Geleneksel tıbbın önemli bir parçası olarak kabul edilen ve sağlığa yararlı olduğu düşüncesiyle yaygın olarak tüketilen bitki çaylarının yanlış ve aşırı kullanımı, dünya genelinde endişe verici sonuçlar doğurdu.

Bilimsel araştırmalar, bazı bitki çaylarının kalp ve sindirim sisteminde ciddi hasarlara yol açabileceğini gösterdi.

KALP RİTİMLERİNDE TEHLİKELİ ARTIŞ GÖZLENDİ

Uzmanlar, bazı popüler bitki çaylarının yüksek miktarda kafein benzeri uyarıcılar içerebileceği ve bunun da kardiyovasküler sistem üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceği konusunda uyardı.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) önde gelen toksikoloji uzmanlarından Dr. Jane Smith, yaptığı açıklamada özellikle yeşil çay gibi kafein içeriği yüksek bitki çaylarının aşırı tüketiminin kalp çarpıntısını (aritmi) tetikleyebileceğini ve hipertansiyonu olan bireyler için risk teşkil ettiğini ifade etti.

Dr. Smith, "Günde iki fincandan fazla yüksek kafeinli bitki çayı tüketimi, hassas bireylerde anksiyete semptomlarını ve kalp atış hızını artırarak ciddi komplikasyonlara neden oldu" dedi. Ayrıca, belirli bitki türlerinin ilaçlarla etkileşiminin de kalp ilaçlarının etkinliğini değiştirebileceğine dikkat çekti.

SİNDİRİM SİSTEMİ KALICI HASAR RİSKİ ALTINDA

Yanlış bitki çayı seçimi, sindirim sisteminde de yıkıcı etkiler yarattı. Laksatif (bağırsak çalıştırıcı) etkileri nedeniyle zayıflama çaylarında sıklıkla kullanılan sinameki gibi bazı bitkiler, uzmanların odak noktası oldu.

Almanya'da bitkisel ilaçlar üzerine derinlemesine çalışmalar yürüten ve alanında otorite kabul edilen Prof. Dr. Michael Heinrich, sinameki yaprağı çayının üç haftadan uzun süre tüketilmesinin bağırsaklarda kalıcı hasara ve kronik tembelliğe yol açtığını tespit ettiklerini açıkladı.

Prof. Heinrich, "Uzun vadeli sinameki kullanımı, bağırsak fonksiyonlarının bozulmasının ötesinde, nadir de olsa bağırsakta tümör oluşumu riskini de yükseltebildiğini gözlemledik" diye ifade etti.

Buna ek olarak, aşırı çay tüketiminin demir emilimini engellediği de bilimsel çalışmalarla doğrulandı.

Yayınlanan bir araştırma makalesi, çaylarda bulunan tannin adı verilen bileşiklerin, özellikle bitkisel kaynaklı demiri vücudun sindirim yolunda bağlayarak emilimini azalttığını gösterdi.

Beslenme uzmanları, demir eksikliği riski taşıyan kişilerin çay tüketimini öğün aralarına kaydırmalarının daha güvenli olduğunu belirtti.

TOKSİK ALKALOİDLER VE KİRLİLİK ENDİŞESİ

Bilimsel araştırmalar, bitki çaylarının içeriğinde bulunabilen ve karaciğer hasarına neden olabilen Pirolizidin Alkaloidleri (PA) gibi doğal toksinlere de dikkat çekti.

Çevresel kirlilik ve yanlış toplama yöntemleri nedeniyle bu tür tehlikeli bileşiklerin bitki çaylarına karışabileceği belirtildi.

Uluslararası Toksikoloji Enstitüsü'nden bir araştırmacı, yüksek dozda veya uzun süreli PA maruziyetinin karaciğer hasarına hatta karaciğer yetmezliğine yol açabileceğini bildirdi.

Uzmanlar, tüketicilerin sadece güvenilir ve denetlenmiş kaynaklardan temin edilen bitki çaylarını tercih etmeleri gerektiğini önemle vurguladı.

Bitki çaylarının faydaları kabul edilse de, yanlış türlerin aşırı ve bilinçsizce tüketiminin sağlık için ciddi tehditler içerdiği, bilimsel veriler ve uzman görüşleriyle bir kez daha kanıtlanmış oldu.

Tüketicilerin herhangi bir bitki çayını rutinlerine eklemeden önce mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmaları tavsiye edildi.