Cengiz Aytmatov’un ‘‘Gün Olur Asra Bedel’' isimli romanında geçen bir efsanede barbar Juan-Juanlar'ın Orta Asya bozkırlarını işgal ettikleri dönemde, tutsaklarına korkunç işkenceler yaptığı, bu işkence yönteminin insanların hafızasını yitirmesine, deli olmasına sebep olduğu anlatılmıştır.
Ki bu efsanenin ana kahramanlarından biri olan Nayman Ana; mankurt haline getirilen oğlu tarafından öldürülen ve öldürüldükten hemen sonra ruhu dönenbey veya dönenbay adlı bir kuşa dönüşen Türk destan ve efsanelerinin önemli bir karakteridir
Efsaneye göre bir insan şöyle mankurt yapılır;
Mankurt haline getirilmek istenen kişinin önce başı kazınır, ardından başına ıslak bir deve derisi sarılır ve elleri kolları bağlı bir şekilde güneş altında bırakılır, böylelikle bu işkenceye maruz kalan tutsaklar ya ölür ya da sağ kalmayı başarabilse bile hafızasını tamamen yitiren, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir mankurt yani geçmişini bilmeyen bir köle olurmuş.
Bir mankurt kim olduğunu, hangi soydan, hangi kabileden geldiğini, anasını, babasını çocukluğunu bilmezmiş.
Mankurt kendisini bu hale getirenin kölesi olduğunun bile farkında olmadan ona mutlak itaat eden onun her dediğini istisnasız yerine getiren aile soy ana-baba hısım akraba millet devlet bilincine asla ve asla sahip olmayan efendisinin dediklerini ve emirlerini yerine getirmekten başka hiçbir şey yapamayan bir yarı insan yarı robot varlıktan ibarettir
***
Efsanenin ana karakteri olan Mankurt ise aslında bir çocuğun neslin kadronun adını ne koyarsanız koyun birey ya da topluluğun hangi iş ve işlemler sonucunda hangi hal ve hallere dönüştürülebileceğinin sarsıcı ipuçlarını vermektedir
Biz bu muhteşem efsaneyi muhteşem eserleriyle bizi bize anlatan hatırlatan hatta öğreten atayurdumuzun Türkçe avazı Cengiz AYTMATOV’un yukarıda bahsettiğimiz romanından öğrenmiştik. Okuduğumuz her satırında gerek geçmişte hafızamızda canlanan gerekse bu gün gözlerimizin önünde olagelen ve gene gerekse düne ve bugüne bakarak geleceğimizi tahmin ederken zihnimizde canlanan MANKURT ları gördükçe ruh halimizin sarsılıp irkildiğini, vicdanımızın örselendiğini her harf ve satırında derinden hissetmiştik.
Halbuki Cengiz Aytmatov bu efsane üzerinden SSCB’nin nasıl sosyalizm hülyası arkasına gizlenmiş iflah olmaz bir Rus faşizmi ile Türk soyluların asimilasyonunu Rus adına Türk evlatlarının mankurtlaştırmasını ve güya SSCB ile gönüllü birlik görüntüsüyle Türklerin kendi vatanlarında bu mankurtları eliyle kurdurduğu sosyalist cumhuriyetler adı altında hem Türk’ü hem topraklarını hem de varlığını zenginliklerini yıllarca nasıl sömürdüğünü ustalıkla ve güçlü kalemiyle dolaylı yoldan harika anlatmıştır.
Hatta, “Gün Olur Asra Bedel” romanında devrin kritik durumundan dolayı yayınlamaktan çekindiği kısmı daha sonra Sovyetler Birliği dağıldıktan ve uygun şartlar oluştuktan sonra “Cengizhan’a Küsen Bulut” adıyla ayrıca yayınladığı eserinde bir TANSUKBAYEV karakterine dikkat çeker. Bir diğer karakter ise Abutalib KUTTUBAYEV’dir
***
Almanlarla yapılan 2’nci Dünya Savaşında Rus ordusunda Almanlara karşı savaşan Abutalip esir kampından kaçarak ülkesine dönmüş ve öğretmenlik yaparken eski Türk destanlarını efsanelerini araştırıp yazan bir öğretmendir.
