Bir ünlü gazeteci daha gönüllü aşı oldu. Torpil bulamayan gazeteciler gönüllü aşı oluyor

Bir ünlü gazeteci daha gönüllü aşı oldu. Torpil bulamayan gazeteciler gönüllü aşı oluyor
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip korona virüs salgınına karşı Çin'in Sinovac şirketi tarafından geliştirilen CoronaVac aşısı ülkemizde gönüllüler üzerinde uygulanmaya başlandı. Gazeteci Aytunç Erkin, aşı için gönüllü olup, yaşadığı süreci yazısında anlattı.

Sözcü Gazetesi yazarı Aytunç Erkin, Çin'den korona virüs aşısı için İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'ne ‘gönüllü katılımcı/denek' olmak için başvurdu. Erkin, aşı olacağı zamanki süreci tek tek anlattı. İşte o yazı...

Gazeteci arkadaşlarım Çin Devrimi'ne yakınlığımı (Ki sosyalist/ anti emperyalist bütün ilerici hareketlerin yanındayım ve Atatürk Devrimleri'nin sıkı savunucusuyum) bildikleri için zaman zaman katıldığım canlı yayınlarda bana “Sinovac'ın ürettiği CoronaVac aşısını olacak mısın?” sorusunu yöneltiyordu… Espriler havada uçuşuyordu! Ben de ‘Evet' yanıtını veriyordum…

Geleneksel bir yöntem olan ‘inaktif virüs' tekniğine göre hazırlanan Çin merkezli bu aşıda, enfekte etme özelliğini yitirmiş olan virüs vücuda verilerek, vücudun hastalığa bağışıklık kazanması hedefleniyor.

Yaklaşık 25 gün önce İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'ne ‘gönüllü katılımcı/denek' olmak için başvurdum!

Birinci neden, korku duvarını, koronanın yarattığı iklimi en azından vücudumda yenmekti…

Geçen hafta üniversite tarafından çağrıldım ve cuma günü de hastaneye gittim. İlk önce  PCR testi ve antikor testi yapıldı. Kan tablosuna, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarına bakıldı… Çünkü… Covid-19 hastalığı geçirmiş kişiler çalışmaya dahil edilmiyor. Yaş aralığı da 18-59 arası… Eğer testlerde olumsuz bir sonuç çıkarsa hastanenin bildireceği yoksa pazartesi günü 12 ile 15 arasında aşı olabileceğim söylendi.

Test sonuçlarımın olumlu olduğunu ‘gelmeyen' telefondan anladım ve geçen pazartesi günü Çapa'ya gittim. 13 bin gönüllüden birisi de ben olacaktım! Hemen bilgisini vereyim: Çalışmaya katılan kişiler iki gruba ayrılıyor. Bir kısmına aşı, diğer kısmına boş aşı (plasebo) veriliyor. Aşı kodlarla geliyor, dolayısıyla çalışmanın sorumluları da gönüllüler de, kime hangisinin uygulandığını bilmiyor. Bunu da gözümle gördüm…

ekran-alintisi-20201223094029.jpg

O sırada doktor, telefonuma gelen kodu söylememi istedi… Okudum…

Araştırma Ürün Numaranız: 100994…

Rakamı söyledim ve doktor da onayladı… Artık aşı olmaya hazırdım ve hemşireye kolumu uzattım… Aşı sonrasında yaklaşık 15 dakika beklemem söylendi ve ateşime bakıldı! Çünkü… Herhangi bir alerjik duruma karşı önlem alınıyordu. Ateşim ölçüldü ve gidebilirsiniz denildi. Bu sorunun yanıtını nasıl alacaktım?

Baş ağrısı… Halsizlik…

Çapa Tıp Fakültesi'ndeki dostum Prof. Yağız Üresin'in odasına geçtim. O da ‘mutasyon'la ilgili bazı televizyon kanallarıyla röportaj hazırlığındaydı.

Bu arada vücudumda bazı değişiklikler olmaya başladı. Örneğin… Ciddi bir baş ağrısı… Halsizlik… Su ihtiyacı…

Yağız Hoca belirtilere göre “Plasebo (boş aşı) değil galiba” dedi… Eve doğru yolculuğa çıktığımda, vapurda, başımın ağrısı daha da şiddetlendi…

Kızımı okuldan aldım ve eve kendimi attım… Halsizlik ve vücutta kırıklık… Erken bir saatte de uyuyakaldım! Sabah kalktığımda dinç bir vücutla uyandım ve en azından ‘korku duvarı' yıkılmıştı. Şimdi 15 gün sonra yapılacak ikinci dozu bekliyorum!

Bana arkadaşlarımın sorusu şu oldu: “Yan etkisinden korkmadın mı?” Yanıtı belli: Koronadan daha fazla korkuyorum! Koronaya karşı gelişimi sağlamak için de birilerinin buna destek olması gerekiyor.

468389.jpg

467554.jpg