32. Gün özel yayınında Hilmi Hacaloğlu'nun sorularını yanıtlayan MHP İzmir eski İl Başkanı ve Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
'Hayır' diyen Ülkücülerin darbecilerle ilişkilerilmesine ve Başkanlık sisteminin 'beka sorunu'na dayandırılmasına çok sert tepki gösteren Dervişoğlu, " 'Hayır' diyenlerin darbecilerle ilişkilendirilmesi, şeytanla yatağa giren adamın endişe edeceği bir şeydir" dedi.
İşte Dervişoğlu'nun açıklamalarından çarpıcı bölümler:
YÜZDE 80 'HAYIR' DİYOR
Ülkücü camiada yüzde 80'in üzerinde 'hayır' çıkar. Bunun dışında AKP'ye oy vermiş seçmen tabanında da çok ciddi fireler olacağı kanaatini taşıyorum. Kendi siyasi kimliklerini milliyetçi diye tanımlayan ama sayın Bahçeli ve onun belirlediği yanlış politikalar neticesinde oy kullanma tercihlerini AKP lehine değiştiren Ülkücü tabandan gelmiş, AKP'ye oy vermiş seçmenden de ciddi fire bekliyorum. Ayrıca Milli Görüş kökeninden gelen vatandaşlar da Türkiye'nin milli felakete sürüklenmemesi için 'hayır' diyecekler.
OYLAMADA HİLE YAPAMAZLAR
Oylarda hile yapılacağını ben gerçek bulmuyorum. Bu şunu doğurur: Sen hangi oyu verirsen ver adamlar 'evet' çıkarır. Türkiye böyle insanların yaşadığı bir ülke değil öncelikle herkes onu bilsin. Türkiye demokratik hak ve hürriyetlerine sahip insanların çoğunlukta olduğu bir ülke. Türkiye hakkını çiğnetecek bir pozisyonda da değil. Bunlar küçük seçim çevrelerinde insanların oy kullanma tercihlerini belirlerken bir takım kaygılara kapılarak o tercihlerin şekillenmesini sağlamak için yaptıklarını söylüyorum.
FETÖ'CÜLÜK, ŞEYTANLA YATAĞA GİRENLERİN ENDİŞE EDECEĞİ BİR ŞEYDİR
'Hayır' diyenleri darbecilerle bir bağlantı kurulması, şeytanla yatağa giren adamın endişe edeceği bir şeydir. Basın açıklaması yapan 10 Ülkü Ocakları Genel Başkanı, bunların hiçbirinin Fethullah Gülen veya bir başka siyasal İslamcı bir örgütle ilişkilendirilebilmesi mümkün olmadığı gibi bölücü örgütlerle ilişkilendirilmesi de mümkün değildir. Bu kuru bir iftiradır.
BEKA SORUNU OLUŞTURANLARIN DEĞİRMENİNE SU TAŞINIYOR
Türkiye'de gerçekten ciddi beka problemleri vardır. Bu beka problemlerinin müsebbibleri olanların bugüne kadar ki politikalarının sorgulanması lazımdır. Esas olan odur. Türkiye'de beka problemi varsa neden kaynaklıdır, soruluları kimlerdir bunların eleştirilmesi, düşünülmesi ve değiştirilmesi yolunda adımların atılması lazım.
Hem Türkiye'de ciddi beka sorunu vardır diyorsunuz hem 2019 yılının Ağustos'unda hayata geçeceğini söylüyorsunuz. Türkiye'nin bir beka sorunu var da bunu 2 buçuk yıl erteliyorsanız ya yalan konuşuyorsunuz ya da beka probleminin oluştuğu yangına körükle gidiyor o problemi oluşturanların değirmenine su taşıyorsunuz sonucu çıkar. Bu da külliyen yalandır.
KENDİ DEMOKRASİMİZİ SORGULAMADAN DİĞER ÜLKELERİ ŞİKAYET EDEMEYİZ
Biz toplantı yapmak istediğimiz yerlerde salon bulamıyoruz. AKP'li belediyeler bize salon vermiyor. Kendi içimizde demokrasinin imkanlarından yararlanmamız engelleniyor ise başkalarından da çok fazla şikayet etmemiz gerekiyor. Türkiye olağanüstü koşullarda referanduma gidiyor. Yüksek Seçim Kurulu almış olduğu kararla 'hayır' kampanyası adına toplantı yapacakların izinlerini mülki amirliklere bıraktı. Ben bu şartlarda Kaymakamlıklardan ve Valiliklerden izin almanın ne kadar zor olduğunu anlatacak değilim. Çünkü uygulamalar kamuoyunun gözleri önünde yaşanıyor. OHAL koşulları tek adamlığın hayata geçirildiği dönemlerdir. Daha bu Anayasa değişikliği devreye girmemişken bile karşı karşıya bulunduğumuz zorluklar şayet referandumdan 'hayır' çıkmaz ise nelerle karşılaşacağımızın açık delilidir.
