Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

Beyaz sayfa zarureti

Yanlış uygulamalar ve ideolojik yaklaşımlar, Türkiye''yi dış politikada yalnızlaştırmıştır. İktidarı korumak için AB simidine sarılmak istenmiş, güvenliğimizi tehdit edecek düzenlemeler denenmiş ve hakkımız olan adacıkların işgaline dahi ses çıkarılamamıştır. Düşünülmeden girişilen çeşitli açılım teşebbüslerinin maliyetleri ülkemiz ve milletimiz için ağır olmuştur.

Büyük fedakârlıklarla, Cumhuriyetin en zor döneminde gerçekleştirilen üretime dönük eserler, bir mirasyedi edasıyla satılmış, tüketime yönelik büyüme, kamunun lükse düşkün hesapsız harcamaları, devlet garantili ve maliyeti abartılı inşaatlar ve aşırı borçlanma sonucunda içine düşülen ekonomik zorluk, Türkiye''yi sıkıntıya sokmuştur.

Böyle bir ortamda yanlışlıkları düzeltmek, güvenliğimizi sağlamak, ulusal hak ve çıkarlarımızı korumak için yaptığımız girişimler, o zamana kadar istekleri yerine getirilen Batı tarafından tepkiyle karşılanmış ve Türkiye, yaptırım uygulamaya kadar varan tehditlere maruz kalmıştır.

Sıkışmışlığı atlatmak için geri adımlar atılmış, ulusal hak ve çıkarlarımız hilafına bazı jestlerde bulunularak muhataplarla beyaz sayfa açma zorunda kalınmıştır.

 

Yumuşama girişimleri...

ABD, AB ve Mısır''la başlayan, BAE, S.Arabistan ve diğer körfez ülkeleriyle devam eden, İsrail ve Suriye''yle de devam edebilecek olan diyalog ve yumuşama girişimlerinin sonuçları kısmen görülmeye başlanmıştır.

 

ABD, Türkiye''ye soğuk...

Türkiye''nin NATO zirvesinde, NATO''yu ön plana çıkarma söylemleri ve tutumu ittifak üyelerini memnun etmiştir.

Doğal olarak bu durum ABD tarafında da olumlu karşılanmış, ancak ikili görüşmeler kamuoyuyla paylaşılmadığı için, mevcut sorunlarda bir gelişme kaydedilmesine ilişkin bilgi edinilememiştir.

Türkiye''nin, sorunları lehimize çözebilme ümidiyle, başta ABD, NATO güçlerinin Afganistan''dan çekilmesiyle, Kabil Havaalanı''nda yeteri kadar güç bırakarak, havaalanı güvenliğine talip olması, ABD ve ittifak tarafından hemen kabul görmüştür. Bu girişim, Türkiye''nin NATO''ya girebilmek için 1950 yılında BM nezdinde Kore''ye asker gönderme jestini hatırlatmıştır.

Afganistan''ın %70''ini kontrol eden Taliban, Türkiye''nin kalmasını istememektedir. Rusya da, bunun ABD-Taliban anlaşmasına aykırı olduğunu söylemektedir. Olası riskleri dikkate almakta yarar görülmektedir.

ABD Başkanının Türkiye''yi suçlayan ve rencide eden "soykırım" ifadesi karşısında, içinde bulunulan sıkışıklıktan dolayı hiçbir şey yapılamaması, Türk Milletinin kalbinde derin bir yara açmıştır.

ABD, Suriye''de PKK/PYD/SDG''ye verdiği destekten vazgeçmemektedir. Bu durum Türkiye için bir beka meselesi olduğundan anlaşma sağlanamamaktadır. Türkiye''nin, ABD nezdindeki sıkışmışlığından kurtulmak için, Ukrayna ve Gürcistan''ın NATO''ya katılımına koşulsuz destek vermesi, Rusya-Ukrayna gerginliğinde Ukrayna tarafında yer alması, olması gereken dengeleri bozmaktadır.

 

AB''yle ilişkiler sağlıksız...

Maalesef Türkiye''nin AB''yle ilişkileri sağlıksız olup, sadece Suriyeli sığınmacıların Türkiye''de tutulmasına odaklıdır. Bunun için Türkiye''ye 3 milyar Euro verip, adeta para karşılığı sığınmacılara bakıcılık ve muhafızlık yaptırma peşindedirler.

 

Yunanistan ve Fransa tarafı memnun...

Yunanistan, Türkiye''nin Doğu Akdeniz''deki hidrokarbon araştırmalarında geri adım atmasından memnundur. AB''nin konuya dahil olması ve kendisini desteklemesinden, ABD''nin de abartılı desteğinden iyice şımarmış ve bunlara güvenerek tahriklerini artırmıştır.

Türkiye karşıtı Fransa da, ilişkilerde geçmişe nazaran iyileşme yaşandığını, bunun memnuniyet verici bir gelişme olduğunu ifade ederek, yumuşama olduğunu açıklamıştır.

***

Sonuçta "Beyaz Sayfa" açmanın Batı''daki karşılığı, Türkiye''nin geri adım atması, taviz vermesi olmuştur. Bu nedenle sağlıklı bir "Beyaz Sayfa" mümkün görülmemektedir.

ABD''nin savunduğu, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusunda karnesi zayıftır. Gittiği hiçbir yere bu değerleri götürmemiş, üstelik otoriter rejimlerle ilişki kurmayı tercih etmiştir. Ancak Türkiye''yi, bu değerlerdeki eksiklikten dolayı suçlamaktan da geri kalmamıştır.

Onun için taviz vermememiz, iç cepheyi güçlendirmemiz ve kendimiz için, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konularında iyileşme kaydetmemiz gerekli görülmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları