Arkeologlar uzun yıllar burada çalıştı. Sular çekilince gün yüzüne çıktı

Arkeologlar uzun yıllar burada çalıştı. Sular çekilince gün yüzüne çıktı
Büyükçekmece Gölü’nün suyu çekilmesiyle ortaya 1500 yıllık baraj hattı ortaya çıktı. Gölün çevresinde 6 yıl önce bilim insanları tarafından yapılan kazılar neticesinde 1500 yıl önce Doğu Roma İmparatoru Justinianus, tarafından yaptırıldığını belirlediği barajın set hattı, suyun çekilmesiyle görünür hale geldi.

İstanbul'daki Büyükçekmece Gölü’nün yağış miktarının az olmasıdan dolayı suların çekilmesiyle 1500 yıllık baraj hattı ortaya çıktı.

Doç. Dr. Şengül Aydıngün başkanlığındaki ekibin bölge tarihine önemli ışık tutan keşfi ile ilgili uluslararası alanda yer alan yayınlarında, İlk Çağ coğrafya uzmanlarının Büyükçekmece'nin (ATHYRA) olan antik adının kuzeyden Marmara Denizi'ne akan bir nehir olan Athyra'dan aldığı vurgulanmıştı.

AZ YAĞIŞLA GÜN YÜZÜNE ÇIKTI

Uluslararası bilimsel yayınlarda antik barajın, 1984 yılında eski baraj setinin 150 metre kadar güneyinde yaptırılan baraj gölünün suları altında kaldığı ve görünmez olduğu yer almıştı. Bu yıl yağış miktarının az olması nedeniyle baraj sularının çekilmesi ile set hattı iyice gün yüzüne çıktı. Tarihte bu bölgenin yanı sıra İstanbul’un da su ihtiyacının önemli bölümünü karşılayan İmparator Justinianus'un 1500 yıl önce yaptırdığı barajın set hattı havadan da fotoğraflandı.

2 MİLYON METREKÜP SU HACMİ VAR

Büyükçekmece Lagün Gölü, 1983 yılından itibaren önüne oluşturulan bir setle tamamen denizden ayrıştırılarak içme suyu barajı olarak kullanılmaya başlanınca lagün özelliği kaybolmuş göl haline gelmiş, eski su haznesi 2 katından fazla bir alana yayılarak genişletilmişti. Büyükçekmece Gölü’nde günümüzde 2 milyon metreküp su hacmi bulunuyor. Baraj gölünün oluşumundan sonra eski kıyı şeridiyle birlikte arkeolojik izler de sular altında kalmıştı.

FARKLI KALINTILAR BULUNDU

Bilim insanlarından oluşan ekip, bölge tarihi ve 1500 yıl önce yaptırılan barajın set hattı ile ilgili 6 yıl önce yaptığı kapsamlı araştırmada baraj yapımı ile ilgili kayıtların yanı sıra mimari kalıntılar, sikke, arkeolojik eserler, seramikler ve mezar stelleri gibi diğer yüzey bulgularına ulaşmıştı