Gece Görüşü'nde ana konu anketler olunca, oraya takıldım. İlginç olan, her konuda kamuoyu yoklaması yaptıran Erdoğan'daki dönüştü. "Biri, diğerini tutmuyor" demeye başladı. Peki nabız yoklamalarından vazgeçti mi? Asla. Artık inanmadığını ilan etse de, sürdürüyor.

Yakın zamana kadar, bütün hesaplarını kamuoyu araştırmalarına göre yapan Ak Parti liderindeki dönüşün sebebi çok net; alınan infial mesajları. Geçen yerel seçimlerde oyları yüzde 47'den 38'e düşen partideki panik havası artmakta.

Yıllarca baş tacı olan nabız tutmalar kötü mesajlar vermeyi sürdürüyor. Ortaya çıkan tablo yüzde 35'in de altında. "Ak mı, kara mı?" sorusuna at yarışı tabiriyle cevap vereceğim; "Mart ayı başladı. Yani son düzlüğe girildi."

Benim gözlemim de bu sinyali vermekte. Muhalefet cephesinin inanılmaz beceriksizliklerine, önemli başkan adaylarının kaybedilmesine rağmen vatandaş kararlı.

Tepkiye bakın

Size iki gün önce tanık olduğum bir olayı aktaracağım.

Büyükçekmece'nin merkezine de tanzim satış açıldı. Ak Parti afişleriyle donatılan aracın etrafındaki uzun kuyruk dikkatimi çekti. Yaklaştıkça bir adamın nutuk attığını fark ettim. Hükûmetin icraatlarından bağıra bağıra bahsediyordu. Açıkçası övüyordu. Bankaya gireceğim ama biraz duraksadım.

Bu siyasi amigonun üstündeki kıyafet dikkatimi çekti; güvenlik görevlisi.

Kuyruktaki vatandaşlara döndüm. Tepki yoktu. Ne olumlu ne olumsuz. Hatta alışverişini tamamlamış ve paketlerini toplayan ateşin Ak Partili Fırat Pen bayii dahi bu amigoya bakmıyordu.

Abartısız tüm kuyruktakilerin yüzündeki ifade ise felaketti. Ağızlar açılmıyor ama gözlerden öfke fışkırıyordu. Bunun da nedeni "tencereyi dolduramamak"tı. Baba'nın unutulmaz tespitiyle başka gerekçe aramak "abesle iştigal"di.

Mallar çabuk bitti

Vakıfbank'ın borçların ötelenmesi görevini üstlendikten sonraki durumu tam bir keşmekeş. Üç veznedarın biri de her nedense yoktu. Bu yüzden 55 dakika bekledim.

Burada da bir güvenlik görevlisi dikkatimi çekti. Saçları Kızılderili kesim, montunun yakası havada tam bir kovboy. Ortalarda dolaşıyordu. Duvarda da kocaman bir yazı; "Burası sizin eviniz." Bu nasıl ev? Giren çıkamıyor. Emeklilerin sesinin çıktığını fark ettim. Resmen bağırıyorlardı. Banka personeli formülü bulmuş: "duymazdan geliyorlar."

Dönüşte şaşırdım, ortada kuyruk yoktu. Çünkü sebze-meyveler tükenmişti. Yaşar Usluer'in dediği gibi üretimi artıramadıkça bu olayı çözemezsiniz. Üreticiye teşvikleri gözden geçirmek şart...

Ünlü yanılgılar

Anketlerdeki şişmeler sadece bize özel değil. Ronald Reagan'ın kazandığı seçimden hemen sonra Amerika'daydım. Tüm kamuoyu araştırmaları yanılmıştı. Ülke tarihinin en büyük sürpriziydi. Daha sonra D. Trump'ın seçilmesi anketlere en büyük yanılgı olarak yansıdı. Reagan, bir sonraki seçimi de alıp "duble yaptı". Acaba Trump, bunu başarabilecek mi?

İmamoğlu'nun şansı artıyor

Neyse yine bize dönelim. "Yok mu artıran vaatleri" bakalım ne sonuç verecek. Süleyman Baba'nın "Onlar ne verirse bir fazla" resti iktidar getirmişti. Hava ona dönüştü.

Bizim de antenlerimiz var. Şu andaki tespitim İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun kazanma olasılığı her geçen gün fazlalaşmakta. Sandıktan çıkarsa kimse şaşırmasın. Bir tekrarlama daha yapacağım. Boksör eskisi İhsan Alyanak'ın efsane başkan Osman Kibar'ı İzmir'de indirişini unutmayın. Bunun tek nedeni vardı; halkın ANAP icraatına tepkisi. Bugün gelinen durum aynı. Hatta daha da ötesi.

Ankara'yı soracak olursanız, önemli bir hata olmazsa, durum daha net. Fransız özlü sözüyle anlatayım: "Yavaş yavaş hızlı git."

***

Babalar ve kızları

Orhan Ayhan'la bu defa futbolumuzun önemli isimlerinden Zeki Rıza Sporel'i işledi. Fenerbahçe ve Millî Takım'da attığı gollerle isim yapan bu sporcu, pek çok ilklerin sahibi. Helsinki'de Finlandiya'ya üst üst dört gol atarak bir rekor kırdı. Atletkomple sporcu Sporel, Türkiye Tenis Federasyonu'nu hayata geçirdi. Kulübünün Su Sporları Şubesini de hayata geçirdi. İki dönem milletvekili olma şerefini yakaladı.

TRT Spor'da yayımlanan programda kızı Feyhan konuktu. Belgeselin en güzel tarafı ise Levent Özçelik'in Tallinn (Estonya) Büyükelçi'miz Şule Soysal'dan aldığı tarihî kayıttı. Düşünün Sporel'in de içinde bulunduğu Estonya millî maçının görüntülerinin çekim tarihi 19 Haziran 1924.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Her ferdi, hatta cemiyeti, sevdiği yem ile avlarlar. Hüseyin Rahmi Gürpınar