İnsanlık tarihinin en eski tanıklarından biri olan taş aletler, yalnızca hayatta kalmak için değil, aynı zamanda insan zekâsının evrimini anlamak için de bir anahtar sundu.
Yaklaşık 1.75 milyon yıl önce, erken insanlar basit çakmaktaşı ve dere taşlarından kaba aletler üretirken, bu süreçte modern müzisyenlerin piyano çalarken kullandığına benzer beyin devrelerini harekete geçirdikleri ortaya çıktı.
Bilim insanları, bu bulgunun insan zekâsının kökenlerine dair çarpıcı ipuçları sunduğunu söyledi.
Norwich’teki East Anglia Üniversitesi Psikoloji Fakültesi’nden nöroarkeolog Dr. Shelby Putt liderliğinde yürütülen bir araştırma, Erken Taş Devri’nde alet yapımındaki gelişmelerin dilin evriminden çok, karmaşık motor becerilerle ilişkili olduğunu gösterdi. Putt, “1.75 milyon yıl önceki bu teknolojik sıçrama, Oldowan adı verilen basit yonga aletlerden, Acheulian el baltaları gibi daha sofistike biçimlere geçişle kendini belli etti. Bu süreç, modern insanlarda piyano çalmak gibi karmaşık görevlerde devreye giren beyin ağlarını aktif hale getirmiş olabilir” dedi.
Araştırmada, katılımcıların taş alet yapımı sırasında beyin aktiviteleri, fonksiyonel yakın kızılötesi spektroskopi (fNIRS) teknolojisiyle izlendi. Bulgular, bu eski becerilerin görsel dikkat ve motor kontrol ağlarını koordine ettiğini ortaya koydu.
Indiana Üniversitesi’nden Stone Age Institute araştırmacısı Prof. Dr. Nicholas Toth, “Bu aletler, sadece kesmek ya da kırmak için değil, aynı zamanda erken insan topluluklarının problem çözme yeteneklerini geliştirdiğini gösteriyor. Beynin bu ağları, müzik aleti çalmak gibi modern yetkinliklerin temelini atmış olabilir” dedi. Toth’a göre, Acheulian aletlerin simetrik ve iki yüzeyli tasarımı, erken insanların planlama ve soyut düşünme kapasitesini artırdı.
Bilimsel çalışmalar, bu evrimin izlerini Kenya’daki Lomekwi 3 kazı alanında bulunan 3.3 milyon yıllık taş aletlere kadar götürdü. Nature dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, bu aletler Homo cinsinden önceki türler tarafından üretildi ve Australopithecus gibi erken homininlerin beklenenden daha karmaşık bilişsel yeteneklere sahip olabileceğini düşündürüyor.
University College London’dan arkeolog Prof. Dr. Ignacio de la Torre, “Bu bulgu, taş alet yapımının zekânın evriminde bir dönüm noktası olduğunu kanıtlıyor. Erken insanlar, elleriyle şekillendirdikleri taşlarla zihinlerini de biçimlendirmiş olabilir” dedi.
Ancak bu gelişmelerin dil ile ilişkisi hâlâ tartışma konusu. Iowa Üniversitesi’nden antropolog Prof. Dr. Robert Franciscus, “Dil devrelerinin bu dönemde evrilmiş olması gerekmiyor. Acheulian aletlerin üretimi, daha çok görsel-motor koordinasyon ve uzun süreli hafıza gibi becerilere dayanıyordu” yorumunu yaptı.
Franciscus’a göre, bu yetenekler, modern insanlarda müzik performansıyla ilişkilendirilen frontal ve parietal lob aktiviteleriyle örtüştü.
Araştırmacılar, deneylerinde katılımcıları iki gruba ayırdı: Bir grup, alet yapımını sözlü talimatlarla öğrenirken, diğer grup sessiz videolarla çalıştı.
Sözlü grupta dil işleme alanları aktif hale gelirken, sessiz grupta yalnızca motor ve dikkat ağları öne çıktı. Bu, alet yapımının dil olmadan da gelişebileceğini gösterdi.
Harvard Üniversitesi’nden nörolog Prof. Dr. Daniel Levitin, “Müzik ve alet yapımı, beynin aynı ritmik ve sıralı işlem kapasitesini kullanıyor olabilir. Erken insanlar, taşları şekillendirirken adeta bir ritim tutturmuş gibiydi” dedi.
Taş Devri’nden günümüze uzanan bu yolculuk, insan zekâsının yalnızca hayatta kalmak için değil, aynı zamanda karmaşık düşünce sistemleri geliştirmek için nasıl evrildiğini gözler önüne serdi.
Çakmaktaşı ve dere taşlarından yükselen bu sessiz melodi, modern insanın müzikal yeteneklerinin derin köklerini aydınlattı. Bilim dünyası, bu antik aletlerin ardındaki zihinsel senfoniyi çözmek için çalışmalarını sürdürdü.