İŞTE CHP!.. (1. BÖLÜM)
BAŞLARKEN…
Kurucu parti olmanın omuzlarına yüklediği tarihsel sorumluluğunu çoktan unutmuş olan CHP, aradan geçen 50 küsur yıla rağmen, “Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak için yasadışı örgüt kurmaktan” yargılanıp idam edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının görüşlerini benimsediklerini ifade ederek siyaset yapma alışkanlığını terk etmiyor.
Tarihi gerçekler ortadayken bu kişileri genel başkanları ve parti teşkilatlarıyla mezarları başında ve yurt çapında anmayı görev edinen CHP’nin bunu hangi saikle yaptığını anlamak için çok fazla bir araştırma yapmaya gerek yoktur. Bu Atatürk ve İnönü sonrasında Bülent Ecevit’in Genel Sekreterliği döneminde başlayıp devam eden CHP’deki eksen kaymasının bir sonucu ve bünyesine yerleşmiş Marksist ideolojinin dışa vurumudur.
Bu yazı dizimizde CHP’nin tarihsel rotasından çıktıktan sonra anarşi ve terör örgütlerine hamilik yaparak ülkeye verdiği zararları hatırlatıp hafızaları tazeleyeceğiz. Geçmişteki ibret alınması gereken yaşanmışlıkları hatırlamak, gelecekte aynı hataların yapılmasını önleyici en iyi rehberdir.
YENİÇAĞ
CHP’nin her devirde bitmek bilmeyen “THKO” tutkusu
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) davasından yargılanıp tam 53 yıl önce idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın anılması CHP’de adeta Marksist ideolojiye hizmet adına görev bilinmektedir. Bu görev CHP yöneticileri ve teşkilatları tarafından her yıl aksatılmadan yerine getirilir.
Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak için yasadışı örgüt kurdukları suçlamasıyla 1972 yılında idam edilen dönemin Marksist öğrenci liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan kendileriyle aynı ideolojiyi benimseyen sol örgütlerin gözünde devlete başkaldırmış asiler değil sanki birer melektirler… Bu, CHP yöneticileri ve teşkilat mensupları için de böyledir… Asker öldürüp polis kurşunladıkları hiç akıllarına bile gelmez… O yüzden bu kişilerin anılması CHP’de adeta kutsal görev bilinmektedir. Geçmiş yıllarda dönemin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da onların Ankara'da Karşıyaka Mezarlığı'ndaki kabirlerini ziyaret edip ayrı ayrı saygı duruşunda bulunarak çiçek bırakıp CHP adına bu vazifeyi yerine getirmişti.

CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel de bu konuya “duyarsız” kalmadı. CHP’ye Atatürk yolundan sapma sürecinde bulaşıp bünyesinde bağışıklık yapmış “Yasadışı Marksist” virüsün tesiriyle Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı mezarlarına koştu. Özgür Özel, “Bu anmaya katılan herkes onun yolundan gidenlerdir. Bizim yüreğimiz yanıyor. Bizim mücadelemiz Deniz Gezmiş’in mücadelesidir. Deniz Gezmiş’in yolundan giden tek başına Özgür Özel değildir. Bütün CHP’liler, Deniz Gezmiş’tir, Deniz Gezmiş’in yolundan yürümektedirler" diyerek Marksist örgütlerle gönül bağlarını dile getirdi.

HEYKELLERİNİ BİLE DİKTİLER!
CHP teşkilatları her yıl idamların yıldönümünde yurt genelinde düzenli anma törenleri yaparken Adana’nın CHP’li Çukurova Belediyesi 2 yıl önce çıtayı yükselterek işi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının dev heykellerini dikmeye kadar götürmüştü. Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, CHP’nin Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu kurucusu ve fedailerine sevgisini gösterme yarışında “heykel” icraatı ile öne çıkıyordu.

Sanki heykelini dikip anıtlaştırdıkları bu kişiler asker-polis kurşunlayıp öldürmemiş, hiçbir terör eylemi yapmamış masum gençlermiş gibi… Başkanı Çetin, parkı törenle hizmete açarken “Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının lafta anmanın yetersiz” olduğunu söylüyor, mezarlarından getirilen toprakları alkışlar arasında heykellerin önündeki toprakla karıştırıyordu.


DARAĞACINDA SONLANAN SEYİR DEFTERİ
Kurucusu oldukları Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) davasından yargılanan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamına hükmedilen mahkeme kararında, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını; bir kısmını tağyir, tebdil veya ilgaya cebren teşebbüs suçu işlendiği sabit görüldü. Türk Ceza Kanunu’nun 146/1 maddesi uyarınca ölüm cezasına..." ifadesi yer almaktaydı
Yeri gelmişken, her fırsatta CHP’nin ve Özgür Özel’in kutsadığı Deniz Gezmiş’in darağacında sonlanan seyir defterine kısaca bir göz atalım:
Mayıs 1969'da Üniversite Reform Tasarısı'nı desteklemek için öğrenciler ve akademisyenler tarafından protestolar başladı. Türkiye'de öğrenci olayları ile başlayan sürecin arka planında Sovyetler Birliği vardı. Deniz Gezmiş, bu olaylarda başrol oynayıp İstanbul Üniversitesi’nin işgaline liderlik etti. Güvenlik kuvvetlerinin üniversiteye müdahalesi sırasında çıkan çatışmada 14 polis, 100'e yakın öğrenci yaralandı.

Hakkında tutuklama kararı verildi.1969'da Filistin'de bulunan Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi’nin gerilla kampına silahlı eğitim almak ve FDHKC üyeleri ile aynı safta savaşmak için gitti. 20 Aralık 1969'da yakalandı, 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı. İstanbul Hukuk Fakültesinden yasa dışı eylemlere katıldığı için ihraç edildi. Bursa Cezaevi'nden tahliye edildikten sonra askere alınacakken Sivas'a sevki sırasında askerden kaçtı. Silahlı Marksist-Leninist örgüt Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu (THKO) kurdu. 29 Aralık 1970'te Yusuf Aslan'ın çaldığı bir otomobille giderken ABD Büyükelçiliği önündeki Kavaklıdere polis kulübesini kurşunladı, 2 Türk polisi ağır yaralandı.

11 Ocak 1971'de Türkiye İş Bankası Emek Şubesi soygununu gerçekleştirdi. 4 Mart 1971 günü 4 Amerikalıyı kaçırdı, bir bildiri yayımlayarak 400 bin dolar fidye istedi. Güvenlik güçleri 5 Mart'ta kendisini ve Amerikalıları bulmak için THKO'nun "karargâhı" sayılan ODTÜ'yü kuşattı. Öğrencilerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı, 9 saat süren çatışmada 1'i komando er Mevlüt Meriç olmak üzere 3 kişi öldü, 26 kişi yaralandı. 12 Mart 1971 Muhtırası'nın ardından yakalanarak yargılandı ve idama mahkûm edildi. Cezası ertesi yıl Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'la aynı gün infaz edildi.



12 MART’A GİDEN YOLUN TAŞLARINI DÖŞEDİLER
Günümüzde Deniz Gezmiş'in yolu, Atatürk'ün yolu gibi gösteriliyor. Oysa Atatürk, Marksist, Leninist değildi. Deniz Gezmiş'in yolu, darağacında söylediği sözlere PKK’nın fesih kararı bildirisinde de atıf yapılması boşuna değildir…
İŞTE CHP! 2.BÖLÜM: Türk milliyetçilerine saldırdılar