Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

Bize karşı ittifaklar kemikleşiyor

Türkiye'nin dahil olduğu altı bölgede gerginlik ve çatışma var. Bunlar Libya, Ege, Doğu Akdeniz, Suriye, Irak ve Karabağ. Bunlardan ilk üçü iç içe girmiş ve birbirini etkileyen niteliktedir. Odak noktasında da Yunanistan bulunmaktadır.

Karşımızda genişleme temayülü gösteren ittifakların oluşmasında, Yunanistan'ın etkisinin yanında bazı menfaat ilişkilerinin ve özellikle Türkiye karşıtlığının rol oynadığını söylemek mümkündür.

Türkiye'ye karşı gaz ittifakı

Yunanistan, GKRY, Mısır, İsrail, Ürdün ve İtalya, video konferans yöntemiyle yaptıkları bir anlaşmayla, içinde Türkiye'nin yer almadığı, Doğu Akdeniz'den doğal gaz ihracatını teşvik edecek bir forum oluşturmuşlardır. Filistin'in de parçası olduğu belirtilen Mısır merkezli foruma, diğer Akdeniz ülkeleri de katılabilecek, diğer devlet ve kurumlar da gözlemci bulundurabileceklerdir.

Bu ittifakın Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hak ve hukukuna karşı olan ülkeleri bir araya getirmeyi amaçladığı da açıktır. Fransa foruma katılmak istemiş, ABD ve Avrupa Birliği de gözlemci bulunduracaklarını belirtilmişlerdir. İsrail de bu yolla, Arap ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmeyi düşünmektedir. Ayrıca Türkiye aleyhindeki tutumuyla ön plana çıkan BAE'nin foruma katılmasını teklif etmesi de gözden kaçmamıştır. İşte size Türkiye karşıtı yeni ve geniş bir ittifak.

Bir ittifak daha

Geçen ayın sonlarına doğu Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Mısır, üçlü bir zirve gerçekleştirmiştir. Zirve'de "Türkiye'nin uluslararası hukuku ihlal ettiği" vurgusu yapılmıştır. Ayrıca Yunanistan'la Hindistan Doğu Akdeniz'de askeri tatbikat ve petrol aramak için mutabakata varmıştır.

Mısır lideri Sisi de, 11-12 Kasım'da Yunanistan'a gidecektir. Yunanistan, GKRY ve Mısır savunma bakanlarının bir toplantı yapması ve bu üçlüye BAE'nin de dahil edilmesinin planlandığı ifade edilmektedir.

Diğer karşıt ülkeler

Başta Fransa olmak üzere AB'nin Yunan-Rum ikilisinin tam desteğinde olduğu malumdur.

ABD de Yunanistan'ı açıkça desteklemektedir. ABD Dışişleri Bakanının Yunanistan Dışişleri Bakanına gönderdiği mektupta, Yunanistan'ın bölgede istikrarın direği olduğunu, iki ülke arasındaki ilişkilerin mükemmel düzeyde yürüdüğünü, Yunanistan'ın potansiyel yetki alanlarında Türkiye'nin devam eden faaliyetlerini onaylamadıklarını belirtmesi, aralarındaki Türkiye karşıtı dayanışmanın ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. ABD seçim sonuçları durumu değiştirmeyecektir.

Rusya Dışişleri Bakanının Atina ziyareti, Rusya'nın Atina Büyükelçisinin 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesine atfen her devletin karasuyunu 12 mil olarak ilan etmeye yetkili olduğunu belirtmesi ve GKRY ile yeniden iyi ilişki yolları araması, Rusya'nın da Yunan-Rum ikilisi safında yer aldığını göstermektedir.

 

Karabağ'da durum farklı

Azerbaycan-Ermenistan savaşında Azerbaycan'ı ciddi anlamda destekleyen tek ülkenin Türkiye olduğu bir gerçektir. Ermenistan'ın arkasında ise, Türk dünyası karşısındaki tüm ülkeler ve terörist gruplar vardır. Ancak bunların desteği, Azerbaycan'ın haklılığı karşısında fazla etkili değildir. Bunda bölge dengelerinin etkili olduğu söylenebilir.

Rusya, Ermenistan'ın yardım çağrılarını, savaşın Ermenistan topraklarında olmadığı ve Ermenistan'ı tehdit etmediği gerekçesiyle bir kere daha reddetmiştir. Ateşkes ve anlaşma sağlanmasında Türkiye'yle işbirliği yapılacağını belirtmesi, bölge istikrarı açısından önemlidir.

İran ise Güney Azerbaycan olarak anılan İran'ın kuzey bölgesindeki Türk yapısından çekindiği için Azerbaycan'ın bölgede fazla etkin olmasını, ülke bekası açısından arzu etmemektedir. Ermenistan'a yapmayı denediği bazı yardımlar kuzey bölgeden geçerken tepkiyle karşılandığından tutumunu makul bir düzeye taşımak durumunda kalmıştır. İran; Azerbaycan, Ermenistan, Rusya ve Türkiye'yle görüşme içindedir. Ateşkesin yanında, Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan çekilmesiyle bölgeye barış ve istikrar geleceğini belirterek olumlu bir tavır sergilemektedir. 

Karşımızdaki ittifaklar kemikleşmektedir. Bu nedenle diplomatik ilişkilerimizi yeniden gözden geçirip, inat ve ideolojik düşünceleri aşarak çıkarlarımız doğrultusunda hareket etmenin zamanı gelmiş, hatta geçmiştir.

 

Yazarın Diğer Yazıları