Konuşmasında, kayınpederi Hasan İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu'nun ifadeye çağrıldığını ve yurt dışı çıkış yasağı getirildiğini vurgulayan İmamoğlu, "Artık yalnızca siyasetçileri değil, aileleri de hedef alıyorlar" diyerek iktidarın uygulamalarını eleştirdi.
19 Mart operasyonları kapsamında mağdur yakınları tarafından oluşturulan Aile Dayanışma Ağı, bu kez 12. buluşmasını Saraçhane Parkı'nda yoğun bir katılımla gerçekleştirdi.
Etkinliğe, CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı ile çok sayıda milletvekili ve yurttaşlar destek verdi.
Buluşmanın basın açıklamasını okuyan Dilek İmamoğlu, hukuksuzluklara karşı dayanışmanın önemini vurguladı.

"MİLLETİN İRADESİ SUSTURULMAYA ÇALIŞILIYOR"
Dilek İmamoğlu, konuşmasında gazetecilere yönelik baskılara da değinerek, "Daha dün, birçok değerli basın mensubu, yine dayanaksız iddialar nedeniyle ifadeye çağrıldı. Basın üzerinde büyük bir baskı oluşturulmaya çalışılıyor. Sadece Ekrem İmamoğlu değil, halkın da haber alma hakkı engelleniyor; milletin iradesi susturulmaya çalışılıyor" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, "Bu buluşmalara katılan herkes; dayanışmamızın büyümesine, adalet arayışımızın güçlenmesine katkı sağlıyor" diyerek katılımcılara teşekkür etti.
Konuşmasının odak noktalarından biri ise ailesine yönelik hamleler oldu.
"OYSAKİ AİLE KUTSALDIR"
İmamoğlu, "Açıkça aileler hedef alınıyor. Bu hafta içinde değerli kayınpederim Hasan İmamoğlu ile sevgili oğlum Selim ifadeye çağrıldılar. Daha ifadeleri alınmadan önce, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Artık yalnızca siyasetçileri değil, aileleri de hedef alıyorlar. Oysaki aile kutsaldır" diye konuştu.

İmamoğlu, bu uygulamaların yargı eliyle intikam arayışının bir yansıması olduğunu belirterek, "Aile, toplumun temelidir. Ailelerin bile bu hukuksuzlukların muhatabı haline getirilmesi ne adalete ne siyasete ne de vicdanlara sığar. Bu; yargı eliyle bir intikam peşine düşülmesinin tablosudur. Sadece mağduriyet yaşayan ailelerin değil tüm toplumun adalet duygularını aşındırmaktadır. Halkın devlete duyduğu güveni zedelediği için de çok tehlikelidir. Çünkü adalet, toplumu ayakta tutar" dedi.
"ÜLKENİN GELECEĞİNE SAHİP ÇIKMA MÜCADELESİDİR"
Dilek İmamoğlu, adalet taleplerini yinelerken, "Bizler; kim olursa olsun, herkes için adil ve tutuksuz yargılama, tarafsız bir hukuk sistemi istiyoruz. Masumiyet karinesi kavramının, tutuksuz ve adil yargılama ilkesinin önemini bir kez daha vurguluyoruz. İddianamenin bir an önce yazılması, yargılamanın başlaması ve tamamının TRT’den canlı olarak yayınlanması taleplerimizi ısrarla yineliyoruz. Haklılığımıza ve masumiyetimize inancımız tamdır. Bu mücadelede bizim en güçlü kaynağımız, umudumuz ve dayanışmamızdır. Bu dayanışmaya, barış ve huzur içinde ortak bir yaşam umuduna destek veren herkese teşekkür ediyoruz. Unutmayın; bu mücadele kişilere değil, bir ülkenin geleceğine sahip çıkma mücadelesidir" şeklinde konuştu.
Konuşmasının sonunda Atatürk'ü anan İmamoğlu, "Pazartesi günü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü; ölümünün 87. yıl dönümünde sonsuz saygı ve şükranla anacağız. Atatürk’ün bizlere armağan ve emanet ettiği Cumhuriyetimizi sonsuza kadar koruyacağız. Cumhuriyete sahip çıkmak; adalete, demokrasiye, eşitliğe ve özgürlüğe sahip çıkmaktır. Atatürk’ün yolu, bizlere rehber olmaya devam edecektir" dedi.

Buluşmada bir başka çarpıcı konuşma ise Adana'nın Ceyhan ilçesinden gelen Caner Aydar'dan geldi.
Seçilmiş Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar'ın kardeşi olan Caner Aydar, abisi ve babası Mustafa Aydar'ın tutuklu yargılandığı sürece dikkat çekti.
"Adana'dan 1200 kilometre gelip bir saat görüşüp aynı gün dönüyoruz" diyerek cezaevi ziyaretlerindeki zorlukları anlatan Aydar, babasının dürüst bir iş insanı olduğunu vurguladı:
"BABAM MUSTAFA HAYDAR'IN HİÇBİR YANLIŞI YOKTUR"
"Babam Mustafa Aydar, Ceyhan'ın en sevilen, yıllardır ticaret yapan, dürüst, namuslu bir iş insanıdır. Bugüne kadar yaptığı ticaretlerde ne bir haksızlığı ne de bir yanlışı olmamıştır. Adana ilinde ve ilçelerinde yaptığı binlerce daireleri satarken, hiçbir zaman parayı birinci öncelik yapmayıp, insanların ev sahibi olması için her zaman yardımcı olmuştur. Ve buna tüm Adana şahittir. Babam daire sattığı binlerce insanın dualarını almıştır. O binlerce dairede yanlış yapmayan insan, bir tane daire satarken mi yanlış yapmıştır? Bir tane daire satarken yanlış yapması ne onun karakterine sığmaz ne de namuslu yaptığı bu ticaretine de sığmaz. Bu süreçte de bu davada da babam Mustafa Haydar'ın hiçbir yanlışı yoktur."
"İLLA ÖLMESİ Mİ GEREKMEKTEDİR?"
Baba Mustafa Aydar'ın tutukluluk sürecinde iki kez beyin damarı tıkanıklığı yaşadığını ve kalp damarlarına stent takıldığını paylaşan Caner Aydar, "Cezaevi kapısını açık görse izinsiz çıkmayacak olan babamız Mustafa Aydar’ın mahkemeyi evde beklemesinde ne gibi sakınca vardır? Bu kadar ağır hasta birinin bırakılması için daha ne beklenmektedir? İlla ölmesi mi gerekmektedir?" diye sordu.
Buluşma, adalet talepleri ve dayanışma mesajlarıyla sona erdi.
Roma'yı da Ekrem İmamoğlu yaktı! Dilek İmamoğlu açılan 'casusluk' soruşturmasına tiye aldıGündem