Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT

Evren Devrim ZELYUT

Erdoğan'ın çıkış stratejisi

Erdoğan'ın çıkış stratejisi

Tüm kamuoyu Erdoğan''ın çıkış stratejisi olarak ihracat artışı ile cari açığın düşürülmesi ve bu durumun ödemeler dengesine bağlı bir krizin oluşmasının engellenmesi olduğuna inanıyor.

Ancak yanılıyorlar!

Erdoğan öyle uçuk işler deniyor ki geçmiş iktisat teorilerine bakarak yorumlamak kimi yerde yetmiyor. Yarattığı kaosun yeni yorumlara ihtiyacı var.

Birincisi klasik iktisat teorilerinde de millî parayı yani Lira''yı değersizleştirerek sağladığınız ihracat artışlarını devam ettiremezsiniz çünkü:

1-Ülke içinde paranın alım gücünün düşmesi geniş halk kitlelerinin alım gücünü düşürür. Bu durum ilgili politikayı uygulayan iktidarın ilk seçimlerde görevden alınması ile sonuçlanır.

Halklar neticede kendi çıkarlarını korurlar. AKP eğitim reformu ile kaliteli personel yetiştirip, sanayide yüksek teknoloji üretimi ve bunun ihracatı ile çok para kazanmak yerine, kısa yoldan halkı fakirleştirip, ucuz işgücü yani köle emekçiler haline getirerek, 2023''e kadar ihracat fazlası ile durumu kurtarmak istiyor.

AKP neden eğitim reformu yapmıyor? Çünkü zamanı yok? Çünkü reformu yapacak kadrosu yok. Çünkü reform sonucu eğitim düzeyi artacak seçmen; onun camileri ahıra çevirdiler, baş örtülü bacıma zulüm yaptılar ya da enflasyonu düşürmeden faizi düşürme söylemlerini, kurnazlığını yemez! Bu nedenlerle AKP reform yapmaz, yapamaz.

2-Değersizleşen Lira ile ihracat artışı neden kalıcı olmaz, neden Erdoğan''ın bu planı tutmaz, işte ikinci gerekçe de şu: Sizinle aynı ürünü üreten rakipleriniz, Pakistan, Hindistan, Endonezya, Vietnam ve bazı Afrika ülkeleri sizin küresel piyasalara sattığınız düşük teknoloji içeren ürünlerde fiyat kırmaya başlarlar. Türkiye''de asgari ücretin de artacağını düşünecek olursak, bu ülkeler maliyet konusunda daha avantajlıdır. Köle işgücü bolca mevcuttur ve çok yakında Türk firmalarına karşı fiyat kıracaklardır.

Erdoğan''ın ihracat stratejisi bir plan ya da bilinçli tercih değildir. Ekonomi yönetimi dışa bağlı sistemle rezervleri bitirmiş, yandaşlarına 3-5 maaş, huzur hakları, kâr payları ile bütçe dengesini bozmuştur. Borç 2018''den bugüne tüm Cumhuriyet tarihinden yapılan borcun iki katına çıkarak 2,2 trilyon TL olmuştur.

Evet bu politika; rezervler suyunu çekince, dolar rekor kırmaya başlayınca, savrulma anında tutundukları bir dal olmuştur. Ancak yukarıda anlattık bu dal sağlam bir dal değil. Halkın mutsuzluğu sadece bir avuç ihracatçı patron ve yandaş kesimin mutluluğu üzerine politika üretilmez. AKP bir oligarşi kurmuştur. Bu oligarşinin toplumun ekonomik, politik ve sosyal alanlarında temsilcileri mevcuttur. Ancak halkın millî hasıladan aldığı pay azalırken bu kesimlerin payı artmıştır. Bu durumun adı tamamıyla hukuka uydurulmuş, son derece teknik bir yağmadır.

O zaman bunun bir çıkış stratejisi olmayacağı belli ise Erdoğan bile bile seçimleri kayıp mı edecek? Dövizi durdurmak için ne yapacak?

Hatırlayın bu artışı durdurmak için geçen hafta Merkez Bankası iki kez piyasaya müdahale etti. Birincisinde 1 milyar dolar satıldı. Kur 13,68''den 12,42''ye kadar geriledi ama sonra tekrar 13 üstüne attı. Çünkü Erdoğan faiz indirmekten vazgeçmeyeceğini İzmir ve Ankara''da yaptığı konuşmalarda halka ilan etti.

