CHP'yi iktidara yerel yönetimler taşıyacak

CHP'yi iktidara yerel yönetimler taşıyacak
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, başarılı bir yerel yönetimin ardından hedeflerinin iktidar olduğunu söyledi.

Bünyamin ÖZTÜRK / Ankara

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun belediye başkanlarına mesaj olarak verdiği 7 ilkeyi de sıralayan Torun, "Bütün belediyelerimizde şeffaflığı, liyakati önceleyip israfı önleyecek kararlarla hizmet etmek istiyoruz" dedi. Seyit Torun, yerel yönetimlere büyük önem verdiklerini belirterek şunları söyledi:

"Amacımız iktidar olmak. Vatandaşımız iktidarın da yarattığı algı nedeniyle bizim ülkemizi yönetemeyeceğimizle ilgili kaygısı oluşmuş olabilir. Biz yerelde sağladığımız başarı ile bu kaygıyı gidereceğiz. Ortaya koyduğumuz performansımızla ülkeyi yöneteceğimizi ve ülkemizin sorunlarına çözüm üreteceğimizi ispat edeceğiz. Burada aslında sorunun çözümü imkânsız değil. Zor belki ama imkânsız değil. Bu zorluğu da aşacak gücümüz var. Tek bir şeye ihtiyacımız var ortak akla. Bu ülkede bütün kesimleri birleştirerek karşılıklı uzlaşı içerisinde bu süreci yönetmeye ihtiyacımız var. Türkiye kaynakları bol olan bir ülke. Türkiye insan kaynağını ve yer altı kaynağını biriktirdiğinde bu sorunları aşabilecek güçtedir."

Seyit Torun'un diğer sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

- CHP'nin belediyecilik anlayışı nasıl olacak?

"Sayın Genel Başkanımız bütün belediye başkanlarımıza 7 ilke etrafında mesaj verdi, 'Bu 7 ilkeyi mutlaka uygulayacak ve bu ilkelerle belediyeyi yöneteceksiniz' dedi. Bu 7 ilkede şunlar yer alıyor: 'İnsanları inançları, kimlikleri ya da yaşam tarzları itibariyle ayırmayacaksınız tüm belde halkını kucaklayacaksınız. Hizmeti belirli kişiler zümreler, yandaşlar için değil halk için yapacaksınız. Havuz medyası ve yandaşları üzülecek ama halk sevinecek, halk kazanacak. Beldelerinizdeki fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız. Yatırımlarda bu mahallelere öncelik vereceksiniz. Özellikle dezavantajlı gruplar ve kadınlar lehine karar alacaksınız. Yoksullara yardım yaparken ailenin ya da kişinin yoksulluğu asla teşhir etmeyeceksiniz. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Bu aynı zamanda israf ile mücadele demektir. Belediyede yönetici atamalarında liyakat kuralına uyacaksınız. İşi ehline verme kuralını her atamada göz önünde bulunduracaksınız. Belediyeyi adaletle yürüyeceksiniz."

- Belediye başkanları ile düzenlenecek kamp programının detayları nedir?

"İlk gün belediye başkanlarımızı dinleyeceğiz. Belirli bir nüfus oranına göre 10'arlı gruplarla alacağız onları. Ve moderatör refakatinde belirli sorular sorarak ortak akıl oluşturmaya çalışacağız. Bundan sonraki süreci nasıl yöneteceğimizle ilgili belediyelerimizde nasıl başarılı olmamızla ilgili çalışmalar yapacağız. Bundan sonraki yol haritası ile ilgili bir değerlendirme süreci olacak. İkinci günde kendilerine bu anlattıkları ilk günkü çalışmaların uzmanlar tarafından değerlendirildikten sonra bir bildiri ortaya koyacağız. Bir de dünyada iyi belediye örneklerini de anlatacağız. Yani başarılı olmuş, bir başarı hikâyesi yazmış belediyelerden örnekler vereceğiz. Bazı arkadaşlarımız sunum yapacak."

- Belediyeler koordinasyon merkezlerinin işleyişi nasıl olacak?

"Genel merkezde Genel Başkanımızın başkanlık yapacağı benim de içinde bulunduğum, süreci yöneteceğimiz eş güdüm ve koordinasyon merkezi oluşturacağız. Burada saha araştırmaları, izleme bölümü, finans, bütçe ve hukuk, proje bölümü olacak. Yani bu örneğin saha araştırma durumu 6 ayda bir performans değerlendirmelerini, vatandaş memnuniyetini ölçecek. Belediye başkanlarımızın halktaki karşılığını ölçecek. Bazı kreatif (yaratıcı) araştırmalar yapacağız. Ayrıca finans konusunda kendilerine hangi finans kaynaklarının nasıl kullanılabileceğini, yurt dışı ve yurt içi kaynaklara nasıl ulaşabileceğini bununla ilgili yol haritalarını kendilerine ifade edeceğiz. 6 ayda bir bütçelerini analiz edeceğiz. Ayrıca bir hukuk kurulumuz olacak. Kendilerine proje desteği de vereceğiz. Alternatif projeler nasıl olur nasıl hazırlanır iyi proje örnekleri nedir bu noktada kendilerine katkı sağlamış olacağız."

"BU SONUÇLAR TESADÜF DEĞİL"

- Adayları nasıl belirlediniz?

