Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, genellikle çocukluk döneminde tanı konan, ancak yetişkinlik döneminde de devam edebilen bir nörolojik durum. DEHB, bireylerin dikkatini sürdürme, impulsif davranışları kontrol etme ve aşırı hareketlilik gibi zorluklarla karşılaşmasına neden olabilir.
Ancak, son yıllarda DEHB tanısı konan bireylerin sayısının artması, bu durumun yalnızca biyolojik bir rahatsızlık olmanın ötesinde, toplumsal ve kültürel bir sorun haline gelmesine yol açtı.
DEHB’NİN ARTAN TANISI: GERÇEKTEN BİR ARTIŞ MI?
Psikiyatrist ve DEHB uzmanı Dr. Daniel Kessler, son yıllarda DEHB tanısı alan bireylerin sayısının arttığını ve bunun, yalnızca daha fazla kişinin tanı almasıyla ilgili olmadığını belirtti.
Dr. Kessler, "DEHB’nin artan tanı oranı, hem toplumun bilinçlenmesiyle hem de bu konuda yapılan daha fazla araştırmayla bağlantılı. Ancak, bu artışın başka sebepleri de olabilir. Özellikle sosyal medyada, 'Ben DEHB'liyim' gibi ifadelerle karşılaşmak, bazen bu durumu bir kimlik haline getiren kişilerin sayısını artırıyor" dedi.
DEHB’NİN GERÇEKTEN BİR HASTALIK OLDUĞU KONUSUNDAKİ ENDİŞELER
DEHB’nin aslında ciddi bir nörolojik durum olduğunu kabul eden birçok uzman, bunun bir "etiket" veya "moda" haline gelmesinin, toplumsal olarak yanlış anlaşılmalara yol açtığını vurguladı.
Nöroloji uzmanı Prof. Dr. Jane Carter, "DEHB, beyin kimyasallarının dengesizliği ve genetik faktörlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu, bir hastalıktır, bir yaşam tarzı ya da kişisel özellik değil. Ancak, sosyal medya ve popüler kültür, bazen ciddi bir sağlık sorunu olan DEHB’yi bir kimlik ya da 'stil' olarak göstermeye çalışıyor" dedi.
Bazı bireyler bu durumu tanımlarken, kendi yaşamlarını ve deneyimlerini daha iyi açıklamak için DEHB'yi kullanıyor.
Ancak, bu durumun yanlış anlaşılmasına ve gerçekte DEHB hastalığını yaşayan kişilerin küçümsenmesine yol açabileceğini belirten uzmanlar, DEHB’nin sadece bir "moda" olmadığını, aksine dikkatli bir değerlendirme ve tedavi gerektiren bir durum olduğunu belirtti.
DEHB’Yİ BİR MODA OLARAK GÖRENLERİN SAYISI ARTTI
Sosyal medya platformlarında, DEHB tanısı almış olan kişilerin deneyimlerini paylaştığı içerikler, bu durumu "moda" haline getiren bir diğer faktör olarak öne çıktı. Özellikle, DEHB’nin sağladığı "farklılık" ve "yaratıcılık" gibi özellikler, gençler arasında bu durumu kucaklamaya yönelik bir eğilim oluşturmuş durumda. Ancak uzmanlar, bu durumun ciddi sağlık sorunlarını göz ardı etmemek gerektiğine dikkat çekti.
Psikiyatrist ve DEHB uzmanı Dr. Susan Mitchell, "DEHB ile yaşayan bireylerin bir kısmı, bu durumu olumlu bir şekilde tanımlayarak, kendi kimliklerini farklılaştırmaya çalışıyor. Ancak, DEHB'nin zorlukları göz ardı edilmemelidir. Bu bozukluk, sadece dikkat eksikliği değil, aynı zamanda organizasyonel sorunlar, sosyal zorluklar ve günlük yaşamda sürekli mücadele gerektiren durumlar da içerir" dedi.
DEHB’NİN TOPLUMDAKİ YERİ: ARTAN TANILARIN SOSYAL ETKİLERİ
DEHB’nin artan tanı oranları, sadece bireylerin yaşamını değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı da etkiliyor. Okullarda ve işyerlerinde, DEHB’li bireylerin ihtiyaçlarına uygun çözümler geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Psikiyatri profesörü Dr. Robert W. Keller, "DEHB, eğitim ve iş ortamlarında zorluklar yaratabilir. Bu nedenle, toplumun bu durumu daha iyi anlaması ve destekleyici mekanizmalar kurması önemlidir" dedi.
TOPLUMDAKİ YANILGILAR VE DEHB
Günümüzde, bazı insanlar DEHB’yi sadece bir "kişisel özellik" olarak görmekte ve bu durumu, öz disiplin eksikliği ya da tembellik ile ilişkilendirdi. Ancak uzmanlar, DEHB’nin genetik ve biyolojik temellere dayanan bir bozukluk olduğunu ve bunun bir "hastalık" olarak kabul edilmesi gerektiğini vurguladı.
Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Elizabeth Harris, "DEHB, sadece dikkat eksikliği değil, aynı zamanda bireylerin duygusal, sosyal ve bilişsel olarak zorluklar yaşamasına neden olan bir durumdur. Bu nedenle, DEHB tanısı almış bireylerin yaşadıkları zorluklar küçümsenmemelidir" dedi.