Anayasa da Anayasa! Ne oluyoruz?

Anayasa da Anayasa! Ne oluyoruz?

Sürekli yeni sivil anayasadan bahsediliyor. Maksat belli: “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet sistemi” dedikleri bu acayip rejimin anayasasını ortaya koymak…

Recep Tayyip Erdoğan önceki gün Danıştay’la ilgili bir toplantıda yine aynı şeyleri söyledi:

"Vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını genişletme idealimizin tepesinde ülkemizi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Vesayetçilerin, 27 Mayıs 1960 darbesiyle Türkiye'nin ayağına vurduğu, 12 Eylül rejiminin perçinlediği prangaların sökülüp atılma vakti artık gelmiştir. Sivil anayasa talebi, iradesine gerektiğinde canı pahasına sahip çıkan aziz milletimize anasının ak sütü gibi helaldir. Bu talebe siyaset kurumu başta olmak üzere sorumluluk makamında olan hiç kimsenin kulak tıkama lüksü yoktur."

(Türkçe notu: Reis Bey “kulak tıkama lüksü” diyor. Şunu yapma, bu etme lüksü çok kullanılıyor. Ama yerinde mi? Lüks sıfat olarak “gösterişli, şatafatlı olan” demek. “Lüks” kelimesinin gelişigüzel kullanılamayacağının bilinmesi gerekir. Reis Bey’in başdanışmanları Türkçeye özenmeliler. R. T. Erdoğan, geçmişte Nihad Sami Banarlı’nın “Türkçenin Sırları” kitabını örnek göstermişti. Bu kitabı dikkate alırlarsa nasıl bir Türkçeyle yazacaklarını kavrarlar.)

Şu gerçeği bilelim: “Darbe anayasası” diyerek ortaya çıkıyorlar. Darbe tu kaka! Asla kabul edilemez! Halka rağmen darbe yapılmıştır.

Hayır! 12 Eylül 1980 darbesi, halk darbeye mecbur edilmiş ve yapılmıştır.

Darbe öncesini, Recep Tayyip Erdoğan da biz de iliklerimize kadar yaşadık. Çıkmazları biliyoruz. Halk can derdindeydi. Siyaset tıkanmış/tıkatılmıştı. Kurtuluş yolu aranıyordu ve darbeciler, “Biz halkı kurtarırız.” diye ortaya çıktılar. Hepsi planlıydı. Kabul ama halkın darbeyle soluk almadığını kim söyleyebilir? Çaresiz bırakılan insanlar yılana sarıldılar. Çaresiz bırakanlar da yine darbecilerdi. Bırakalım ortalık karışsın, planını kurmuşlardı.

7 Kasım 1982 günü yapılan referandumda 1982 Anayasası için %8,63 ret oyuna karşılık %91,37 kabul oyu kullanılmıştı. Kabul oyu kullananların sayısı 17.215.559, ret oyu kullananların sayısı 1.626.431 idi.

İllâ kabul oyu kullanacaksın, diye halkı baskıla, sandıkta hile yap... Bu kadar fark olamaz! Darbecilerin baskısı, propagandası da bir yere kadar.

Parti yasakları kalkınca üç parti seçime sokuldu. Darbecilerin Bülent Ulusu’ya kurdurduğu hükûmette ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı yapan Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi, Necdet Calp’ın kurduğu Halkçı Parti, Turgut Sunalp’ın kurduğu Milliyetçi Demokrasi Partisi. Aldıkları oylar: ANAP: %45.14, HP: %30,46, MDP %23.3.

Darbeciler, eski komutanlardan Turgut Sunalp’ın partisini destekliyorlardı. Darbecilerin başı Kenan Evren, Turgut Özal’ı ima ederek aleyhinde konuşunca halk ANAP’a yönelmişti. Böylece Turgut Özal’ın yolunu açanlar da yine darbeciler oldu.

Silah gücüyle hükûmetleri yıkanlar öyle gökten inmediler. 27 Mayıs 1960 Darbesi’ni bile biraz deşseniz, Menderes Hükûmeti’nin çıkmazlarını, hatalarını, benim dediklerim olacak tavrını görür, darbecilerin işinin nasıl kolaylaştığını anlarsınız.

Şimdi deşmeyelim bunları...

Onun için “Darbe anayasasını değiştireceğiz, sivil anayasa yapacağız.” sözleri afakî.

1961’den bu zamana kadar anayasa için kaç oylama yapıldığını, bunun kaçının Ak Parti iktidarı zamanında olduğunu biliyor musunuz?

Ak Parti iktidarı öncesi 1961 ve 1982’de yeni anayasalar oylandı. 1987’de yasaklı siyasetçilerin politik hayata dönüp dönmemeleri için referandum yapıldı. Siyasîlerin yasakları kıl payı kalktı.

Siyasî yasakların kalkması için evet %50.16, hayır %49.84 çıktı. Böylece geçici 4. madde yürürlükten kalktı, siyasîler siyasî hayatlarına dönebildiler.

Evet için 11.711.461 kişi, hayır için ise 11.636.395 kişi oy kullanmıştı. Sadece 75.066 oy fark vardı. Hatta derler ki, Turgut Özal siyasîlerin dönüşü için yol açtı.

Demem o ki, darbeciler hâlâ halkın gözünde “kurtarıcı”ydı.

1988’de, mahallî seçimlerin bir yıl erkene alınıp alınmaması için referanduma gidilmişti.

En köklü referandumların Ak Parti döneminde yapıldığı hiç aklınıza geliyor mu?

2007'de, 2010’da ve 2017’de referanduma gidildi. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi”ne geçilmesi oylandı.

‘Sivil anayasa’ kamuflaj. Anayasanın asıl ne için değiştirilmek istendiği çok açık: Değiştirilemez denilen maddeler. Bir tarafta MHP var. Engeller nasıl aşılacak? Merak ediyor insan doğrusu.

Yazarın Diğer Yazıları