ABD'de her yıl yaklaşık yüzde 5 oranında yetişkinin bu durumdan etkilendiği belirtilirken, kadınlarda bu oran yüzde 45'e varıyor ve Orta Batı eyaletlerinde yüzde 52'ye ulaştı. Peki, bu geçişler neden ruh halimizi bu kadar etkiliyor ve uzmanlar ne öneriyor? Bilimsel araştırmalar, mevsim değişikliklerinin beyin kimyasındaki dengesizlikleri nasıl bozduğunu net bir şekilde ortaya koydu.

NIMH'in bir çalışmasında, kış mevsiminde serotonin seviyelerinin azaldığı ve bu durumun ruh halini düzenleyen moleküllerin bozulmasına yol açtığı vurgulandı.

Işık terapisiyle yapılan klinik denemeler, semptomların ışık tedavisiyle daha hızlı iyileştiğini gösterse de, bilişsel davranışçı terapi (CBT-SAD) gibi yöntemlerin uzun vadeli etkilerinin daha kalıcı olduğu belirtildi.

Örneğin, Mayo Clinic'in raporunda, DSM-5 kriterlerine göre mevsimsel desenli majör depresif bozukluğun her yıl aynı dönemde başlayıp bittiği ve genetik yatkınlığın rol oynadığı ifade edildi.

Yabancı uzmanlar da bu konuda alarm zillerini çaldı. Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü'nden Dr. Norman E. Rosenthal, 1984'te tanımladığı SAD'ı "kış karanlığının beyne attığı bir tuzak" olarak nitelendiriyor ve sonbahar geçişlerinde akşam saatlerindeki ışık maruziyetinin artmasının ergenlerde sirkadiyen ritmi bozduğunu belirtti.

Rosenthal'ın ekibiyle yaptığı plasebo kontrollü çalışmada, ışık terapisiyle semptomların azaldığı kanıtlanmış; bu yöntem, doğal gün ışığını taklit ederek melatonin üretimini dengeledi.

Benzer şekilde, Bialystok Tıp Üniversitesi Psikiyatri Bölümü'nden Dr. Napoleon Waszkiewicz, "İmmünomevsimsel Teori"yi genişleterek, kışın T-helper 1 (Th1) yanıtının prefrontal korteksi zayıflatarak anksiyete ve depresyonu artırdığını savundu.

Bir inceleme makalede, PTSD ve MDD gibi bozukluklarda hipokampal hacim azalmasının mevsimsel enflamasyonla bağlantılı olduğu vurgulandı. Diğer bir önemli bulgu, mevsim geçişlerinin fiziksel aktiviteyi de vurması.

npj Mental Health Research dergisindeki bir mobil sağlık çalışmasında, 428 katılımcı üzerinde yapılan analiz, hava değişikliklerinin depresyon şiddetini artırdığını ve fiziksel aktivitenin bu etkiyi aracılık ettiğini gösterdi. Katılımcıların yüzde 16,8'i daha sıcak havalarda ruh halinin iyileştiğini söylerken, yüzde 26,8'i olumsuz etkilendiğini rapor etti. Uzmanlar, bu verilere dayanarak, sonbahar gibi geçiş dönemlerinde egzersiz ve vitamin D takviyesinin kritik önem taşıdığını belirtti. Zira SAD'li bireylerin çoğunda D vitamini eksikliği gözlemlendi.

Dr. Rosenthal, sabah erken saatlerde doğal ışığa maruz kalmayı ve haftada en az 30 dakika yürüyüşü önerdi.

Dr. Waszkiewicz ise, "Enflamasyonu azaltmak için omega-3 zengini beslenmeye odaklanın" dedi.

Cleveland Clinic uzmanları da, semptomlar devam ederse bir psikiyatriste başvurmayı tavsiye etti.