Merkez''in ikinci müdahalesinde ise artık rezervler eksi olduğu için, eldeki sınırlı dövizin tükenmeye başladığını, yapılan müdahale miktarından anladık. Bu sefer 300 milyon dolar ile müdahale edildi ama kur bana mısın demedi. 13 üzerindeki harekete devam etti.

Ancak çok ilginç başka bir açıklama daha Erdoğan''dan geldi. Şirvan Barajı ve hidroelektrik santrali açılışında konuşan Erdoğan şunları söyledi: "Kur dalgalanmalarını makul ve istikrarlı bir çizgiye oturtacağız. Bunları aşacağız. Önümüzdeki yılın ilk aylarından itibaren ekonomide gelişmiş ülkeler standartlarını yakaladığımız bir seviyeye ulaştığımızı göreceğiz."

Peki reformlar olmadan ilk aşamada kurda denge nasıl sağlanır? Elbette ki yabancı bir nakit girişi ile…

Bakın burada Erdoğan''ın büyük bir çaresizliği var. Erdoğan kuru mevcut çift hanede tutmaya çalışıyor, 17/18 olmaması için umut ediyor. Yani her türlü sıkıntı büyük. Öyle, gelişmiş ülke olacağız diyerek olunmuyor. Hele kuru dengede tutmak o da ayrı bir zorluk. Peki kuru 12/13''de tutmak AKP''ye zafer getirir mi? Kesinlikle hayır. Ancak durumun daha kötü bir hâl almasını önlemek gerekiyor. İşte burada Erdoğan''ın dolarda ''6-7 Aralık Planı'' devreye giriyor. Aslında bu Erdoğan''ın eski bir taktiği. Erdoğan 6-7 Aralık''ta Katar''a gidiyor. Böylece dost Katar Emiri''nden piyasalardaki yangın Saray''a sıçramadan biraz nakit getirilecek…

Erdoğan''ın ziyareti ile hem Katar Emiri''nden hem de Türkiye''de milyarlarca dolar vurup dışarıya istifleyen o malum kesimden de (Hollanda basınında yazdığı üzere!) bir giriş başlatılacağını değerlendiriyorum. Ayın 10''u itibari ile kura basacaklar. Ancak bu baskı en fazla ay sonuna kadar dayanır sonrasında kurun yine kafayı kaldıracağını izleyeceğiz çünkü:

1-Türkiye''nin dış borç ödemeleri ve ithalata dayalı üretim biçimi tam gaz devam ederek dövize talebi kesmiyor.

2-Faiz indirimleri durmayacak bu da Lira''dan Dolara geçişi sürekli kılacak.

3-En önemlisi Amerika''da FED ve Hazine yetkilileri piyasaya destek için verdikleri parayı ''hızlı'' bir şekilde azaltma kararını tartışıyorlar. Çünkü Amerika''da enflasyon yönetimi rahatsız etmeye başladı. Orada otoriteler oturup bir musibetin büyümesini izlemezler. Derhal müdahale eder, yılanın başını küçükken ezerler.

FED verdiği desteği kıstıktan sonra 2022 bahar aylarında ilk faiz artırımını yapmayı planlıyor. Kurmaylar bu takvimi artık konuşalım diyorlar. Evet, resmen faiz ABD''de hangi ay artacak durumuna geldik.

Peki FED faizi artarken, Türk faizi düşerken, Katar''dan, BAE''den, ya da malum şahısların paraları ile kur bırakın düşmeyi, denge bulur mu? Erdoğan''ın operasyonu başarılı olur mu? Bence olmaz. Geçmişte salgın ve FED faiz artışı ortada yokken, Türkiye''nin dışa bağlı sistemi nedeni ile Katar paralarının kuru tutamadığını test ettik.

Bütün bu gelişmelere Türk tarım ve sanayisindeki yapısal sorunları, enflasyonun tam gaz gidişini, Omicron varyant virüsü ile tedarik sıkıntılarının eskisi gibi olmasa da karşımıza geleceğini, en azından emtia fiyatlarında sıkıntının küresel enflasyonu devam ettireceğini de koymayı unutmayalım.

Sözün özü 10-30 Aralık''ta Katar''dan gelecek para ile bir miktar düşecek kuru alım fırsatı olarak görüp, dolar toplayacak hane halkı ve firma sahiplerini izleyeceğiz. Ama filmin sonu ne yazık ki mutlu bitmeyecek; çünkü esas oğlanın girdiği yol ve yaptıkları baştan sona yanlış. 

Yazarın Diğer Yazıları