François Hollande ve Jean-Luc Mélenchon, 1970'lerin sonunda Sosyalist Parti’ye (PS) katıldıklarında aynı siyasi çatı altında birleşmiş görünüyordu. Ancak farklı kökenlerden gelen bu iki isim arasında derin çatlaklar vardı. Mélenchon, Troçkist kökeni ve radikal görüşleriyle tanınırken; Hollande, Jacques Delors’un liberal ve merkeze yakın çizgisini benimsiyordu. Bu ideolojik zıtlık, Fransız solunun iki farklı kanadını temsil eden bir çatışmanın temelini oluşturdu.
1997’deki Brest Kongresi’nde bu çatışma somut bir hal aldı. Hollande'ın ekonomik ve Avrupa yanlısı çizgisi, Mélenchon'un eşitlikçi politikalarıyla çelişiyordu. Hollande'ın üstün gelmesiyle sonuçlanan kongre sonrası Mélenchon, bu yenilginin hileli olduğunu öne sürdü. Bu, kişisel bir kırgınlığın ve siyasi rekabetin fitilini ateşledi.
1997 Brest Kongresi: Fransız siyasetinin dönüm noktası
2005 AVRUPA REFERANDUMU VE AYRILIKLAR
2005’teki Avrupa Anayasası referandumu, ikilinin arasındaki ayrılığı daha da derinleştirdi. PS'nin "Evet" kampanyasını destekleyen Hollande’a karşı, Mélenchon “Hayır” diyerek partinin resmi çizgisine karşı çıktı. Bu anlaşmazlık, Mélenchon’un 2008’de PS’den ayrılarak kendi siyasi hareketini kurmasına neden oldu. Artık Mélenchon, dışarıdan bir figür olarak Fransız solunun yeniden şekillenmesine çalışıyordu.
Fransa'da sol ayağa kalktı. Macron'un el bombası sonunda patladı
2012 VE REKABETİN ZİRVE NOKTASI
2012 Cumhurbaşkanlığı seçimleri, iki lider arasındaki çatışmanın zirvesi oldu. Mélenchon, Hollande’ın adaylığını “solun değerlerinden uzaklaşmak” olarak eleştirirken, Hollande ise Mélenchon’un söylemlerini radikal buluyordu. Hollande’ın cumhurbaşkanlığı döneminde alınan kararlar, örneğin Manuel Valls’in atanması ve çifte vatandaşlık tartışmaları, Mélenchon’un sert muhalefetiyle karşılandı. Mélenchon, Hollande’ı "solun ihaneti" ile suçlarken, Hollande da Mélenchon’un liderlik anlayışını sorguluyordu.
Yeni Halk Cephesi asıl yarışı şimdi başlıyor. Fransız solu kırılgan ittifakını sürdürebilecek mi
ORTAK BİR RAKİP: MACRON
İki liderin ortak noktada buluştuğu nadir konulardan biri Emmanuel Macron’a yönelik eleştirilerdi. Ancak bu bile aralarındaki uçurumu kapatmaya yetmedi. Mélenchon, Fransa’nın solunu yeniden yapılandırma misyonuyla hareket ederken, Hollande geçmişteki politikalarını savunmayı sürdürdü.
