Yabancı bilim insanları, fermente gıdalar ve lif zengini bitkisel ürünlerin, beyin-bağırsak eksenindeki kritik rolüne dikkat çekti.
Son yıllarda bilim dünyasında adından sıkça söz ettiren bağırsak sağlığı ve mikroflorası araştırmaları, iki temel besin grubunun önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Uluslararası uzmanlar, uzun ve sağlıklı bir yaşamın sırrının bağırsaklardaki trilyonlarca mikroorganizmanın dengesinde yattığını belirterek, özellikle fermente gıdalar ve yüksek lifli bitkisel çeşitliliğin öncelikli olarak tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
BİLİMSEL ÇALIŞMALAR KRİTİK İKİLİYİ İŞARET ETTİ
King's College London'da Genetik Epidemiyoloji Profesörü ve önde gelen mikrobiyom uzmanlarından Prof. Tim Spector, bağırsak sağlığının iyileştirilmesinde besin çeşitliliğinin altını çizdi.
Prof. Spector, yaptığı açıklamalarda, bağırsak mikrobiyotası üzerindeki olumlu etkilerin yalnızca iki hafta gibi kısa bir sürede bile beslenme değişiklikleriyle sağlanabileceğini kaydetti.
Spector, temel ipucunun "daha fazla bitki tüketmek" olduğunu, zira her bitkinin bağırsak dostu mikroplar için farklı kimyasallar (polifenoller gibi) içerdiğini dile getirdi.
Spector, bu mikropların adeta kendi eczanesini oluşturduğunu vurguladı. Ayrıca, yoğurt, kefir, lahana turşusu (sauerkraut) ve kimchi gibi fermente gıdaların canlı mikrop (probiyotik) kaynağı olduğunu ve bu gıdaların bağırsak sağlığı için vazgeçilmez bir role sahip olduğunu belirtti.
BEYİN-BAĞIRSAK BAĞLANTISININ ÖNEMİ
UCLA'da (Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles) Gastroenteroloji ve Nörobilim alanında Dünyaca ünlü bir uzman olan Dr. Emeran Mayer ise, beyin-bağırsak-mikrobiyom ekseni üzerine yaptığı kapsamlı çalışmalarla tanındı.
Dr. Mayer, sindirim sistemi sorunları yaşayan birçok hastasının aynı zamanda anksiyete ve depresyon gibi zihinsel sağlık sorunlarıyla da mücadele ettiğini gözlemlediğini aktardı.
Mayer, bu durumun, yediklerimizle doğrudan şekillenen bağırsak mikrobiyotasının, bağışıklık sistemi ve dolayısıyla beyin sağlığı üzerindeki kritik etkileşiminden kaynaklandığını belirtti.
Dr. Mayer, özellikle bitki bazlı ve lif içeriği yüksek besinlerin, bağırsak duvarını güçlendiren polifenolleri sağladığını ve bu sayede zihinsel refahı desteklediğini ifade etti.
BESLENME DÜZENİNDE ATILAN ADIMLAR
Uzman görüşleri ve bilimsel araştırmalar, sağlıklı bir bağırsak ortamının ancak prebiyotik ve probiyotik kaynaklarının dengeli tüketimiyle oluşabileceğini gösterdi.
Fermente Gıdalar (Probiyotik Kaynaklar): Yoğurt, kefir, lahana turşusu (özellikle doğal fermente edilmiş), miso ve kimchi gibi ürünler, bağırsak florasını zenginleştiren canlı mikroorganizmaları doğrudan sağladı.
Bitkisel Çeşitlilik (Prebiyotik ve Lif Kaynakları): Enginar, kuşkonmaz, muz, soğan, sarımsak, tam tahıllar (yulaf gibi) ve bol çeşitli sebze/meyveler ise, bağırsakta yaşayan faydalı mikropları besleyen lif (prebiyotik) kaynağı olarak öne çıktı.
Prof. Spector, özellikle ultra işlenmiş gıdalardan ve yüksek şeker içeriğinden uzak durulması gerektiğini, bunun yerine çeşitli bitkisel gıdalar ve canlı fermente ürünler eklenerek diyetin zenginleştirilmesinin, kısa sürede hissedilir bir sağlık iyileşmesi sağlayacağını dile getirdi.
Dr. Mayer ve Prof. Spector'un görüşleri, günümüzde bağırsak sağlığına verilen önemin bilimsel temellerini sağlamlaştırdı.