CNN Türk canlı yayınına katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zümrüt Zehra Selçuk, özetle şunları söyledi:
6 milyonu aşkın başvuru aldık. Başvuruları vakıflarımız değerlendiriyorlar.
Biz peyderpey ödemelere başladık, 600 bin aileye faz 3’ten ödeme yaptık. Faz 3 dinamik bir süreç olacak.
Kısa Çalışma Ödeneği’ne başvuru sayısı 3 buçuk milyonu geçti, Nisan’daki Mayıs 5’te almaları gerekiyordu Mayıs 5’te de ödemelerin birçoğu yapıldı şu anda 2 buçuk milyon çalışanımıza ödemeleri gerçekleştirmiş durumdayız.
Biz bir yandan ödemeleri yaparken bir yandan da yeni başvuruları alıyoruz, şayet başvurular geç kalmışsa onlar da Mayıs ayı içerisinde ödemelerini alacaklar.
Normalde böyle bir pandemi süreci olmasaydı zorlayıcı sebeple kısa çalışma süreci ilan ettiğimizde şöyle ilerlemesi gerekiyordu, iş yeri başvuru yapıyordu, bir uygunluk tespiti yapıyorduk şayet biz bunu 3 buçuk milyonluk bir başvuruyu uygunluk testine tabii tutsaydık bu iş Eylül Ekim’e kadar sürerdi. Biz şu anda işverenlerimizin beyanını esas alıyoruz ama bu süreç boyunca uygunluk testleri yapılmaya devam edilecek.
Önce ödeme yapılacak sonra uygunluk tespit edilecek, bizim amacımız çalışanımızı korumak işverenimizin beyanını doğru sayıyoruz eğer işverenimiz yanlış beyanda bulunduysa ilerleyen zamanlarda bunlar mahsuplaşılacak.
Sözleşme dahilindeki bütün çalışanlarımızı korumayı hedefliyoruz.
Kuaför ve berberlerimizin çalışanlarına kısa çalışma ödeneği verdik, burada iki esas var ya faaliyetin tamamen durması ya da 3’te 1 oranında azaltılması.
Ücretsiz izinde de şu ana kadar 700 bini aştı başvurularımız nakdi destek ücretlerimizi de yarın itibari ile başlıyoruz. Yine peyderpey ödenecek.
"3 AYLIK İŞTEN ÇIKARMA YASAĞI UZATILIR MI?"
Kanunen şu an uzattık zaten, daha fazla uzatılması cumhurbaşkanımızın yetkisi dahilinde biz hem istihdam rakamlarını hem de süreçteki sektörleri takip ediyoruz. Salgın süreci çok dinamik bir süreç şimdiden bunu söylemek çok doğru değil aslında ama bizim temel prensibimiz çalışanımızı korumak.
-Avrupa’da huzurevlerinde çok vahim manzaralar oluştu ama Türkiye’de bu tablo çok farklı, DSÖ tedbirleri etkileyici olarak nitelendirdi bizim ne farkımız vardı neyi ne yaptık da Avrupa’dan öndeyiz?
Türkiye’de 153’ü kamunun olmak üzere 426 huzurevimiz var, bu yaşlılarımızın da %50’si 80 yaşının üstünde, baktığınız zaman salgın sürecinde en kırılgan vatandaşlarımız huzurevlerindeydi. 100 yaşını aşkın yaşayan büyüklerimiz var, tabii ki bizde de vakalarımız oldu 1030 vakamız oldu, hamdolsun şu anda %60’a yakınını taburcu ettik.
Tedarik ettiğimiz malzemeleri dahi dezanfekte etmeden kabul etmiyoruz, günde 4 defa sağlık taraması yapıyoruz, karantina kuralları getirdik bir de şu anda 81 ilimizde sosyal izolasyon kuruluşu kurduk. Huzurevindeki kalan vatandaşlarımız taburcu olunca direk oraya almıyoruz öne bu sosyal izolasyon kuruluşlarımıza alıyoruz 15 günlük karantina sürecinden sonra huzurevine alıyoruz.
Diğer ülkelere baktığımızda maalesef yaşanan vefatların yarısından fazlasının huzurevlerinde ve çok acı bir şekilde gerçekleştiğini görüyoruz, aslında medeniyet bir imkan mesele değil bir vicdan meselesi biz bunu bu süreçte çok net gördük.
Gönül isterdi ki hiç vefatlarımız olmasın ama maalesef vefatlarımız oldu. Normalleşme sürecinde hem engelli hem yaşlı kuruluşlarımız süreçten en son çıkacak olan kuruluşlarımız.
Bu hafta 65 yaş üstü vatandaşlarımıza biraz daha limitli izin vereceğiz biz, daha özen göstererek bu normalleşmeyi sağlayacağız.
Biz kuruluşlarımıza çiçek bile kabul etmiyoruz, Pazar günü telefonla görüşülmesini tavsiye ediyoruz.
Büyüklerimizin kıymeti bizim için çok önemli, bu bayramda aramıza biraz mesafe koyacağız ki diğer bayramlarda onları kucaklayabilelim.
