DHA'nın haberine göre Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan,korona virüs hastalarında tatve koku kaybının son dönemde sık görülen bulgulardan birisi olduğunu kaydetti. Prof. Dr.İlhan, "Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor;korona virüste kişi enfekte olduğu zaman solunum yollarındabir dolgunluk söz konusu oluyor. Virüs dokulardaşişme yapıyor,tat ve koku ile ilgili sinirinüzerine baskı yapıyor. Baskıdan dolayı tat ve koku kabiliyeti azalıyor. Genel olarak baktığımızda yüzde 30 ile yüzde 90 arasında tat ve koku kaybının görüldüğünü gözlemliyoruz. Yani korona virüs hastalarının üçte birinde bazı çalışmalarda da yüzde 90'a kadar tat ve koku kaybı gözüküyor" diye konuştu.

3 HAFTADAN UZUN SÜRMESİ TEHLİKELİ

Tat ve koku kaybının çok ani geliştiğini, kişi korona virüs hastası olur olmaz hemen tat ve koku kaybının ortaya çıktığını belirtenProf. Dr. İlhan, "Diğer solunum yolu enfeksiyonlarından farklı olarakburun tıkanıklığı olmadan tat ve koku kaybı ortaya çıkıyor. Kabaca baktığımızda da 1 ile3 hafta arasında tanı aldıktan sonra iyileşiyor. Ama vatandaşlarımız eğer 3 haftadan sonra hala tat ve koku alamama durumu geçmediyse en azından azalma eğiliminde değilse mutlaka bir kulak burun boğaz hekime başvurmaları gerekiyorki acaba korona virüsün altında başka bir neden mi var tat ve kokuya neden olan ya da başka şeyler korona virüsten dolayı etkilenmiş mi diye. Vatandaşlar tat ve koku kaybı bozukluğu nedeniyle günlük yaşam aktivitelerinde ya da sosyal aktivitelerindedaha geri düştükleri için depresyon ve anksiyete ihtimali de yüksek.Hastalar 'hocam ekşi ile tatlıyı ayıramıyorum' şeklinde tanımlıyorlar, bu oldukça sert bir tat ve koku kaybı" değerlendirmesinde bulundu.

AĞIR VAKALARDA VİRÜS YÜKÜ, KRONİK HASTALIKLARDAN DAHA BELİRLEYİCİ

Prof. Dr. İlhan, korona virüstebulaşma ya da hastalığı ağır geçirmede genetik faktörlerin etkisiyle ilgili değerlendirmelerde debulundu. Prof. Dr. İlhan, "Kişinin doğuştan gelen akciğerleilgili bir sorunu varsa,pıhtılaşma bozukluğuyla ilgili bir sorunu varsa ya da vücudunda genetik olarak örneğin Tip 1 diyabet gibi doğuştan gelen sorunlar varsa hastalığıdaha ağır geçebilir. Sadece korona virüse bağlı değil diğer hastalıkların da ağır geçtiğini biliyoruz. Ama özellikle akciğerdeki çeşitli eksiklikler varsa fonksiyon bozuklukları varsa hastalık daha ağır geçiyor. İkinci faktör korona virüsteeğer virüs yükü çok fazlaysa ki özellikleaile içi bulaşta biz bunu görüyoruz. Aile içindesürekli biripozitif oluyor kısır döngüyle birbirlerinebulaştırırlar. Hatta aynı ailede ikinci üçüncü kez hasta olanları gözlüyoruz" dedi.

İlhan, "Doğuştan gelen hastalıkları olanlarda daha ağır seyredebileceği; ama virüs yükünün ve davranışlara bağlı virüsün bulaşması ile ilgili faktörlerin bunlardan çok daha etkili olduğunu söylemek gerekiyor" diye ekledi.