Başımız sağ olsun

Başımız sağ olsun

Esasında bugüne başka bir yazı hazırlamıştım ancak böylesine büyük bir kayıp yaşadığımız günde, başta tüm konular manasını yitirdi. Kaybımız büyük.

Elbet eksikleri ve yanlışları konuşmamız gereken zaman olacak, ancak şu an henüz olay bu kadar tazeyken söylenecek çok bir şey yok.

Kahramanmaraş 7,8 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Gaziantep''teki depremin şiddeti 6,4 ve devamında benzer şiddetlerde birkaç deprem daha yaşandı.

Uzmanlar depremlerin devam edebileceği konusunda uyarıyor.

Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde birçok il ne yazık ki depremin etkisini büyük yaşadı.

Medyada gördüğümüz videolar, fotoğraflar olayın büyüklüğünü ne kadar gösterse de depreme tanık olanların yaşadıkları korkuyu, acıyı tahayyül edemiyorum. Kelimelerin boğazımda düğümlendiğini hissediyorum.

1999 İzmit depremiyle kıyaslanan boyutlarda kaybımız var.

Gölcük''teki depreme kıyasla, dijital medyanın gücü, internet sayesinde bölgede neler olduğu ile ilgili daha çok fikir sahibi olsak ve daha kolay yardım ağı kursak da telekomünikasyon anlamında ciddi sıkıntılar var.

Bölgedeki yakınından haber alamayan kişi oldukça fazla, haber aldıktan sonra tekrardan iletişim kuramayan da…

Dün bu yazıyı hazırladığım saatlerde halen enkaz çalışmaları yapılıyor, artçı depremlerde yeni yıkım haberleri alıyorduk.

Şu an yapılması gerekenlere odaklanmak gerek. Bu açıdan şu noktada kritik öneme sahip olduğunu düşündüğüm sosyal medya açısından dikkatimi çeken birkaç uyarı yapmak istiyorum…

Herkesin yardım etme, acıyı paylaşma, destek olma isteklerini anlıyorum ama özellikle sosyal medyada afet anlarında yapılan paylaşımların daha özenli olması gerektiğini düşünüyorum. Gereksiz paylaşımlar yüzünden gerekli, önemli ve acil paylaşımları görmek güçleşiyor.

Üstelik kastettiğim yalnızca afet dışı konulardaki paylaşımlar değil. Her ne kadar acıyı paylaşma ve destek olma hissi duyumsasak da bu gibi anlarda bizlerin destek postlarından, twitlerinden daha önemli olan bilgilerin görünürlüğünü arttırmak için taziye ve dileklerimizi paylaşmayı daha sonraya bırakmamız gerekiyor.

Toplanma alanlarının nereler olduğunu, yakınlarına ulaşamayan kişilerin yardım taleplerini, hatta göçük altında kalanların yardım isteyen paylaşımlarını, devlet yetkililerinin ve görevli kurum ve kuruluşların açıklamalarını yaymak önceliklerimiz arasında olmalı.

Ayrıca bilginin hızlı yayılmasına imkân veren sosyal medyada yanlış bilginin de hızla yayılması tehlikesini unutmayalım. Yanlış bilgi böyle durumlarda çok daha tehlikeli olabilir. İhtiyatlı davranmak bizlerin sorumluluğunda.

Tekrardan hepimizin başı sağ olsun.

Yazarın Diğer Yazıları