2’nci Dünya Savaşında Alman ordularının Moskova önlerine kadar gelmesi neredeyse Moskova’nın düşmekle karşı karşıya kalması Sovyet sosyalizmi maskesi altında düpedüz bir Rus faşizmi ve emperyalizmi yapan SSCB yönetimini derin travmalar sevk etmiş üstüne üstlük Alman ordusu içinde gönüllü Türkistan birliklerinin varlığı ise Ruslara karşı oluşmuş Türkçü, Türk milliyetçisi birlik ve dayanışma hareketinin yarın derli toplu bilinçli dolayısıyla etkili bir harekete dönüşmesi bunun sonucunda da sömürdüğü Türkistan topraklarının birer birer bağımsızlığını ilan ederek elinden çıkma korkusu savaş sonrası Türkistan topraklarında adeta Türklük bilincine sahip insanları bulup yok etmek üzerine kurulu gizli bir devlet politikası hatta devlet terörü yaratmıştır.
Bu terörü de konfor, rahatlık, imtiyaz ve daha çok kazanç vadederek devşirdiği mankurtlaştırdığı bölge insanının eliyle yapmıştır.
Hikayenin baş kahramanlarından biri olan Tansıkbayev tam da bu mankurt tanımına uyan bir karakterdir
Tansıkbayev; konfor, kazanç, nüfuz hayaliyle Stalin rejimine yaranmak ve kendi mevkiini yükselterek kafasında kurduğu hayal ettiği imkanlara kavuşmak için suçlayacak kişiler arayan bir sorgu yargıcıdır.
Yaptıkları ettikleri bahsi geçen hikayede ibret verici bir durumdur ve bu hikaye aslında Cengiz Aytmatov kalemiyle dönemin Rusyasının emellerini ustaca gözler önüne seriyordu.
***
Bu Tansıkbayev’in şahsiyeti,düşünceleri ve bu hayallerine kavuşmak için Abutalip’ yaptıkları hukuk soyolojisi ve hukuk tarihine TANSIKBAYEV SENDROMU olarak kaydedilmeyi hak etmektedir
Ne var ki, gerek Türkistan topraklarında gerekse Anadolu topraklarında Türk milletinin içinden devşirilmiş ve milletine, milletinin bilinçli fertlerine olmaz iftiralar atarak sözde hakim gücün takdirini alarak arzu ettiği refaha kavuşmaya çalışan mankurtlar hiç eksilmediği gibi Türk milleti kendi içindeki bu mankurtları ve zulmü yaşaya gelmiştir.
Çok yakın zamanda 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar Türkiye cumhuriyetinin kılcal damarlarına kadar sızarak adeta devleti ele geçirmeye çalışan hain terör örgütünün Tansıkbayev’i dönemin savcısı idi. Bugün nerede, ne şekilde yaşadığı gene hepimizce malumdur ve dahi yaptıkları hala hafızamızda tazeliğini korumaktadır.
Bugün ise içi neredeyse tamamen boş hatta bomboş duyum ve iftiralara dayalı İBB soruşturmaları kapsamında tutuklanan yüzlerce suçsuz insanın yeni bir Tansıkbayev sendromunun mağduru olduğuna dair çok güçlü izler ve emareler mevcuttur.
Bu günün Tansıkbayev’i olmaya çalışanlara güçlü bir şekilde hatırlatma yapılmaldır ki; dünkü FETÖ’nün Tansıkbayev’i türk milletinin hafızasında nasıl bir yer edinmişse bugünün Tansıkbayev’leri de yarın milletin vicadanında ve hafızasında aynı yere oturtulacaktır.
Bütün bu olan bitenden sonra asıl sorulması gereken soru şu; dün Türkistan’da Tansıkbayev’i devşirip mankurtlaştıran el Rus faşizmi ve emperyalizmi idi. Yakın geçmişin Tansıkbayev’i CIA desdekli FETÖ idi… Peki bu günün Tansıkbayev’ini devşirip mankurtlaştıran el kimin eli? Maksat, murat ve hedefi nedir?..
Kalın sağlıcakla