BARAN YALÇIN - ÖZEL HABER

CHP’li Deniz Yavuzyılmaz, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Navtex ilan ederek 105 gündür 5 numaralı parselde petrol ve doğalgaz çalışmaları yaptığını, ancak 5 numaralı parselin üst kısmının Türkiye’nin kıta sahanlığında bulunduğunu duyurmuştu.

denizyavuzyilmaz000.jpg

Tümamiral Cihat Yaycı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türk kıta sahanlığını da kapsayan 5 numaralı parselde petrol ve doğalgaz çalışmaları yapması hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de 2 temel hedefi olduğunu belirten Yaycı, “Birincisi kendi kıta sahanlığında ya da öngördüğü münhasır ekonomik bölgede sondaj ve sismik araştırma yapılmasını engellemek. İkincisi, adanın tüm çevresinde Rumlar kadar Türklerin de hakkı olduğunu ifade ederek adanın çevresinde KKTC’nin rızası olmadan ve oradan çıkarılacak kaynaklar KKTC’deki Türk halkına aktarılmadan herhangi bir çalışma yapılmasına karşı çıkmak” dedi.

“TÜRKİYE’NİN KITA SAHANLIĞINDAKİ DOĞALGAZI DA ÇEKER”

5 numaralı parselde yapılan sondaja Türkiye’nin karşı çıkmamasının geçmiş politikalarına uygun olmadığına vurgu yapan Yaycı, “5 numaralı parselin bir kısmı bizim kıta sahanlığımızın içindedir. Bu kadar yakın bir yerde sondaj yapıldığı takdirde, oradaki yatak Türkiye’nin kıta sahanlığındaki doğalgazı da çeker” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Yaycı, geçmişte Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile İsrail arasında da benzer bir tartışma yaşandığını, işin sonunda ise iki ülkenin ortak parselde sondaj çalışma faaliyetleri yürüttüğünü söyledi. Yaycı, Türkiye’nin de aynı mantıkla hareket etmesi gerektiğine dikkat çekti.

RUMLAR AYNI TARTIŞMAYI İSRAİL İLE DE YAŞAMIŞ

Yaycı, yaptığı konuşmada şunları söyledi, “Geçmişte GRKY ile İsrail arasında da benzer bir tartışma yaşandı. 12 numaralı sözde parselde Rumların yaptığı doğalgaz sondajı dolayısıyla İsrail in doğalgazının da çekildiği ve bu yüzden o parselde İsrail’in de payı olduğu ifade edilmiş ve İsrail’e yüzde 10 geçtiğimiz yıllarda Rumlar pay vermek durumunda kalmıştır. Şimdi İsrail daha fazla istemektedir. Ve Afrodit diye adlandırılan sözde 12 numaralı parselde Rumlar, İsrail ile beraber sondaj faaliyeti yapacaklarını söylemektedirler. İsrail, tamamen ortak olmuştur Afrodit sahasına. Önümüzde böyle örnekler varken, 5 numaralı parselde sondaj yapılmasına müsaade etmek her bakımdan menfaatimize ve hukukumuza aykırıdır.”

“KKTC’YE SİSMİK ARAŞTIRMA VE SONDAJ GEMİLERİ VERİLMELİ”

Yaycı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sondaj çalışmaları karşısında Türkiye’nin çözüm olarak KKTC’ye sismik araştırma veya sondaj gemilerini vermesi gerektiğini belirterek, “Türkiye, sismik araştırma veya sondaj gemilerini KKTC’ye devretmeli ve KKTC bayrağı çekilerek KKTC adına ada çevresinde sismik araştırma faaliyeti yapmalıdır. Böyle bir durumda, KKTC’nin gemilerine itiraz etmek isteyenler Türkiye'ye müracaat ettiğinde Türkiye diyecek ki, 'ben KKTC’yi müstakil olarak tanıyorum. Bize müracaat etmeyin, KKTC’ye müracaat edin' diyecek. KKTC’ye müracaat etseler KKTC’yi tanımış olacaklardır. Etmeseler kabullenmiş olacaklardır. Yani yukarı tükürseler bıyık aşağı tükürsen sakal konumunda bırakmış olacağız” dedi.

Hindistan ve Pakistan savaşı hakkında da açıklamalarda bulunan Yaycı, Türkiye’nin Pakistan’ın yanında durması gerektiğini söyledi.

“TÜRKİYE’NİN ARKASINDA DURMASI GEREKEN DEVLET PAKİSTAN’DIR”

Hindistan ve Pakistan’ın savaşının Orta Doğu ile ilintili olduğunun altını çizen Yaycı, “Orta Doğu’nun yeniden dizaynı konusunda Filistin’den başlayan ve Lübnan Suriye ve İran ile devam edeceği anlaşılan bu Orta Doğu haritasının yeniden çizilmesi sürecinde uç nokta Pakistan’dır. Pakistan elinde tek nükleer silah bulunduran Müslüman devletidir. Pakistan, Türkiye’nin kayıtsız şartsız en sadık dostudur. Kurtuluş savaşında en fazla yardımı yapmış, ellerindeki bileziklerini satıp Türkiye’ye yardım yapmış halktır Pakistan. O nedenle Pakistan, bize Kurtuluş Savaşı’nda, Kıbrıs Barış Harekatı esnasında ve Karabağ Savaşı’nda arkamızda duran dost bir halktır. Bu sebepten Türkiye’nin arkasında durması gereken devlet Pakistan’dır. Bu savaş bir dünya savaşı değilse de bu bir Orta Doğu savaşıdır. Orta Doğu’da her yer ateş topuna dönmüştür. Türkiye’nin yanı başında her yer bir savaş alanıdır. Dünya savaşı derseniz Türkiye’nin yanında bir savaş çıkmıştır zaten. Bizi ilgilendiren kısım budur. Bizim açımızdan bu bir dünya savaşıdır” dedi.