Japonya Başbakanı Sanae Takaiçi, 7 Kasım'da Japon parlamentosu Diet'teki oturumda, Tayvan Boğazı'na yönelik olası bir Çin müdahalesi için askeri güç kullanabilecekleri yorumunu yapmıştı. Bu sözlerin ardından Çin ve Japonya arasında yıllardır görülmemiş bir kriz tetiklenmişti.

UZUN VE SOĞUK BİR KIŞ PASİFİK'İ VURACAK

Şimdiye kadarki Japon liderler, genelde Çin ve Tayvan konusunda yorum yapmaktan uzak durup, ABD'nin adımlarını takip ediyordu. Siyasi risk danışmanlık şirketi Eurasia Group'un Kuzeydoğu Asya kıdemli analisti Jeremy Chan, "Takaiçi istemeden kendini bir köşeye sıkıştırdı ve bundan kolay bir çıkış yolu yok" dedi. Hem Çin'de hem de Japonya'da çeşitli görevlerde bulunan eski ABD diplomatı Chan Reuters'a yaptığı açıklamada, Takaiçi'nin başbakanlığı süresince Çin ve Japonya arasında uzun bir kış yaşanabileceğini söyledi. Çin'in, Japon deniz ürünlerine ithalat yasağını yeniden uygulayacağı iddiası da yeniden gündemde.

MİLYARLARCA DOLARA MAL OLACAK ÖFKE

İki Japon hükümet yetkilisi de ülkelerinin Çin'in Tayvan'a olası bir saldırısına nasıl tepki vereceğini açıkça belirtmesinin ardından, ekonomiyi vurabilecek bir anlaşmazlığı yatıştırmakta zorlanacağını ifade etti. Japonya'daki asıl korku ise Çin'in elektronikten otomobile kadar birçok alanda kullanılan kritik minerallerin tedarikini kısıtlaması ihtimali. Japonya'nın çeşitlendirme çabalarına rağmen, makroekonomik araştırma şirketi Capital Economics'in tahminlerine göre Çin, Japonya'nın nadir toprak elementleri ithalatının yaklaşık yüzde 60'ını karşılıyor. Çin'in komşusuna yönelik seyahat boykotu uygulaması bile Japonya'ya her yıl 14 milyar dolardan fazla zarara mal olabilir.

Sözkonusu tartışmanın bu hafta sonu Güney Afrika'da yapılacak G20 toplantısının marjında ​​Takaiçi ile Çinli mevkidaşı Li Qiang'in görüşme ihtimalini de rafa kaldırdığı belirtiliyor. 2012 yılında iki ülke arasında yaşanan ada krizi ardından Pekin ve Tokyo hattında iki buçuk yıl temas kurulmamıştı.