"31 Mart'ta milletimiz bize bir sorumluluk ve kredi verdi. Türkiye nüfusunun yarıdan fazlası, ekonomik büyüklük olarak bakıldığında yüzde 60- 70 civarında ekonomik büyüklüğü olan kentlerin yönetimini bize verdi. Bu sorumluluğumuzu yerine getirmek için var gücümüzle çalışacağız. Yerel seçimlere en iyi hazırlanan, süreci en iyi takip eden partinin CHP olduğunu ifade etmiştik. Alınan sonuçlar tesadüfü değil. Verilen çalışmanın, emeğin, mücadelenin karşılığı. Seçim sürecinde 10'un üzerinde bölge toplantısı yaptık. Bütün sahayı ölçtük. Vatandaşın beklentilerini, kampanya dilini, yapacağımız propaganda sürecini ölçtük. Aday sürecinde çok titiz bir çalışma yürüttük. Aday belirlemede saha araştırmalarına önem verdik. Bilimsel belirli kriterleri ortaya koyduk. Belki de adaylaşma yaparken çok önemli bir şey yaptık. Örneğin örgütte görev almış belirli bir tecrübe kazanmış arkadaşlarımızı ilçelerde değerlendirdik. İlçede başarılı olmuş belediye başkanlarımızı büyükşehirlerde değerlendirdik. Sonuçta emeğe ve başarıya dayalı bir kriter ortaya koyduk. İttifak görüşmeleri çok yoğun geçti. İttifak görüşmelerinde önemli süreç yaşadık. Uzun süren müzakereler sonucu İYİ Parti ile yaptığımız ittifak çerçevesinde belirli yerlerde uzlaştık. Bazı yerlerde ortak aday bazı yerlerde ayrı aday çıkardık. Yoğun bir kampanya süreci yaşadık. Sonuçta sloganımızda da ifade ettiğimi gibi 'Martın Sonu Bahar Olacak' demiştik ve oldu."

"ERKEN SEÇİM ÇAĞRIMIZ YOK"

- Bir erken seçim olur mu?

"Bizim böyle bir çağrımız yok. Yarın ne olur bilemem. Ama Türkiye'nin iyi yönetilmediği, önümüzde bizi çok iyi günlerin de beklemediği de ortada. Yarın ne getirir ne götürür bilemem. Türkiye'nin sorunları nasıl çözülür. İşsizlik yoksulluk ve yolsuzluk ciddi boyutlarda. 3 Y ile mücadele vaadi ile göreve gelmişlerdi. 'Yasaklar, yoksulluk ve yolsuzluğu yeneceğiz' demişlerdi. Maalesef gelinen noktada o yıllar ile karşılaştırıldığında hepsi kat ve kat arttı. Ülkemizin ciddi sorunları var, biz bunların çözümüne odaklandık. Sadece sorunun tespitine eleştiri getirmiyoruz. Çözüm yolları ile de önerilerde bulunuyoruz. Tarımdan ekonomiye eğitime dış politikaya kadar her alanda çözüm önerilerimiz var. Dersimize çalışıyoruz. İnsanlarımızın daha iyi koşullarda yaşayabilmesi için çözüm önerileri ortaya koyuyoruz. Maalesef bu çözümleri iktidar kanadı elinin tersi ile itiyor."

"YÜRÜTME TEK BİR KİŞİNİN EMRİYLE HAREKET EDİYOR"

- Yeni sistem Türkiye'ye uymadı mı?

"Türkiye'ye uymadı bu yönetim biçimi. Bir yılı aşkın bir süredir Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yönetiliyoruz ama bir yıllık bilançoya baktığımızda ekonomiden sağlığa, dış politikadan eğitime kadar her anlamda Türkiye ciddi bir olumsuzluğun içine girdi. Çünkü denge denetleme sistemi ve kuvvetler ayrılığı olmayan bir yönetim şeklinin başarılı olma şansı yok. Kuvvetler ayrılığı, yargının bağımsız olması, yasamanın bağımsız olması çok önemlidir. Bunların birbiri ile olan işleyişi çok önemlidir. Ama siz yasamayı bitirmişsiniz ve tek adama dayalı saray yönetimi kurmaya çalışıyorsunuz. Bu aynı zamanda milli iradeye de vurulmuş bir darbedir. Yürütme maalesef seçilenler tarafından değil atananlar tarafından yürütülüyor. Tek bir kişinin talimatıyla hareket etmektedir ve hiçbir sorumluluğu da yoktur. Türkiye bir an önce tek adam yönetiminden kurtulmalıdır. Demokratik parlamenter sistem mi, evet... İyileştirilmiş, geliştirilmiş, eksiği giderilmiş parlamenter sistemden bahsediyor, birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Eskisi gibi olsun demiyoruz. Ama bunu yapmak gerekirken yağmurdan kaçarken doluya tutulma misali maalesef eskiyi de arar hale geldik. Ortak akılla herkesin düşüncesinin içinde yer aldığı bir yönetimi hakim kılmalıyız. İktidar kanadı diyor ki, 'Referandum yapıldı, millet kabul etti.' Onun nasıl olduğunu ve nasıl yapıldığını Türk milleti gayet iyi biliyor. Madem sağlamasını yapmak istiyorsunuz buyurun tekrar bir daha soralım millete tekrar referandum yaparım. Kendileri de diyor ya, 'Eksiği varsa giderilir.' Buyursunlar millet cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden memnun mu soralım. Sistemin sorunlar yarattığını kendileri de görüyor ve tartışıyorlar ama ellerindeki yetkiyi bırakmak istemiyorlar. Tek dertleri iktidarda kalmak. Ama milletin halinden bir haberler. Çiftçi artık üretemiyor, işçi emekli artık açlık sınırının altında yaşam ile mücadele eder hale gelmiş. İşsizlik inanılmaz boyutlara ulaşmış. Sanayide ciddi bir kapasite kaybımız var. Sanayi 4.0'ın hala farkında değiliz. Dünya bir yere doğru gidiyor. Biz hala geriye dönüp bakıyoruz. Hurafelerle uğraşıyoruz."