Ecevit'in devlete bağışladığı serveti AKP Araplara mı bıraktı

Ecevit'in devlete bağışladığı serveti AKP Araplara mı bıraktı

Yıl 2005…

Bülent Ecevit ve yakınlarının İstanbul Şişli Sulh Hukuk Hâkimliği’nde 1992 yılında açtıkları miras davası sonuçlanır…

Bu karara göre, Ecevitlere Suudi Arabistan’da büyük bir arazi ve külliye miras kalır…

İki milyar dolar değerindeki bu mirasın hikâyesini, Gazeteci Mehmet Çetingüleç “Ecevit’in Anıları” kitabında şu şekilde anlatmıştı;

“Osmanlı döneminde Suudi Arabistan’da kutsal toprakların koruyucusu olarak görev yapan Mekke Şeyhülislamı Hacı Emin Paşa Bülent Ecevit’in anne tarafından büyük dedesiydi.

Görev yaptığı sürede 5 vakıf, 2 medrese ve çok sayıda kütüphaneden oluşan büyük bir külliye kuran Hacı emin Paşa’nın koruması altındaki bölge, Hicaz’da ihrama girilen yerden Kâbe’ye kadar uzanıyordu.

Toplam 110 bin metrekarelik alana yayılan külliye için Bülent Ecevit ve yakınları İstanbul Şişli Sulh Hukuk Hâkimliği’nde 1992 yılında açılan davayı 2005 yılında kazandı. (Ecevit tek mirasçı olduğu için diğerlerine göre yüksek pay almış.)

Ecevit kararı öğrenince dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret ederek mirastan kendi payına düşen kısmını devlete bağışlamak istediğini söyler.

Tek şartı vardı; arazi Türk hacılarının hizmetinde kullanılacaktı.

Sezer, dönemin Diyanet işleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nu arayarak konuyu iletti. Bardakoğlu, Ecevit’le görüşmesi için yardımcısı Mehmet Görmez’i görevlendirir..”

Çetingüleç’ten sözü ben devralayım…

Konuyu Ecevit ile görüşen Görmez, söz konusu yerin Türk hacıların konaklayacağı yer haline gelmesi için Suudi yetkililerle görüşme kararı alır…

Peki sonra?

Görmez Diyanet İşleri Başkanı olur ama ne Diyanet ne de Dışişleri tek adım atmaz.

Aradan yıllar geçer.

Ecevit’in devlete bağışladığı ama ortada bırakılan bu ‘kutsal mirasın’ akıbeti hakkında, Aralık 2021’de CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verir…

Konu ile ilgili aradığım CHP’li Kaya, soru önergesine halen yanıt verilmediğini söyledi.

Aradan 17 yıl geçmesine rağmen söz konusu arazi için Ecevit’in bağış şartına uygun tek adım atılmıyor, verilen soru önergesi neredeyse bir yıldır yanıt bekliyor…

CHP’li Kaya bu garip durum için, “Israrla bu konu gündeme gelmesin istiyorlar. Cumhuriyetin bütün birikimlerini satanlar acaba Ecevit Türk hacıların konaklaması için bağışladığı araziyi de mi sattılar diye düşünmeden edemiyoruz. Bu kaygıya kapılmamak elde değil” dedi.

Şimdi düşünün; ortada değeri 2 milyar dolar olduğu belirtilen bir arazi ve külliye var. Bağışlandığı için artık devlet malı statüsünde…

Ama bu devlet malının ne durumda olduğu belirsiz…

Ecevit’in miras yoluyla kazanıp devlete bağışladığı bu servetinin hikâyesini niye mi anlattım?

AKP Genel Başkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında CHP’ye yönelik "Sizin ağababalarınız Meclis''ten başörtülü kızlarımızı atma gayreti içindeydi" diyerek isim vermeden Bülent Ecevit’i hedef alınca, birden aklıma geldi işte bu mevzu…

Anlaşılan o ki; ekonomideki tek bilgisi olan “faiz haramdır” anlayışı ile cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş bir yoksullaştırmayı Türk halkına reva gören iktidar sahipleri, iktidarda kalmak için solu dinsiz gösterme gibi klasik taktiklere yine oynayacak…

İşte bu zihniyet sol çizgideki bir liderin dindar vatandaşlarımızda bir sıcaklık ve minnet oluşturacak bağışını unutturmaya çalışıyor…

Oysa o Ecevit, ulusal sol çizgideydi ve Anadolu solunun temsilcisiydi. Antiamerikancıydı ama Rus ya da Çin yanlısı da değildi…

Mesela hiç BOP’cu olmadı, BOP benzeri İslam dünyasını kana bulayan projelerde eş başkanlık yapmadı…

Ecevit’in Meclis’te tavır aldığı Merve Kavakçı ise İncil üzerine yemin etmiş bir ABD vatandaşı…

Hatırıma gelen bir konu daha var…

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Ayasofya’da 86 yıl sonra kılınan ilk Cuma namazındaki hutbede “Vakıf Malını Çiğneyenin Lanete Uğrar” demişti…

Ayasofya’ya çan takılmasını önleyen Atatürk’e üstü kapalı lanet okumaktı bu…

Aynı Erbaş’ın başında olduğu Diyanet Ecevit’in devlete vakfettiği arazi ve külliyenin bağışlanma şartını yıllardır çiğniyor…

Ya da durum CHP’li Kaya’nın işaret ettiği gibi mi?

Yoksa o arazi çok başka maksatla iktidar tarafından başkalarına mı çiğnetiliyor?

Alın size Siyasal İslamcılığın riya ve takiyeyi bile kıskandıracak yüzü. Sorsan tek müslüman onlar…

Peki Ecevit’e Arabistan’da kalan miras kendilerine kalsaydı? Ecevit’in yaptıklarını yaparlar mıydı acaba?

Ecevit’e saygı ve rahmetle…

Yazarın Diğer Yazıları