Bitki çayları, yüzyıllardır doğal şifa kaynağı olarak görülüyor. Papatya, ıhlamur, adaçayı gibi bitki çayları, rahatlatıcı etkileri ve sağlık faydaları nedeniyle milyonlarca insanın günlük yaşamında yer buldu. Ancak son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, bu masum görünen içeceklerde ciddi bir tehlikenin gizlendiğini ortaya koyuyor: ilaç kalıntıları.

Uzmanlar, bitki çaylarındaki ilaç kalıntılarının insan sağlığı üzerindeki potansiyel risklerine dikkat çekiyor ve tüketicileri uyardı.

BİTKİ ÇAYLARINDA İLAÇ KALINTISI: GERÇEK BİR TEHDİT

Avrupa ve ABD’de yapılan araştırmalar, piyasada satılan bazı bitki çaylarında antibiyotik, ağrı kesici ve hatta böcek ilacı gibi kimyasal maddelerin kalıntılarına rastlandığını gösterdi.

Almanya’daki Max Planck Kimya Enstitüsü’nden toksikoloji uzmanı Dr. Thomas Letzel, “Bitki çaylarında tespit edilen ilaç kalıntıları, tarım süreçlerinde kullanılan pestisitlerden veya bitkilerin yetiştiği çevreden kaynaklanabilir” dedi.

Environmental Pollution dergisinde yayımlanan bir çalışma, analiz edilen bitki çayı örneklerinin %20’sinde düşük seviyelerde de olsa ilaç kalıntısı tespit edildiğini ortaya koydu. Bu kalıntılar arasında en sık rastlananlar arasında ibuprofen, karbamazepin ve tetrasiklin gibi maddeler yer aldı.

SAĞLIK ÜZERİNDEKİ RİSKLER NELER?

Bitki çaylarındaki ilaç kalıntılarının sağlık üzerindeki etkileri, kalıntıların türüne ve miktarına bağlı olarak değişti.

İngiltere’deki King’s College London’dan farmakoloji uzmanı Dr. Sarah Mitchell, “Uzun süreli düşük dozda ilaç kalıntısına maruz kalmak, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir, hatta bağışıklık sistemini zayıflatabilir” uyarısında bulundu. Özellikle çocuklar, hamile kadınlar ve kronik hastalığı olan bireyler, bu kalıntılardan daha fazla etkilenebildi.

The Journal of Food Science’ta yayımlanan bir araştırma, bitki çaylarındaki pestisit kalıntılarının bazı durumlarda sinir sistemi üzerinde toksik etkiler oluşturabileceğinin gösterdi. Ayrıca, antibiyotik kalıntılarının uzun vadede antibiyotik direncine katkıda bulunabileceği endişesi de artırdı.

NEDEN BU KALINTILAR OLUŞUYOR?

Bitki çaylarındaki ilaç kalıntılarının temel kaynakları arasında tarım uygulamaları, çevresel kirlilik ve yetersiz üretim süreçleri yer aldı.

Kanada’daki McGill Üniversitesi’nden çevre bilimci Dr. Nathalie Tufenkji, “Bitkilerin yetiştiği toprak veya sulama suları, ilaç kalıntılarıyla kirlenmiş olabilir. Bu maddeler bitkiler tarafından emiliyor ve çay üretiminde kullanılan yapraklara kadar ulaşıyor” dedi.

Ayrıca, bazı üreticilerin kalite kontrol süreçlerini yeterince sıkı uygulamaması, bu sorunun daha da büyümesine neden oldu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bitkisel ürünlerde kimyasal kalıntıların izlenmesi için daha katı düzenlemeler getirilmesi gerektiğini vurguladı.

TÜKETİCİLER NE YAPMALI?

Uzmanlar, bitki çayı tüketicilerine dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu.

İşte güvenli tüketim için 5 öneri:

Organik Ürünler Tercih Edin: Organik sertifikalı bitki çayları, pestisit ve kimyasal kalıntı riskini azaltabilir.

Kaynağı Araştırın: Güvenilir markaları tercih edin ve ürünlerin üretim süreçleri hakkında bilgi edinin.

Ambalajı Kontrol Edin: Kalite belgelerine sahip ürünleri seçin.

Kendi Çayınızı Hazırlayın: Taze bitkilerden kendi çayınızı demleyerek riskleri en aza indirin.

Aşırı Tüketimden Kaçının: Aynı bitki çayını aşırı miktarda tüketmek, olası kalıntıların birikme riskini artırabilir.

BİLİNÇLİ TÜKETİM ŞART

Bitki çayları, sağlıklı yaşamın bir parçası olarak görülse de, içerdikleri ilaç kalıntıları ciddi bir tehlike oluşturabildi.

Bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, tüketicilerin daha bilinçli seçimler yapması gerektiğini gösterdi.

Dr. Letzel, “Bitki çaylarının faydalarından yararlanmak istiyorsanız, kaliteye ve güvenilirliğe odaklanın” dedi.