Dön geri bak Reis!

Ak Parti içinden gelme birilerinin yeni parti kuracağı ayyuka çıkınca, R. T. Erdoğan, önceki akşam bir TV kanalında, yeni partiyle ilgili soru sorulmasına izin verilmiş olacak ki, muhabirin biri rahatlıkla cevabı merak edilen "yeni parti" meselesini sordu:  

R. T. Erdoğan, soruyu "dava"yı öne çıkararak cevaplandırdı.

"Yola çıktığınız insanlar sizinle beraber gelecek diye bir şey yok ama biz Ak Parti olarak, bir dava olarak bakıyoruz. Biz dava adamıysak davana ihanetin olamaması lâzım. Görev verilir yaparsın. Ama senden alınıp bir başkasına verildiği zaman da eyvallah dersin. Ama sürekli olarak şu anda CHP'de olduğu gibi çakılı kalmak olamaz. Değiştirirsin. Liderin de bunu bir satranç olarak değerlendirmesi lâzım. Ayrılanlar oldu. İsim vermeye gerek yok. Bu ayrılanlarla bir daha beraber yol yürümek mümkün değil."

R. T. Erdoğan'ın "dava" (ideoloji) dediği nedir?  

 "İdeoloji" terimi, 1789 Fransız İhtilâli döneminde ortaya çıkmıştır. İlk kullanan Destutt de Tracy. Ancak başlangıçta belirli bir tarif verilmemiştir. "İdeoloji" üzerine kafa yoran, Karl Marx deyince içi içine sığmayan Louis Althusser, (Marx'a ve ideolojiye dair başlı başına kitaplar yazmıştır. Bu Althusser, sonra bunalıma girip karısını öldürmüş, az bir hapisle kurtulmuştur! Üstelik bu cinayeti otobiyografisinde yazmıştır. Kitabın Türkçesi var.) yine de etraflı bir tarif ortaya koymuştur! Şöyle: "İdeoloji, insanlar ile onların dünyası arasında yaşanan ilişkidir. Ya da bu bilinçsiz ilişkinin yansıtılmış bir biçimidir. Sözgelimi, bir felsefedir. Kaynaşmış ve mantıksız olabileceği için yanlışlığı ile değil, üzerinde toplumsalın baskın olması ile bilimden ayrılır."

(Okuyucu kusura bakmasın. Aldığım metnin Türkçesi bozuk. Üzerinde oynamak istemedim. Yine maksat anlaşılıyor.)

Tarif, Türkiye'deki "dava" deyip duranların ısrarına tıpatıp uyuyor!

Terry Eagleton'a göre ("İdeoloji" adlı bir kitabı vardır.) "İdeoloji, baskıcı bir siyasi iktidarın ayakta durmasını sağlayan aldatıcı bir düzendir."

Bu tarif de "bize" uyuyor!

Ne hâle geldiğimizi gördük; "dava" dediler, her yolu meşru gördüler.

Selçuk Özdağ içinden geldiği Ak Parti'nin neyin davasını güttüğünü, "Asıl felaket budur!" başlıklı yazısıyla ortaya koymuştur. (Enpolitik, 13 Şubat 2019).

Reis'in, "Nerede hata yaptık da birlikte yola çıktığımız insanlar bizden koptular ve ayrı parti kurmaya kalkıyorlar?" diye sorması gerekmez mi? Parti kuracakları söylenen insanlar öyle sıradan Ak Partili değiller. Biri eski cumhurbaşkanı ki, eğer muhalif partilerin hepsinden destek alsaydı, Reis'in karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak çıkacaktı. O zat, aynı zamanda, R. T. Erdoğan'a zemin hazırlayan, Ak Parti'yi kuran kadronun önde gelen ismidir. "Ak Parti'yi kuran kadro" deyince... Sahi nerede o kadro?

Bir diğeri eski başbakan. 1 Kasım 2015 seçimi öncesi Reis, hemen hiç miting yapmadı, o bu sayede yüzde 49 oy aldı, ama makamı yar etmedi Reis, "Sen çekil bakalım kenara, Binali gelecek." dedi. 

Memleket şairi Cahit Külebi bir şiirinde, "Irmaklar türkü gibi uzaklaşır / Irmaklar gibi uzak / Tekerler iki çizgi bırakır, / Hamutlar şak şak eder, dön geri bak." der.

Dön geri bak Reis!

 

Yazarın Diğer Yazıları