CHP'de kazan kaynıyor: "Yenilginin faturasını genel başkan ödemeli"

CHP'de kazan kaynıyor: "Yenilginin faturasını genel başkan ödemeli"
Seçim sonuçları ardından CHP'de tepkiler sürüyor. Kılıçdaroğlu'na bir tepki de CHP'li Yılmaz Ateşten geldi.

14 Mayıs’ta başlayıp 28 Mayıs’ta cumhurbaşkanı seçimi ikinci turu ile sonuçlanan seçimlerin sonuçları Millet İttifakı’nın en güçlü üyesi CHP’de tepkilere yol açtı. Tanju Özcan, Akif Hamzaçebi ve İlhan Cihaner gibi isimler sonuçlara tepki göstermişti.

CHP Ulusal Birlik Hareketi, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına dair değerlendirme yaptı. CHP'li eski milletvekili Yılmaz Ateş’te değerlendirmeye ilişkin bir bildiri yayımladı.

Ateş yayımlanan bildiride seçim sonuçlarının faturası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kesildi. Yerel seçimler öncesinde Kılıçdaroğlu'nun görevini bırakması gerektiği vurgulanan bildiride “Yenilginin faturasını genel başkan ödemeli, kurultaya ve 2024 yerel seçimlerine sayın Kılıçdaroğlu’yla gidilmesi daha büyük yenilgi getirecektir” denildi.

Ateş tarafından yayımlanan “Yenilginin faturasını genel başkan ödemelidir” başlığı ile yayımlanan bildirinin tam metni şu şekilde:

"ATATÜRK’E HAKARET EDEN KADROLAR TERCİH EDİLMİŞTİR AMA HİÇBİR SEÇİM KAZANILAMAMIŞTIR"

Milletvekili seçiminin üzerinden yaklaşık bir ay, Cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden de 15 gün geçti. Genel Merkezin detaylı bir değerlendirme yapmaması, genel başkanın daha ilk saatte masayı yumruklayarak ‘buradayım, bir yere gitmiyorum’ diyerek sergilediği tavrı, CHP Genel Başkanlığına, milletimize ve demokrasiye duyulması gereken saygıyla bağdaştıramıyoruz.

Sayın Kılıçdaroğlu göreve geldiği 22 Mayıs 2010 tarihinden sonra yapılan iki Belediye, üç Cumhurbaşkanlığı, beş milletvekili (biri hariç) seçimlerinde partililerin iradesi, halkın iradesi hiçe sayılarak, tek belirleyici kendisi olmuştur. On seçim gibi iki anayasa referandumu da kaybedilmiştir. Kaybedilen sadece seçimler olmamıştır; sömürüsüz, soygunsuz, insanca yaşamak isteyen geniş halk kitlelerin umudu da sönmüştür. Demokratik, laik Cumhuriyetin kuruluş felsefesinden, partinin ilkelerinden büyük tavizler verilmiş, hayatını CHP’ne adamış parti emekçileri yerine, parlamentoda, yerel yönetimlerde terör iltisaklı, laiklik karşıtı, partimizin tarihine, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden kadrolar tercih edilmiştir ama hiçbir seçim kazanılamamıştır.

"CHP YAĞMALANMIŞTIR, DEĞERLERİ SIFIRLANMIŞTIR"

Parti programı çiğnenerek Balkanlar’da, Ege’de, Kıbrıs’ta, Akdeniz’de, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Azerbaycan’da, Ukrayna-Rusya Savaşı’nda Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı söylemlerde bulunulmuş, bu söylemler uluslararası görüşmelerde Türkiye’nin aleyhine kullanılmıştır. Bu sorumsuz söylemlerle kamuoyunda demokratik, laik Cumhuriyeti yıkmak ve bölmek isteyen terör örgütlerinin hamiliği yaptığı algısı kamuoyunda oluşmuş, anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerine dokunmayacağına dair bir belgenin altına bu devleti kuran partinin genel başkanı imza atmıştır. Bu iddiayı kabullenmek utanç vericidir.

Sayın Kılıçdaroğlu adaylığını garantiye almak amacıyla kurduğu görülen 6’lı masada, milletin iradesi adaylık rüşveti olarak kullanılmıştır, CHP yağmalanmıştır, değerleri sıfırlanmıştır. Örgütler, meclis grubu, MYK, Parti Meclisi yok sayılarak, şikayetçi olduğu ekonominin, göçlerin 15 yıllık uygulayıcılarını, başkanlık sisteminin kurucusu Ak Parti kadrolarının kurduğu bindelik partilere bir Sultan edasıyla ulufe dağıtır gibi verdiği milletvekilleriyle iktidar bloğuna anayasayı değiştirme olanağı dahi tanınmıştır fakat son seçimler de kaybedilmiştir.

'DEMOKRASİ İÇİN BU SEÇİM SON ŞANŞ' DEDİNİZ VE KAYBETTİNİZ

CHP’yi dış destekle emperyalizmin hizmetine sunma, sağcılaştırma, Sultan’la yönetme, Atatürkçü kadrolarını tasfiye etme projesi, milletimizden dönmüştür, iflas etmiştir, çöp olmuştur. Bu projenin 13 yıllık uygulayıcısı sayın Kılıçdaroğlu derhal görevinden çekilmelidir. Tek başına aldığı kararların faturasını MYK üyelerine, örgütlere ödetmesi her şeyden önce etik değildir. Sayın Kılıçdaroğlu suçlu arıyorsa kendisinden başlamalı ve suçlu listesine bu anti demokratik uygulamalarına sessiz kalan yetkili organ üyelerini, etik değerleri çiğneyen sözde kamuoyu yoklama firmalarını, dün kendisini yere göğe sığdıramayan ama bugün de en ağır eleştirileri yönelten televizyon yorumcularını, köşe yazarlarını eklemeli, masanın hesabını da kendisi ödemelidir.

Arabanın devrilmemesi için büyük çaba harcadık ama suçlu ilan edildik. Kimimiz parti dışına atıldık, kimimiz dışlandık, linç edilmek istendik. FETÖ ve PKK’ya terör örgütü diyenlerin parti içinde yaşama hakları ellerinden alındı. Arabayı devirenler artık kenara çekilmeli, özgür iradesiyle CHP’nin yeniden kurucu iradesine, değerlerine kavuşmasına engel olmaya kalkmamalıdırlar. “Demokrasi için bu seçim son şanş” dediniz ve kaybettiniz. CHP ve Türkiye artık sizinle bir saat dahi yürüyemez. Dost olarak söylediklerimiz, arabayı devirenlere acı gelebilir ama sayın Kılıçdaroğlu ve bu politikalarla gidilen her seçim bugünden kayıptır.

Partililerin, demokratik laik Cumhuriyet’ten, demokrasiden, ülkenin birlik ve beraberliğinden yana olan bütün yurtseverlerin üzerlerine düşen sorumluluğun gereğini yaparak CHP’nin, kurultaya ve 2024 yerel seçimlerine bu tartışmalarla gidilmesini önlemelidirler. Aksi takdirde sonuç, 2023 yenilgisinden daha ağır olur.

İlgili Haberler