Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında açıkladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında açıkladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Camiler ve Din Görevlileri Haftası programı kapsamında Beştepe'de açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın gündeminde Avrupa'da yükselerek devam eden İslam düşmanlığı vardı.

Beştepe'de düzenlenen Camiler ve Din Görevlileri Haftası programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam düşmanlığındaki yükselişe dikkat çekti.

Erdoğan, "Avrupa’da ırkçılık ve İslam düşmanlığı zehirli bir sarmaşık gibi yayılıyor." ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde:

“Yurt içinde ve yurt dışında görev yapan tüm diyanet mensuplarına selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Burada bulunan kardeşlerimiz başta olmak üzere tüm din görevlilerimizin, camiler ve din görevlileri haftasını gönülden tebrik ediyorum. Bu anlamlı hafta vesilesiyle bizleri bir araya getiren Diyanet İşleri Başkanlığı ve ekibine de teşekkürlerimi sunuyorum.”

“DİYANET YABANCI SAPKINLIKLARLA MÜCADELE EDİYOR”

“Diyanet İşleri Başkanlığımız dünyanın dört bir köşesinde önemli bir görev yürüten kurumumuzdur. Minareleri ezansız bırakmayan tüm hocalarımızdan Allah razı olsun. Toplumun belli bir kesimi Diyanet İşleri Başkanlığımızın görev alanının sadece cami ile sınırlı olduğunu söylüyor. Yaşadığımız onca provakasyona rağmen milletimizin birlik ve beraberliğini korumasında Diyanet İşleri Başkanlığımızın etkisi göz ardı edilemez. Gerek 15 Temmuz darbe girişimin savuşturulmasında gerek FETÖ’nün toplum bünyesinde açtığı yaraların savuşturulmasında Diyanet İşleri Başkanlığımız daima ön safhalarda yer aldı."

"BURADA NE EKERSEK, MAHŞERDE ONU BİÇERİZ"

"Sosyal destek gruplarında da görev üstlendiler, zor günlerinde ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yardımına koştular. İnsanların tek başına, çaresizce nefes verdiği görüntülerin hiçbirini milletimize yaşatmadık. Ömer Döngeloğlu başta olmak üzere korona virüse kurban verdiğimiz tüm hocalarımızı rahmetle yad ediyorum. Salgınla mücadele veren tüm kardeşlerimize şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.”

Kurallara uymamak kul hakkına girmektir. Hiçbir vatandaşımızın böyle ağır bir vebalin altına girmeyeceğine inanıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımızın, toplumun bilinçlenmesindeki rolünü aynı şekilde devam ettirmesini istiyorum. Bizim inancımızda dünya, ahiretin tarlasıdır. Burada ne ekersek, mahşerde onu biçeriz. Bu hayatın albenisine kendini kaptırıp, nefsinin esiri olan kişi ise dünyasını da nefsini de kaybeder."

"TOPLAMDA 320 MİLYAR KÜPLÜK BU REZERV"

Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta ise sabretmektir. Gerçek mümin, musibetler karşısında acıyı bal eyleyendir. Kur’an-ı Kerim bize, her zorlukla beraber, bir kolaylığın olduğunu da müjdeler. Karadeniz’de tarihimizin en büyük doğalgaz rezervini keşfettik. Toplamda 320 milyar küplük bu rezerv, daha büyük keşifler için inancımızı artırdı. Doğu Akdeniz’de yürüttüğümüz çalışmalardan da iyi haberler almayı ümit ediyoruz. Bu dönemde, Ayasofya’yı kimliğine döndürmenin mutluluğunu yaşadık. Ayasofya’nın Fatih Sultan Mehmet Han’ın vasiyetine uygun şekilde cami hüviyetine ulaşması, milletimizin en büyük hayallerinden biriydi.

"İSLAM DÜŞMANLIĞI ZEHİRLİ BİR SARMAŞIK GİBİ YAYILIYOR"

“Bizler de ilk gençlik yıllarımızdan itibaren, Ayasofya’dan yükselecek ezan sesini bekledik. Türkiye’nin kendi hükümranlık haklarını kullanarak attığı bu adım, dünya siyasetinde yeni bir dönemin habercisidir. Ayasofya Kararı ile Türkiye bağımsızlığı üzerine vurulan bir prangadan kurtulmuştur. Ayasofya’nın hemen sonrasında Sümela Manastırı da ülkemizin dini inançlarla ilgili hiçbir kompleksinin olmadığını göstermiştir. Bu açılışta Ayasofya kararı üzerinden Türkiye’yi acımasızca eleştirenlere de en iyi cevabı verdik.

