Aralık ayına kadar yeni bir faiz indirimi yapılması ihtimali de yüzde 70’e geriledi. ECB’nin son 12 ayda yaptığı sekiz faiz indiriminin ardından gelen bu duraklama, parasal gevşemenin sonuna yaklaşıldığına işaret ediyor.
ECB’nin Temmuz kararının ardından açıklanan tutanaklar, banka üyelerinin büyük bölümünün mevcut faiz seviyesinden memnun olduğunu gösterdi. Ekonomik göstergeler, özellikle enflasyon tarafında iyileşmenin sürdüğünü ortaya koyuyor. Euro Bölgesi'nde enflasyonun hedef seviyeye dönmesi, yeni adımların daha temkinli atılmasına neden oluyor.
TİCARET ANLAŞMASI: TARAFLAR SON AŞAMAYA GELDİ
Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri arasında aylar süren ticaret görüşmelerinde sona yaklaşıldı. Avrupa Komisyonu kaynaklarına göre, 1 Ağustos öncesi bir uzlaşmanın sağlanması için yoğun temaslar yürütülüyor. Anlaşmanın ana hatları, bazı Avrupa menşeli ürünlere yüzde 15 oranında vergi uygulanmasını ve diğer bazı mallara yönelik tarifelerin kaldırılmasını kapsıyor. Böylece, iki taraf arasında ticari ilişkilerin yeniden dengelenmesi hedefleniyor.
Bu süreç, Avrupa piyasaları üzerinde doğrudan etkili oldu. Özellikle sanayi üretimi ve ihracata dayalı büyüme stratejileri benimseyen Almanya gibi ülkelerde, ticaret anlaşmasının yönü ve kapsamı büyük önem taşıyor. Bu nedenle yatırımcılar, AB ile ABD arasında yürütülen bu müzakereleri yakından izliyor.
EURO BÖLGESİ DENGEDE AMA DİKKATLİ
Tahvil faizlerindeki yükseliş, hem para politikasındaki yeni dengeyi hem de küresel ticaretteki değişimleri yansıtıyor. ECB'nin faiz kararını sabit tutması kısa vadede istikrar sinyali verse de, ticaret politikalarındaki belirsizlikler ve ABD seçim sürecine yönelik beklentiler, piyasalar için temkinli bir iyimserlik yaratıyor. Özellikle Türk yatırımcılar açısından bakıldığında, bu gelişmeler döviz kurları, dış ticaret ve Avrupa’daki ekonomik büyüme beklentileri üzerinden dolaylı etkiler oluşturabilir. Avrupa’nın finansal kalbi olan Almanya’nın tahvil getirilerindeki bu yükseliş, küresel finans ortamında yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.