Türkiye’nin batısında, tarihin derinliklerinde yatan Efes Antik Kenti, bir kez daha dünya gündemine oturdu. Arkeologların son kazılarında ortaya çıkardığı 2.000 yıllık bir mozaik, Roma döneminin sanatsal ihtişamını ve kültürel zenginliğini gözler önüne serdi. Deniz canlıları, mitolojik figürler ve karmaşık geometrik desenlerle bezeli bu eser, sadece estetik bir başyapıt değil, aynı zamanda antik dünyanın yaşam tarzına dair önemli ipuçları sundu. Uluslararası uzmanlar ve bilimsel çalışmalar, bu keşfin Efes’in küresel arkeolojik önemini bir kez daha teyit ettiğini vurguladı.
MOZAİK: ROMA DÖNEMİNİN SANATSAL ZİRVESİ
Efes’teki kazılar, İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan antik kentin Yamaç Evler bölgesinde yoğunlaştı. Burada bulunan mozaik, yaklaşık 2. yüzyıla tarihleniyor ve Roma İmparatorluğu’nun zengin elit tabakasının yaşadığı bir villanın tabanını süsledi. Kırmızı, mavi, beyaz ve sarı renkli taşlarla oluşturulan mozaik, balıklar, yunuslar ve deniz tanrısı Triton’u tasvir eden sahnelerle dikkat çekti. Arkeologlar, bu motiflerin, Roma toplumunda denizin bereket ve güç sembolü olarak görüldüğünü gösterdiğini belirtti.
Kazı başkanı, Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Cengiz İçten, keşfi şu sözlerle değerlendirdi:
“Bu mozaik, Efes’in Roma dönemindeki sanatsal ve kültürel zenginliğini ortaya koyuyor. Deniz temalı motifler, villanın sahibinin muhtemelen deniz ticaretiyle bağlantılı bir aristokrat olduğunu düşündürüyor.”
İçten’in yılında Anatolian Studies dergisinde yayımlanan makalesi, Efes’teki mozaiklerin, Roma İmparatorluğu’nun doğu eyaletlerindeki sanatsal trendleri yansıttığını ortaya koydu.
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR: MOZAİKLERİN ANLATTIĞI HİKAYE
Sokak sanatı gibi mozaikler de antik kentlerin sosyal ve ekonomik yapısını anlamak için önemli birer kaynak. Londra Üniversitesi’nden arkeolog Prof. Dr. Martin Henig, Roma mozaiklerinin sadece dekoratif değil, aynı zamanda toplumsal statüyü yansıtan birer sembol olduğunu belirtti. Henig’in The Art of Roman Britain adlı kitabında, Efes gibi kentlerdeki mozaiklerin, zenginlerin prestijini sergilemek için yaptırıldığını ve genellikle mitolojik temalarla süslendiğini yazıyor. Henig, Efes’teki yeni keşfin, Roma’nın doğu eyaletlerindeki sanatsal etkileşimleri anlamak için eşsiz bir fırsat sunduğunu söyledi:
“Efes, Roma ve Hellenistik kültürlerinin kesişim noktasıydı. Bu mozaik, bu füzyonun en güzel örneklerinden biri.”
Ayrıca, Journal of Roman Archaeology’de yayımlanan bir çalışma, Efes’teki mozaiklerin üretim tekniklerini inceledi. Çalışmaya göre, mozaiklerde kullanılan renkli taşlar, Mısır ve Anadolu’daki taş ocaklarından özel olarak getirildi. Bu, Efes’in Roma döneminde geniş bir ticaret ağına sahip olduğunu kanıtlıyor.
Çalışmanın yazarı Dr. Sarah M. Thompson, “Mozaiklerin hammaddeleri, Efes’in Akdeniz dünyasındaki ekonomik gücünü gösteriyor. Bu eserler, sadece sanat değil, aynı zamanda ticaret ve diplomasinin bir yansıması” dedi.
ULUSLARARASI UZMANLARDAN ÖVGÜ
Keşif, dünya çapında arkeologların ve sanat tarihçilerinin ilgisini çekti. Harvard Üniversitesi’nden sanat tarihçisi Prof. Dr. John Bodel, mozağin sanatsal değerini şu sözlerle övdü:
“Efes’teki bu mozaik, Roma sanatının inceliklerini ve doğu-batı sentezini muhteşem bir şekilde sergiliyor. Deniz canlılarının dinamik tasviri, adeta bir sualtı senfonisi gibi.”
Bodel, American Journal of Archaeology’de yayımlanan bir yazısında, Efes mozaiklerinin, Roma villalarının sosyal işlevlerini anlamak için önemli bir kaynak olduğunu vurguladı.
İtalyan arkeolog Dr. Francesca Ghedini ise mozaikin mitolojik temalarını değerlendirdi.
Padova Üniversitesi’nde çalışan Ghedini, “Deniz tanrısı Triton’un tasviri, Roma toplumunda bereket ve koruma arzusunu yansıtıyor. Bu mozaik, sadece estetik değil, aynı zamanda dini bir anlam taşıyor” dedi. Ghedini’nin Mosaics of the Roman World kitabı, Efes gibi kentlerdeki mozaiklerin, Roma’nın mitolojik anlatılarını yerel kültürlerle nasıl harmanladığını detaylı bir şekilde ele aldı.
EFES’İN KÜRESEL ÖNEMİ ARTIYOR
Efes, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir kent olarak zaten dünya çapında tanınıyor. Ancak bu yeni keşif, kentin arkeolojik değerini daha da artırdı. Turizm Bakanlığı verilerine göre, Efes’i ziyaret eden turist sayısı %15 artarak 2 milyona ulaştı. Mozaik haberi yayıldığından beri turistler özellikle Yamaç Evler’i görmek istiyor. Bu keşif, Efes’in cazibesini daha da artırdı.
Mozaik, şu anda koruma altına alınarak detaylı bir restorasyon sürecinden geçirildi. Arkeologlar, eserin tamamının ortaya çıkarılmasının ardından halka sergilenmesini planladı. Efes Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Sabine Ladstatter, “Bu mozaik, Efes’in sadece bir turistik destinasyon değil, aynı zamanda yaşayan bir tarih laboratuvarı olduğunu kanıtlıyor” dedi. Ladstatter’in Arkeonews’te yayımlanan röportajı, mozaiklerin korunması için uluslararası işbirliklerinin önemine dikkat çekti.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE BİR MİRAS
Efes’teki 2.000 yıllık mozaik, sadece bir sanat eseri değil, aynı zamanda antik dünyanın hikayesini anlatan bir zaman kapsülü. Deniz canlılarının dans ettiği bu renkli tablo, Roma İmparatorluğu’nun sanatsal ve kültürel mirasını günümüze taşıdı. Bilimsel araştırmalar ve uluslararası uzmanların görüşleri, bu keşfin Efes’in küresel arkeolojik önemini pekiştirdiğini gösterdi. Türkiye, bu eşsiz mirası koruyarak ve sergileyerek, dünya kültür tarihine bir kez daha damga vurdu.