Ayasofya’nın ibadete açılmasının millete ve ümmete hayırlı olmasını diliyorum. Değerli hocalarım Türkiye dini hak konusunda örnekler sergilerken, batıda tam tersi olduğunu görüyoruz. Avrupa’da ırkçılık ve İslam düşmanlığı zehirli bir sarmaşık gibi yayılıyor. Müslüman kadınlar baş örtülerinden dolayı sözlü tacize maruz kalıyor. Neredeyse sırf Müslüman olduğu için işten atılan insanlarımızın haberlerini alıyoruz. Müslümanlarla birlikte diğer kesimlerden de Neo Nazi terörüne maruz kalıyor. DEAŞ benzeri bir ideolojik fanatizmin Avrupa toplumunu günden güne etkilediğine şahit oluyoruz. İşveç’te Kur’an yakılması, Norveç’te yırtılması, Fransa’da Hz. Muhammed’e hakaret eden karikatürlerin teşvik edilmesi, kutsallarımıza yönelik saldırışlardan sadece birkaçıdır.”

“Bizim oğlan bina okur, döner döne bir daha okur. Batı dünyası, kanser hücresi gibi büyüyen bu tehdit ile yüzleşme cesareti gösterememiştir. Camilere ve Müslümanlara ait iş yerlerine saldıran caniler, kovuşturmaya dahi uğramıyor. Çok açık ve net söylüyorum, bugün birçok batı ülkesinde ırkçılık ve İslam düşmanlığı bizzat devlet tarafından himaye edilmektir. Medya adeta bu örgütlerin halkla ilişkiler faaliyetlerini yürütmektedir. Avrupa’nın ikinci dünya savaşındaki soykırımlar gibi katliamlarından da ders çıkarmadığı görülüyor. Sadece düşmanları değil, kendi ülkesinden çocukları da katletti.”

"SORUN YOK SAYILINCA ORTADAN KALKMIYOR"

“Avrupa ülkeleri ısrarla bu gerçeklere göz yummayı tercih etti. Son yıllarda bazı Avrupalı liderle ve medya kuruluşları eli ile körüklenen İslam düşmanlığının arkasında yatan sebeplerden biri de budur. Bizi düşmanlaştırınca hatalarının görünmeyeceğine inanıyorlar. Sorun yok sayılınca ortadan kalkmıyor. Irkçılık ve İslam düşmanlığı ile yüzleşmek gerekiyor. Bugün görmezden geldikleri sorunlar yarın daha büyük felaketler olarak karşılarına çıkacaktır. Müslümanlara saldırmak, Avrupalı siyasetçilerin başarısızlıklarını perdelemek için başvurduğu yollardan biri haline gelmiştir.

İç siyasette sıkışan Avrupalı liderler, İslam’ı hedef alarak başarısızlıkları örtmeye çalışıyorlar. Macron’un ‘İslam krizde’ açıklaması, saygısızlıktan öte açıkça provokatörlüktür.”

"Fransa Devlet Başkanı olarak İslam’ın yapılandırılmasından bahsetmesi ile hadsizliktir, edepsizliktir. Bizim ağzımızdan bugüne kadar Hristiyanlığın yapılandırılması gibi bir şey duydunuz mu? Sen kimsin ki İslam’ın yapılandırılmasından bahsediyorsun. Devlet eli ile dinde reform gelişimleri totaliter toplumların alameti farikasıdır. Macron, bu yol ile Fransa’nın içindeki durumu örtmek istiyor."

"Yurt dışındaki kardeşlerimize asla içlerine kapanmamaları, siyasette, sanatta, iş hayatında hep görünür olmalarını tembih ediyoruz. Avrupa’daki vatandaşlarımızın kimliğini koruyarak, sağlıklı entegrasyonu destekleyen tüm çalışmalara katkı vermeye hazırız. İstanbul, Mardin, Hatay gibi şehirlerimiz, bir arada yaşamanın sembolleridir. Yurt dışındaki imamlarımız, yurt dışı müşavirlerimiz Avrupa’daki vatandaşlarımızın ihtiyacı noktasında önemli görevler üstlenmiştir.

Batılı liderlerin popülizm uğruna yanlış yollara sapmamalarını temenni ediyoruz. Biz her zaman hoşgörüyü yükselmeye devam edeceğiz."